Kentsel dönüşüm yeşil semtler oluşturmak için de bir fırsat!
Su yönetiminde dünya lideri olan ACO’nun Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay, kentsel dönüşümün yeşil semtler oluşturmak için fırsat olduğunu söyleyerek, “Çünkü LEED konsepti sadece binalar ile sınırlı değil. İstanbul’da yeni oluşturulan veya kentsel dönüşüme tabi semtler LEED kriterlerine uygun şekilde tasarlanabilir ve yeşil binaların değeri daha da artabilir” dedi. Su yönetimi ve su döngüsü kontrolünün LEED kapsamındaki başlıklardan biri olduğuna dikkat çeken Özatay, “Yeşil binaların yeni yapılarda işletme maliyeti %13.6 daha düşüktür. Eski binalarda yapılan LEED uygulamalarında ise bu rakam %8.5’tir. Bu aynı zamanda binaların değerlerini de %10 oranında arttırır” diye konuştu.
Su yönetiminde dünya lideri olan ACO’nun Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay, kentsel dönüşümün yeşil semtler oluşturmak için fırsat olduğunu söyledi. Yeşil binaların öneminin giderek arttığını ifade eden Özatay, “Yeni yapılan binalarda LEED akreditasyonunun önemi ve popülaritesi her geçen gün artıyor. Aslında son yıllarda gündemde olan kentsel dönüşüm de yeşil semtler oluşturmak için bir fırsat. Çünkü LEED konsepti sadece binalarla sınırlı değil. Yeni oluşturulan ve kentsel dönüşüme tabi semtler LEED kriterlerine uygun şekilde tasarlanabilir, yeşil binaların değeri daha da artabilir” dedi.
Yeşil binalar konusunda dünyada resmi kurumların öncü olduğunu dile getiren Ender Özatay, “LEED projelerinin %30’u ya bir devlet kurumunundur ya da devlet kurumları tarafından kullanılıyordur.Yeşil binaların yeni yapılarda işletme maliyeti %13.6 daha düşüktür. Eski binalarda yapılan LEED uygulamalarında ise bu rakam %8.5’tir. Bu aynı zamanda binaların değerlerini de %10 oranında arttırır” diye konuştu.
3 YILDA 5,5 MİLYON LİTRE YAĞIN DOĞAYA KARIŞMASINI ENGELLEDİK
Su yönetimi ve su döngüsü kontrolünün LEED kapsamındaki başlıklardan biri olduğuna dikkat çeken Özatay, “Türkiye’deki LEED sertifikalı yapı sayısı henüz az olmasına karşın gelecekte devletin desteği ve artan bilinçle yeşil binalar çoğalacak. Doğru su yönetiminin sadece yeşil binalarda değil bütün yapılarda yapılması işletme maliyetlerini düşüreceği gibi çevrenin korunmasını da katkısı büyük olacaktır” ifadesini kullandı.
ACO olarak Türkiye’de son 3 yılda 5,5 milyon litre atık yağın doğaya karışmasını engelleyerek çevrenin korunmasına büyük katkıda bulunduklarından bahseden Ender Özatay, şunları söyledi: “Bizler atık yağların toplanmasını ve geri kazanılmasını, sadece yeşil binalar için değil ulusal bir sorumluluk projesi olarak görmekteyiz. Türkiye’de her yıl yaklaşık 1,5 milyon ton sıvı yağ tüketiliyor. Bu yağın üretimi sürecinde ve tüketimi sonucunda 350 bin ton kadar atık yağ oluşuyor. Arıtılmayan atık suların içindeki bitkisel ve hayvansal yağlar; denizlere, göllere ve akarsulara döküldüğü zaman ortamdaki canlılar üzerinde büyük tahribata yol açıyor.1 litre atık yağ 1 milyon m3 suyu kullanılamaz hale getiriyor.”
350 BİN TON ATIK YAĞIN %1’İ BİLE TOPLANMIYOR!
ACO Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kullanılmış bitkisel atık yağlar, evsel atık su kirliliğinin %25’ini oluşturuyor. Çevre ve Orman Bakanlığımızın verilerine göre toplanması gereken 350 bin ton yağın lisanslı toplayıcılarla % 1’i bile toplanamamaktadır.ABD’de yapılan bir araştırmaya göre lavaboya dökülen atık yağların kanalizasyon sistemlerinin %40 oranında tıkanmasına sebep olduğu bildirilmiştir.Ayrıca atık yağlar arıtma maliyetini arttırmakta ve arıtma tesislerini çalışamaz hale getirmektedir. Avrupa’da yapılan bir araştırmaya göre lavaboya dökülen 1 litre kullanılmış kızartmalık yağ, arıtma tesisinde 0,44 Euro ilave maliyet oluşturmaktadır.”
Kaynak: Haberler