Kayalar arasına sıkışmış olan gazın su basıncı kullanılarak yeryüzüne çıkarılması, enerji alanında son dönemin en çok tartışılan konusu haline geldi. Aslında; ABD, Kanada, Avustralya ve Çin gibi ülkeler için kaya gazı yeni bir konu değil. Bu ülkeler farklı miktarlarda kaya gazı üretimi yapıyor. Özellikle de Amerika, bu ligde lider durumda bulunuyor. ABD, 2000′li yılların başlarından itibaren bu alana yöneldi. Texas ve Wyoming eyaletlerinde önemli kaynaklar buldu. ABD’nin son dört yılda ürettiği kaya gazı, 200 milyar metreküpün üzerine çıktı.
Bu rakam, dünyanın en büyük gaz ihracatçısı olan Rusya’nın yıllık doğal gaz ihracatından fazla (2012 tahmini 180 milyar metreküp). ABD’nin sadece Wyoming’de ürettiği kaya gazı, Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketiminden yüksek.
Avrupa da kaya gazı konusunda geride kaldı. Avrupa’daki gaz ve elektrik fiyatları, Amerika ve Asya’ya kıyasla çok yüksek. Avrupa’nın bu konuda geri kalmasının arkasında farklı nedenler yatıyor. Örneğin İngiltere önemli kaya gazı rezervleri buldu. Gazın çıkarılma çalışmaları sırasında bir bölgede küçük depremler yaşandı. Kaya gazı çalışmalarının buna yol açtığı iddiası ortaya atıldı. Çalışmalar yavaşlatıldı. Kaya gazının, fosil yakıt ve karbondioksit kaynağı olduğunu savunan uzmanlar da var. Avrupa’daki kaynaklar açısından, Polonya ve Fransa’nın en fazla potansiyele sahip ülkeler olduğu düşünülüyor. Ancak çevresel kaygılar nedeniyle, Fransa kaya gazı çalışmalarını yasakladı.
Kaya gazı, petrole dayanan gaz fiyatlandırmasının sonu olabilir. Başta Rusya olmak üzere, önemli gaz üreticileri, kaya gazındaki gelişmelerden rahatsız oluyor. Gaz ihracatçıları, fiyatlandırma açısından baskı altına girebilir. Türkiye gibi ithalatçı ülkelerin pazarlık gücü artabilir. Kaya gazının, doğal gazın yerini almasını beklememeliyiz. MTA, Konya ve Niğde’de çalışmalar yaptı. Bu bölgelerdeki rezervlerin, ABD’nin Wyoming eyaletindeki kaynaklara benzediği düşünülüyor. Devletin daha büyük bir bütçe ayırması, büyük enerji şirketleri ile iş birliği anlaşmalarının yapılması, her açıdan pozitif olabilir.
Kaynak: EnerjiEnstitüsü