VakıfBank Kültür Yayınları, Pulitzer ödüllü müzik eleştirmeni Harold C. Schonberg’in yazdığı “Büyük Besteciler” isimli eseri okurla buluşturuyor. Kitapta Mozart’tan Beethoven’a, Wagner’den Chopin’e dek müzik tarihine damgasını vuran onlarca sıra dışı besteci ve çalışmaları anlatılıyor.
VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) yayımladığı “Büyük Besteciler”, adını müzik tarihe altın harflerle yazdıran bestecileri sıralıyor. Eserlerinin öyküsü ve yaşamlarının detaylarını okura sunan kitapta; Wolfgang Amadeus Mozart, Joseph Haydn, Richard Wagner, Pyotr İlyiç Çaykovski, Ludwig van Beethoven, Richard Strauss ve Frédéric Chopin gibi onlarca sanatçı görselleriyle birlikte yer alıyor.
New York Times yazarı ve Pulitzer Eleştiri Ödülü sahibi Harold C. Schonberg kitabında kimi küçük yaşta şöhreti yakalayan, kimi milyonlar kazanan; bir başkası en iyi bestelerini sağırken ortaya koyan, bir diğeri çalışmalarıyla müzik tarihini kökten değiştiren bestecilerin hikâyelerini sunuyor.
Müziğin altın çocuğu Mozart (1756-1791)
Henüz 3 yaşındayken piyanoda sesleri ayırt edebilen Avusturyalı Wolfgang Amadeus Mozart, beş yaşında yarım saat içinde bir müzik parçası öğrenirdi. 6 yaşına geldiğinde ise beste yapmaya başladı. Avrupa saraylarına, müzik akademilerine konser verdi, herkesi kendisine hayran bıraktı. 35 yıllık ömrüne Figaro’nun Düğünü, Saraydan Kız Kaçırma, Klarnet Beşlisi, Requiem ve Türk Marşı’yla birlikte yüzlerce eser sığdıran Mozart, müzik tarihinin belki de en çok sömürülen harika çocuklarından biridir.
Krallardan üstün Beethoven (1770-1827)
Alman dahi müzisyen Ludwig van Beethoven’a göre kendisi bir sanatçıydı ve bir sanatçı krallar ile soylulardan üstündü. Bunu müzik tarihinde ilk kez dile getiren Beethoven, sanatçı haklarını savunurdu, bu durumun da o güne dek bir benzeri yoktu. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte 1817’de tamamen sağır olan Beethoven, müzik tarihinin zirvesi sayılan 9. Senfoni’yi 1824’te dinleyiciyle buluşturdu. En iyi eserlerini sağırken yazdı.
Piyanoya yeni soluk getiren Chopin (1810-1849)
Tarihin en büyük piyanistlerinden Polonyalı aristokrat Frédéric Chopin, meslektaşlarından farklıydı. Onların iniş ve çıkışları oldu ama Chopin durmadan ilerledi. Bambaşka bir üslup yarattı, piyanoyu eksiksiz bir çalgı haline getirdi. Pedal ve parmak kullanma ile ritim ve renk kaynağı konusunda Chopin’in icat ettiği yepyeni fikirler, piyano literatürünü belirledi.
Evde pek müzik dinlemeyen Verdi (1813-1901)
İtalyan opera devi Giuseppe Verdi, yaşamı boyunca çok büyük bir ticari başarıya ulaştı ve hiçbir zaman bilgili bir müzisyen olma iddiasında bulunmadı. Verdi, 1869 tarihli mektubunda konuyla ilgili olarak şunları kaleme aldı: “Evimde pek müzik olmaz. Bir eseri incelemek için bir yayıncıya, bir müzik kütüphanesine hiç gitmedim. İyi çağdaş eserlerin bazılarından, araştırarak değil, arada bir tiyatroda dinleyerek haberdar olurum…”
Medyanın göz bebeği Strauss (1864-1949)
Alman besteci ve opera şefi Richard Strauss, medyanın adeta göz bebeği olarak konumlandırıldı. Strauss tarafından yapılan her beste, dünya basınında anında haber oldu. Çok büyük paralar kazanan Strauss, bazılarına göre paradan başka bir şey düşünmeyen bir müzisyendi. Öyle ki, bir gün oğlu, “Baba prova için ne kadar para aldın?” diye sorunca, sevinçle gözleri dolan Strauss’ın oğlunu bağrına basarak, “Artık gerçek oğlum olduğunu biliyorum” dediği rivayet edilir.