Havacılık sektörünün de katkılarıyla, 3-5 Nisan 2014 tarihleri arasında İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde İstanbul Karbon Zirvesi düzenleniyor. İklim değişikliğinin dünyayı etkilemeye başlaması sonucu küresel ısınma ve sera emisyonun artışı gibi konular gelecek nesiller açısından bir tehdit oluşturmaya başladı. Bu sorunun ciddi boyutlara ulaşması, çözümler konusunda kamuoyunda bir farkındalık oluşturma zorunluluğunu doğurdu. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Raporu da bu sorunun boyutlarını açıkça belirtiyor. Konuyla ilgili 3-5 Nisan 2014 tarihleri arasında İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, birçok bakanlık ve kuruluşun da katkılarıyla İstanbul Karbon Zirvesi düzenleniyor.
Böylelikle, çok sayıda önemli uzman ve bilim insanı bir araya getirilerek, Kyoto Protokolü sonrasında önemli bir konu haline gelen karbon ticareti, mevcut sorunlar ve çözümleri üzerinde tartışılması ve kamuoyu bilinci arttırılarak yeni stratejiler üretilmesi hedefleniyor.
HAVA YOLU ŞİRKETLERİNE KARBON VERGİSİ
Bu bakımdan İstanbul Karbon Zirvesi sadece Türkiye için değil, diğer ülkeler için de önemli sonuçlar öngörüyor. AB komisyonunun 2012 yılında aldığı kararla hava yolu şirketlerine belirli bir oranda karbon vergisi ödeme zorunluluğu getirmişti. Bu karara Çin ve Hindistan gibi bir takım ülkeler karşı çıkmışlardı. İklim değişikliği ve sera gazı emisyonu konularının büyük bir sorun haline gelmesiyle, dünya genelinde çevre politikaları gözden geçirilmeye başlandı.
BİR UÇUŞTA BİR YILLIK ISINMA KADAR HAVA KİRLETİYOR
İstanbul Karbon Zirvesi Organizasyon Komitesi Başkanı Doç. Dr. Etem Karakaya, dünyada küresel karbon piyasalarının hızla gelişip büyüdüğünü ve artan kamuoyu bilinci sayesinde sürdürülebilir karbon yönetimi, emisyon ticareti ve temiz teknolojilerin geliştirilmesine yönelik çalışmaların öneminin daha fazla anlaşıldığını belirtti.
Karakaya, dünyada hızla büyüyen havacılık sektörünün sera gazı emisyonlarının artışına katkısının ciddi miktarlarda olduğunu ve bu konuda acil önlemlerin alınması konusunun özellikle Avrupa Birliği ve Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO) tarafından sürekli dile getirildiğini bildirerek, şunları söyledi:
“Uçak yolculuğu ile seyahat bireylerin ciddi şekilde sera gazı emisyonuna yol açmakta. Örneğin İstanbul-New York arası bir uçuş yapan kişinin neden olduğu emisyon miktarı aynı kişinin bir yıl boyunca ısınma amaçlı yakıt kullanımı sonucu neden olduğu emisyon miktarı ile aynı. AB bu konuya önem verdiği için Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemine kendi hava sahasına gelen ve bu sahada kalkan tüm havayolu şirketlerini de dahil etmeyi planlamakta. 2016`ya kadar bu konuda ciddi somut yaptırımlar getirilecek. Bu durum Türk Hava Yolları başta olmak üzere ülkemizin tüm havayolu şirketlerini yakından ilgilendirmekte.”
Karakaya, İstanbul Karbon Zirvesi ile çok sayıda sektörde olduğu gibi havacılık sektöründe de dikkatleri karbon salımına çekmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, “Gelişen, yaşanabilir bir dünya içinde yer üstü kadar havada da emisyonların azaltılması gerekiyor” dedi.
Türkiye havacılık sektöründe ise, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün 2009 yılının Aralık ayında başlattığı, 2010 yılında da yeni düzenlemeler yaparak geliştirdiği “Yeşil Havaalanı Projesi”yle modern ve çevre dostu kuruluşların sayısı her geçen gün artıyor. Bu projeyle, doğaya ve insanlara verilebilecek zararların azaltılması, mümkünse bu zararların tamamen ortadan kaldırılması amaçlanırken, uygulanan Katı Atık Yönetimi’yle de, çeşitli atıkların doğaya tekrarkazandırılmasını planlanıyor.
YEŞİL HAVAALANI SAYISI 11 OLDU
TSE ile yapılan işbirliği sonucunda, TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemini kurmak, Sera Gazı Envanter Raporu’nu TS ISO 14064-3 standardına göre doğrulatmak gibi koşulları sağlayan ilgili kuruluşlara “Yeşil Havalimanı Belgesi” veriliyor. Bu koşulların yanı sıra ortak belirlenen bazı kriterlerin de sağlanmasıyla birlikte Adıyaman, Amasya Merzifon, Balıkesir Koca Seyit, Bursa Yenişehir, Elazığ, Erzurum, Hatay, Isparta Süleyman Demirel, Nevşehir Kapadokya, Şanlıurfa GAP ve Uşak havalimanları “Yeşil Kuruluş Ünvanı” almaya hakkazandılar. Böylelikle yeşil havaalanlarının sayısı 11’e yükselmiş oldu.
Ayrıca teşvik edilmesi adına bu ünvanı alan işletmelere, projede belirtilen logoyu kullandıkları takdirde, işletme yetki belgesi, ruhsat ve sertifika gibi belgelerin temdit ücretleri gibi işlemlerde indirimler sağlanıyor. Yine ilgili kuruluşların personellerine, konuyla ilgili çeşitli eğitimler verilerek çevreye duyarlılık bilinci ve farkındalığı yaratılıyor.
Özellikle hava yollarına yönelik denetimlerin arttırılmasıyla birlikte caydırıcı cezaların uygulanması ve hizmet tarifelerinde indirimler sunulması ülkemiz havacılık sektörüne önemli katkılar sağladı. Türk Hava Yolları da bu amaçla geliştirilen yeni uçak modellerini kullanarak bir ilke imza atmış oldu. Kullanılan yeni uçak modelleriyle yakıt maliyetinde yüzde 4 azalma sağlarken karbon salımında yılda 900 ton azalma ve görev kabiliyetinde 100 deniz miline varan artış sağlandı.
Kaynak: Enerji Günlüğü