Dünyanın ilgisi bölgedeki krizlere odaklılık göstermişken, Doğu Akdeniz yaşanan son gelişmeler bu krizlerin beklenmedik sonuçları olabileceğine işaret etmektedir.
Akdeniz’in derinlerindeki petrol ve gazın araştırılması ve üretilmesi için kullanılan devrim niteliğindeki teknolojiler, büyük miktarlarda hidrokarbonun keşfedilmesini sağlamıştır. İşte bu keşifler neticesinde Ortadoğu’nun ve belki de Avrupa’nın enerji haritası da değiştirebilecektir.
Enerji panoramasındaki bir değişiklik kaçınılmaz olarak jeopolitik görünümü de değiştirecek bu da yeni imkanların yanında yeni sorunlar da beraberinde getirecektir.
DOĞU AKDENİZ’DEKİ YENİ ENERJİ SAHALARI
2010-2011 yılları arasında, petrolün varil fiyatı 80 dolara ulaştığı dönemde uluslararası enerji şirketleri Akdeniz’de petrol ve gaz arayışına girdiler ve bunda da başarılı oldular. Aslında sonuç, umulanın çok ötesindeydi.
2010 yılında, İsrail karasularında Tamar ve Leviathan gaz sahaları keşfedildi. Keşfedilen bu sahaların gaz rezervleri, Kuzey Denizi’nde bulunan çoğu gaz sahasından elde edilen toplam gazın çok üzerinde.
Tamar ve Leviathan’ın gaz rezervleri, Avrupa’nın yaklaşık iki senelik gaz ihtiyacına denk geliyor. ABD Jeoloji Araştırma Verileri’ne göre Leviathan Tabanı’ndan 122 trilyon kübik fit doğal gaz çıkabilir ki bu da Doğu Akdeniz’i enerji dünyasının önemli bir aktörü haline getirir.
Bu kaynakların geliştirilmesinin maliyeti oldukça yüksek olabilir. Örneğin tabanda yapılacak normal bir sondaj 80-90 milyon dolara mâl olurken, Avrupa’ya çekilecek gaz boru hattının 15-20 milyara mâl olması bekleniyor.
Maliyetin bu kadar yüksek olması ve operasyonların karmaşıklığı keşiflerin uzun yıllar boyu geciktirilmesine sebep oldu.
Son zamanlarda gerçekleştirilen bu önemli keşifler, Doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin enerjide kendi kendine yetme ümitlerini canlandırmakla kalmadı. Bu ülkeler için enerji ihracatından elde edecekleri yeni ve önemli bir gelir kaynağı ümidi oldu.
İSRAİL VE MISIR ENGELİ
Bölgede yeni doğalgaz kaynaklarının bulunmasının getirdiği sevinci, petrol ve gaz fiyatlarının hali hazırdaki görünümü baltaladı.
Şu andaki ve beklenen orta vadeli fiyatlar, bu yeni kaynaklarının ekonomisin pek de umut verici olmadığını gösteriyor.
Tüm bunlara ek olarak İsrail’in doğal gaz için yurt içi fiyatlandırılmasındaki duruşu ve yaptığı düzenlemeler, ihracat için ayrılacak gazın miktarı konusunda endişelerin oluşmasına sebep oluyor.
İsrail konusunda duyulan endişelerin aynıları Mısır’da kurulan yeni sahalarında benzer uygulamaları takip edip etmeyeceği noktasında da geçerli.
Düzenlemeler ve vergi taslakları tartışılmaya ve müzakere edilmeye devam edilse de henüz nihai bir plana ulaşılmış değil.
Akdeniz havzasındaki gaz keşiflerinin ticari olarak daha uygulanabilir olmasıyla, uluslararası petrol fiyatları yeni keşifleri daha cazip hale getirecek bir konuma gelebilir.
YENİ BÖLGESEL İTTİFAKLAR
Enerjide kendi kendine yetebilme durumu, bölgedeki ülkeler arasında yeni siyasi ittifakları ve paktların oluşmasını şimdiden tetikledi.
Son zamanlardaki en önemli ittifak İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında yapılan ittifaktır. Üç ülke arasındaki resmi anlaşmaya göre ittifakın amacı “Akdeniz ve bölge genelinde barışın, istikrarın, güvenliğin ve refahın temini için farklı alanlardaki ortak çıkarlar çevresinde üç taraflı işbirliği kurulması” olarak belirtildi.
Bahsi geçen ülkeler anlaşmaya, muhtemelen Türkiye’yi işaret ederek, bu tür bir ittifakın diğer tarafları dışarıda bırakmayacağı maddesini de eklemeyi ihmal etmedi.
DOĞU AKDENİZ’İN GAZI AVRUPA’YA
Bu birlikteliğin merkezinde İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Kesim’inden çıkarak Yunanistan üzerinden Doğu Akdeniz gazını Avrupa pazarına taşıyacak olan Doğu Akdeniz Boru Hattı bulunuyor.
Yunanistan, bu zamana kadar Filistin ile yakın bağlantılar kurmuş olsa da şu anda İsrail ile enerji merkezli yeni bir ittifak içinde.
Yunanistan’ın yaşadığı bu siyasi değişikliğin dışında İsrail karasularında Leviathan ve Tamar sahalarının kurulması ve ondan daha küçük Kıbrıs Afrodit sahası da İsrail gazının Türkiye’ye taşınması; İsrail ve Kıbrıs gazının Mısır’ın hali hazırdaki LNG tesisleri ile Avrupa’ya taşınması yeni siyasi ittifak ve müzakerelerin yaşanmasına sebep olacaktır.
Mısır ve İsrail arasında, İsrail gazının Mısır’ın sahip olduğu LNG istasyonlarıyla Avrupa’ya taşınması için anlaşma gerçekleşti. 2015 yılında Mısır sularında keşfedilen Zohr gaz sahasının işlerliğe geçmesi ise yakın zamanda mümkün gözükmemektedir.
Haberin Devamı İçin Tıklayınız >>>
Yazan: Melahat Kemal
Kaynak: Timetürk