1976 yılından beri ülkemizde de her yıl 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü olarak kutlanıyor. Bu özel gün, kentlerde yaşayan herkesin ve her kesimin yaşam ortamlarındaki sorunlarının evrensel planda eş zamanlı olarak gündeme getirilmesini, tartışılmasını ve böylece, “şehirciliğin” önemini ve önemsenmesini hedefliyor. Şehircilikte, konforlu ve refah içinde yaşanan alanlara sahip olunması gerektiğine dikkat çeken İzocam, Dünya Şehircilik Günü’nde daha çok enerji tasarrufu için Kentsel Dönüşümün gerekliliğini ve bunun ülkemiz için bir fırsat olduğunu vurguluyor. İzocam Genel Müdür Yardımcısı Doruk Özcan, Dünya Şehircilik Günü’nde yeni yapılan konut ve hizmet binalarının Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’ne, 2020’de yürürlüğe girecek olan EKB’ye uygun ve enerji etkin şekilde inşa edilmesinin gerekliliğini anlatıyor. Sürdürülebilir bina yaklaşımları kapsamında Multi Konfor Binalara duyulan ihtiyacın da altını çiziyor.
Küresel ısınmanın büyük bir tehlike olduğu günümüzde enerji verimli binalar hem dünyamızın korunması hem de ülke ekonomimiz için oldukça önemli. İzocam Genel Müdür Yardımcısı Doruk Özcan, ısı kazanç ve kayıplarıyla beraber tesisatı da içine alacak şekilde binanın tümüne uygulanan doğru yalıtımın hem hane hem de ülke ekonomisine azami fayda sağlayacağını belirtiyor.
Doruk Özcan, şu anda geçerli olan BEP Yönetmeliği’nin çok sıkı uygulanması ve izlenmesi gerektiğine
Sürdürülebilir bina yaklaşımının başında ise kalın yalıtım uygulamaları geliyor. Türkiye’de kullanılan malzeme kalınlığı ortalama 4–5 santimetre iken, aynı malzemenin Avrupa ülkelerinde 20–30 santimetre ve üzerinde değişen kalınlıklarda uygulandığına değinen Özcan, “Yalıtım kalınlıklarıyla ilgili henüz etkin bir denetim olmamasına rağmen, “BEP (Binalarda Enerji Performansı) Yönetmeliği” ile binalarda ve tesisatta yalıtımın önemi artıyor, uygulamalar yayılıyor ve yüksek kalınlıklar daha çok gündeme geliyor. BEP ile birlikte önümüzdeki 10 yılda mevcut binalarda da enerji verimliliği önlemleri ile yalıtım seviyelerinin artacağını, sektöre ve ülkemize büyük katkıları olacağını düşünüyoruz. BEP ülkemiz için kuşkusuz son derece önemli bir adım. Ancak BEP’in tüm detaylarının ve denetim mekanizmalarının, tüm işlerliği devreye sokularak uygulanması büyük önem taşıyor. Bu yönetmelikte geliştirilmesi gereken hususların tekrar gözden geçirilerek bir an önce tamamlanması gerekir” dedi.
Kentsel dönüşümün enerji verimliliği için büyük bir fırsat olduğunu ifade eden Doruk Özcan, ülkemizin sağlıklı çevre ortamına kavuşması için kentsel dönüşümün doğru değerlendirilmesinin gerekliliğine dikkat çekerek şunları söyledi; “Kentsel dönüşümde konu binaların enerji tüketimlerinin daha fazla sınırlandırılması; AB’nin 2020 hedefleri gibi Türkiye’nin de İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ve Enerji Verimliliği Strateji Belgesindeki hedeflerini destekleyecek, yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını sağlayacak. Avrupa Parlamentosu yayımlanan Binalarda Enerji Performansı direktiflerine göre 31 Aralık 2020 tarihinden itibaren bütün yeni binalar sıfıra yakın enerjili bina olacak. Kentsel dönüşüm uygulanırken yakın gelecekteki bu hedefin de göz önünde bulundurulması gerekiyor.”
Bu kapsamda Özcan, Ocak 2020’de yürürlüğe girmesi beklenen Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’ni de değerlendirdi. Özcan, “Yeni inşa edilen binalar için Enerji Kimlik Belgesi (EKB) alınmasını şu an zorunlu. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren EKB aynı zamanda binanın enerji sınıfını da belirliyor. EKB alacak binaların A, B ve C sınıfı performansına yükselebilmeleri için en etkin yol ise ısı yalıtımından geçiyor. Özellikle konut kiralarken ya da konut alım-satımlarında bu belge etkin rol oynayacak. EKB için henüz ısı yalıtımı olmayan binaların ise konusunda uzman firmalarla çalışmaları gerekiyor. Bu noktada doğru malzeme seçiminin de en az uygulamanın kendisi kadar önemli olduğunu unutmamak lazım.”
Diğer taraftan, İzocam; sürdürülebilir bina çözümleri kapsamında yapılarda etkin olmayan, eski, konforsuz teknolojilerin yerine yüksek etkinlikte, yeni, konforlu teknoloji barındıran, enerji ihtiyacını ve kullanımını en aza indirgemek için Multi Konfor Binalara ve bu binalarda kullanılabilecek yeni ürünlere odaklanmaktadır: “Sıfıra yakın enerjili ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran ‘Multi Konfor Binalar’, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konforu sunuyor. Kusursuz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunumu ve güvenliği sağlayan, hem iç mekânlarda hem de dış mekânlarda son derece esnek tasarım çözümleri barındırabilen Multi Konfor Binalar; en az % 90 enerji tasarrufu hedefliyor. Bu binalar, Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünden fazlasını ithal etmekte olan ülkelerde dış kaynaklara bağımlılığın azalmasında etkin rol oynuyor.”