Nükleer müzakerelerin sonuçlanmasının ardından gözler petrol piyasasına çevrildi. Küresel petrol piyasasının gelişmelerden fiyatları nasıl etkileyeceğini değerlendiren uzmanlar, mevcut koşullarda OPEC ülkelerinin kolay kolay İran yer açamayacağı görüşünde…
İran’ın P5+1 ülkeleriyle (BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya) nükleer anlaşmaya varmasının ardından dikkatler, petrol piyasalarına çevrildi. İran’ın yeniden küresel petrol piyasasında yer alması petrol fiyatlarının düşüşüne sebep olabilir.
Ancak İran’dan bu konu i
İranlı enerji uzmanı Umud Şukri, mevcut koşullarda OPEC ülkelerinin kolay kolay İran için yer açamayacaklarını ve İran’ın henüz fiyatları etkileyecek kapasitede üretime sahip olmadığını düşünüyor:
“Ambargodan dolayı İran’ın petrol üretim kapasitesi düştü. 2005’te 4,5 milyon varil iken, 2012 yılı sonunda 1,8 milyon varile kadar düşmüştü. 2013 ile 2014 yılları da ambargoların hafiflemesinden dolayı 2,5 milyon varile kadar yükselmişti. Ama ambargoların kalkması, hemen İran’ın piyasaya dönebileceği anlamına gelmez. Çünkü İran’ın yerini diğer ülkeler, özellikle Suudi Arabistan ve Irak petrolü almıştı. Bu ülkeler, kendi paylarını başka bir ülkeye vermek istemez. Petrol fiyatları konusunda kısa vadede düşüş göremeyiz ama uzun vadede olabilir. Fiyatın 50 doların altına düşmesi çok zor. Bilindiği gibi petrol fiyatlarını sadece üretim ile tüketim etkilemiyor. Daha fazla etkenler var. Soğuk havalar geldiğinde petrole daha fazla talep oluyor. Yakın gelecekte 60-80 dolar bandında fiyatlar sabitlenebilir. 2016 yılının fiyatlarını ise şimdiden söylemek çok zor.”
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Enerji Güvenliği Araştırmaları Merkezi Müdürü Hasan Selim Özertem, İran’ın petrol piyasasına dönüşünün önemli rol oynayacağı görüşünde:
“P5+1 ülkeleri ve İran arasında yaklaşık bir yıldır devameden müzakerelerin petrol piyasaları üzerinde olumlu etkileri oldu. Özellikle anlaşmanın olumlu sonuçlanacağına dair beklentiler, petrol piyasalarındaki dalgalanmaların kısmi olarak azalmasını ve önemli ölçüde istikrara kavuşmasına yardımcı olmuştu. Tabii en fazla konuşulan hususlardan biri, anlaşma sonrası piyasanın nasıl şekil alacağıdır. Bu konuda henüz net bir şey söylemek güç. Daha çok beklentiler orta ve uzun vadede petrol fiyatlarının çok yükseklere çıkmasının engelleneceğine yönelik şekilleniyor. Çünkü İran’ın yaklaşık 1,5 milyon varillik petrol üretimini yeniden ihraç etmesi sözkonusu.Özellikle ABD’nin yaptırımlarıyla birlikte bu konuda bir kısıtlama gelmişti ve İran ihracatı ciddi anlamda azalmıştı.
Önümüzdeki bir seneye dair baktığımızda da özellikle İran’ın üretimi ne şekilde devreye sokabileceği ve bu konuda hangi pazarları tekrar alabileceği konusunda tekrar tartışmalı. ABD’deki kaya petrol üretimi ile birlikte pazarındaki payı daralan Körfez ülkeleri daha çok Asya pazarına yönelmiş durumunda. Bu şekilde forma sokulmuş bir piyasada İran yeni kontratları nasıl imzalayacaktır, bu da önemli bir husus. Ama şunu da ifade edelim, özellikle bölgesel piyasalarda bir rahatlama olabilir. Akdeniz piyasası başta olmak üzere İran’a yakın havzalarda petrol fiyatları biraz daha dengeli anlamda aşağıya doğru gidebilir. Ama küresel anlamda şu anda ciddi bir düşüşün beklenmesi söz konusu değil.
Çünkü OPEC üyesi ülkelerin da durumu yakından takip ettiği ve son bir senedir 50 ile 70 dolar bandı konusunda iyi kötü bir mütabakata varılan bir fiyatın ortaya çıktığını görüyoruz. Burada OPEC’in üretimini azaltması ve diğer ülkelerin doğrudan İran’a yer açması çok rahat olmayacaktır. Çünkü düşen petrol fiyatları özellikle Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer ülkelerin de bütçelerine çok ciddi anlamda bir yük getiriyor. Burada üretimin kısaltması demek özellikle bu ülkelerin elde edecekleri gelirlerin de azalması anlamına gelecektir. Bu açıdan İran’ın aslında doğrudan çok büyük bir etki oluşturmayacağı ama petrol piyasalarının artık geçmiş dönemlerde olduğu gibi 100-120 dolarlar bandını kısa vadede görmesinin önünde önemli bir engel oluşturacağını ifade edebiliriz.”
Kaynak: Sputniknews