13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan İliç sınırları içerisinde Türkiye tarihinin en büyük çevre felaketlerinden biri yaşanmış olmasını Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği ( ESÇEVDER ) olarak yakından takip etmekteyiz.
Bir şirketin kârı uğruna hukuku, insanı, yaşamı ve doğayı hiçe sayan çevre katliamına karşı meslek odaları ve yurttaşlar tarafından yapılan onlarca başvuru ve uyarıya karşın kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, şirketin kollandığı, uygulamalarına göz yumulduğu ortaya çıktı.
Felaket halen sona ermiş değildir. Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş halen bölgede faaliyetine devam etmektedir. Milyonlarca ton tarım toprağı siyanür ve diğer kimyasallarla zehirlenmiş ve on yıllarca kullanılamaz hale getirilmiş, bölgedeki kırsal içme suyu kaynaklarının neredeyse tamamı kirlilik nedeniyle yıllarca içilemez hale getirilmiş, doğal yaşam zenginliği ile ünlü bölgede artık kuşlar dahi uçamaz olmuştur. İşletme Fırat nehrinin bir kolu olan Karasu ve bunun üzerinde bulunan Bağıştaş barajına çok yakın konumdadır. İşletmenin bulunduğu alanın akarsu ve baraja göre daha yüksek konumda olması, işletmede oluşabilecek her türlü sıvı atığın serbest kalması halinde aşağı doğru akarak Karasu ve Fırat’a erişmesi ve felaketin tüm Fırat nehri boyunca bölgeye yayılması an meselesidir.
Birkaç şirketin kar etmesi uğruna tarım alanlarımıza, göllerimize, doğal yaşamımıza ve nihayet yurttaşlarımızın canlarına göz göre göre kastedilmesine göz yumanlar yargılanmalı, yaptıklarının hesabını hukuk önünde vermelidirler.
Bu hesabın sorulmaması daha önce de defalarca duyurduğumuz gibi yarın Kaymaz’da Koza Madencilik, Sarıcakaya’da Cengiz Holding tarafından da aynı katliamların gerçekleştirilmesine yol açacaktır. Sarıcakaya’da gerçekleştirilmesi planlanan çevre katliamının İliç’de yaşanandan çok daha vahim boyutlarda olacağı konunun uzmanlarınca dile getirilmektedir. Tüm Eskişehir ve Sakarya havzası İliç’te meydana gelenden daha büyük katliam ve felaket tehdidi ile karşı karşıyadır. İliç’te yaşananların hesabı sorulmazsa aynı felaket Eskişehir’de de yaşanacaktır!
Yaşanan felaketlerin özünde, ülkenin en stratejik kaynaklarından olan madenlerimizin, özel şahısların işletmesine açılmış olması yatmaktadır. Bu felaketlerin önüne geçilmesi, madenlerimizin birkaç şirketin ve onlara göz yumanların değil ülke menfaatleri yolunda kullanılabilmesi için tüm maden işletmeleri derhal devletleştirilmeli, madencilik özel teşebbüse kapatılmalıdır.
Biz de Eskişehir Çevre Derneği ( ESÇEVDER ) olarak yurttaşlarımızın yaşamlarının, ülkemizin menfaatlerinin, toprağının, suyunun, doğal yaşamının bir avuç şirket patronu ve onların yasa dışı faaliyetlerine göz yumanlara karşı korunması, sorumlulardan hukuk önünde hesap sorulması için Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunduk.
Tüm Eskişehir halkına ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.