Dayanıklı cihazlarıyla birçok sektörün zorlu koşullarının üstesinden gelen Panasonic, günlük hayatta sıkça kullanılan kamu ve altyapı hizmetlerinin ve arkasındaki operasyonel teknolojilerin güvenliğinin önemini vurguluyor.
Panasonic, ışığı açmak için kullanılan elektrikten çay demlemek için doldurulan suya kadar birçok temel ihtiyaç için her gün kullanılan kamu hizmetlerinin güvenliğine dikkat çekiyor. Günlük hayatın akışında bu kamu hizmetlerinin de sürekli siber saldırı tehlikesi altında olduğu göz ardı edilebiliyor. En kötü durumda büyük aksaklıklar, yaşanabilecek rahatsızlığı aşarak toplumda büyük sorunlar yaratabilecek potansiyele sahip.
Geçmişte kamu hizmetleri altyapısının karmaşık ve ayrı yapısı, kurumların siber saldırıya uğramasını engelliyordu. Operasyonel altyapı, merkezileştirilmiş BT sistemlerine veya internete doğrudan bağlı değildi. Ancak verimli olmasını sağlamak için otomasyon ve Nesnelerin İnterneti gibi teknolojilerin kullanılmasıyla bu altyapılar 21’inci yüzyıla uygun hale getiriliyor. Bu da BT altyapılarının operasyonel teknolojilerle entegre olmasına neden oluyor ve bu ağları siber saldırılara açık hale getiriyor.
Bu saldırıların arkasında anarşiden ve terörizme, suç teşkil eden eylemlerden ticari kazanca kadar birçok sebep olabilir ve bunların hepsi de toplumların işleyemez hale gelmesine yol açabilir.. Bu tür saldırıların en kötü örnekleri, Power Technology tarafından raporlanmış durumda. Bunların arasında güvenlik sistemlerini hedef alan, şehirlere giden elektriği kesen ve hatta nükleer güç reaktörlerinin planlarını çalan ve yayınlayan siber saldırganlar yer alıyor.
Ancak kamu hizmetleri şirketleri buna karşılık veriyor. Yönetim ve teknoloji danışmanlık şirketi Accenture’un küresel bir anketine göre kamu hizmetleri şirketlerinin güvenlik inovasyonuna yaptığı yatırım giderek büyüyor. Bu şirketler bir önceki yıla kıyasla yaşadığı ortalama güvenlik ihlali sayısının % 27 azaldığını raporluyor. Öte yandan % 73‘lük bir kesim, hala devam eden bu mücadelede siber saldırganların bir adım önünde olmanın çok zor olduğu ve maliyetinin de sürdürülemeyecek olduğu konusunda hemfikir.
Siber güvenliğin ağ çeperine sızma saldırısından operasyon altyapısının görüntülenmesi ve doğrulama erişimi gibi çalışanların mobil cihazının korunması sırasında her alanda göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Panasonic, dayanıklı TOUGHBOOK cihazlarıyla, tabletiyle ve el terminalleriyle kamu hizmetleri sektöründe güvenli mobil cihazlar alanında liderliği üstleniyor. Örneğin, TOUGHBOOK 55 notebook, Microsoft ile birlikte geliştirilen dünyanın ilk Secured-core PC’si olup, bugün İngiltere’nin en büyük su hizmetleri şirketlerinden birinin mobil çalışanları tarafından kullanılıyor.
Bir kamu hizmeti çalışanının günlük zorluklarına dayanacak şekilde üretilen TOUGHBOOK 55, dünyadaki en güvenli mobil bilişim cihazlarından birisi olarak öne çıkıyor. Donanım ve yazılım arasında derin bir entegrasyonla birlikte tasarlanan cihazda en gelişmiş CPU’lar kullanılıyor. Güvenli çekirdeğe sahip PC’ler, kamu ve altyapı hizmetleri gibi verinin çok önemli olduğu sektörlerde misyon-kritik veriyi işleyebiliyor.
Güvenli çekirdeğe sahip modern Windows cihazlarında en yüksek seviye donanım, yazılım ve kimlik koruma çözümleri kutudan ilk çıktığı andan itibaren kullanıma hazır oluyor. Bu imkanlar, kullanıcıların cihazlarını güvenle başlatmalarını, cihazların yazılım açıklarına karşı korunmasını, işletim sistemlerinin saldırılara karşı dayanıklı olmasını, gelişmiş erişim kontrolü ve doğrulama sistemleriyle cihaza ve veriye izinsiz erişimin önüne geçilmesini sağlıyor.
Ek olarak Panasonic ProServices, ek güvenlik için kamu ve altyapı hizmetleri şirketlerine özel mühendislik desteği sunuyor. İlgili ekip yakın zamanda bir kurum için cihazlardaki Wi-Fi ve Bluetooth özelliklerini kapatan özel bir BIOS tasarladı. Böylece cihazların ağa sadece LAN kablosuyla bağlanması sağlanarak bir siber saldırı ihtimali önemli ölçüde azaltıldı.
Mobil çalışanların yanı sıra ofisleri, veri merkezlerini ve operasyonel altyapıyı koruyan bu tür inisiyatifler sayesinde güvenlik özellikleri sayesinde sürekli yeni yöntemler keşfeden siber saldırganlara karşı koyulabiliyor.