Kazancı Holding, TANAP Ve Irak Doğalgazı İçin Temasta

Kazancı Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cemil Kazancı, Türkiye’nin geleceğinin Kuzey Irak’taki gaz ve TANAP projeleri olduğunu belirterek, her ikisinde de aktif rol almak için görüşmeler yaptıklarını söyledi.

Kazancı Grubu, elektrik üretimi alanında 2 bin megawatt’a (MW) üzerindeki kurulu gücüyle en büyük özel sektör oyuncularından biri. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cemil Kazancı, Aksa Enerji’nin halen 2045 MW ile birinci sırada bulunduğunu, holding çatısı altındaki bazı santrallerin de Aksa Enerji bünyesine alınmasıyla 2200 MW düzeyine ulaşılacağını söyledi. Grubun elektrik satış şirketi Aksa Elektrik son zamanlarda sokak, cadde ve ana yollardaki “indirimli elektrik” afişleriyle öne çıktı. Cemil Kazancı’ya sektördeki gelişmeleri, grubun faaliyetlerini ve hedeflerini sorduk.

Yolları caddeleri ‘indirimli elektrik’ afişleriyle donattınız. Ne oluyor?

Serbest tüketici limiti yıllık 25 bin kWh’tan 5 bin kWh’a düştü. Bu da aylık yaklaşık 150′TL lik faturaya tekabül ediyor. Bu nedenle hemen hemen bütün ticaret âlemi ve hatta yüksek tüketimli konutlar elektrik piyasasında potansiyel müşteri haline geldi. Dolayısıyla ciddi bir rekabet oluşmaya başladı. Bunda Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi’ndeki (PMUM) arz talep dengesinin de etkisi var. Bu sebeplerle daha önce başlatmış olduğumuz reklam kampanyasını biraz daha yaygın bir hale getirdik. Çünkü bu işin adı artık perakendedir.

Serbest tüketici limitinin düşmesi yeni ve çok geniş bir müşteri potansiyeli ortaya çıkardı. Bu durumda böyle bir rekabete ne gerek var?

Çünkü bunlar iyi müşteriler. Ticarethaneler, konutlar, yüksek tarifeli müşteriler. Hem tahsilat sorunu görece daha az, hem de zaten gerekli teminatları da alıyorsunuz. Halen bu tip müşteriler, megawatt saat (MWh) başına 200 liranın üzerinde ödeme yapıyor. O fiyattan indirim yaparsanız ciddi bir fark ortaya çıkıyor. Diyelim ki yüzde 10 indirim sağladınız, 180 liraya müşteri alıyorsunuz. Böylece müşterinin 12 aylık faturasının 1 tanesini siz üstlenmiş oluyorsunuz.

Afişlerinizdeki ifadesiyle soralım, “indirimli elektrik” satışında ne durumdasınız?

Acayip, inanılmaz bir hızla ilerliyoruz. Bundan bir sene kadar önce 1000 müşteri sayımız vardı. Şimdi 2 bin 500′ü geçtik. Bu artış yılın son çeyreğinde oldu. Ve bu iş milyonlara doğru gidiyor. GSM şirketlerini düşünün, elektrik işi de bu hale gelecek. 150 liralık faturası olan bir tüketici de enerjisini istediği üreticiden alabilecek. İngiltere’de, Avrupa’nın birçok yerinde böyle. Hatta insanlar elektrik aldığı şirketi ve kullandığı fiyat tarifesini internetten değiştirebiliyor… Giriyor siteye, bütün üreticileri aynı anda görüyor. Oradan şu şirketi ve şu tarifeyi seçiyor, en iyi fiyat bu diyor, gerekli işlemleri yapıyor. Kısa bir süre sonra yeni tedarikçiye, yeni tarifeye geçiyor.

Bizde o aşamaya ne zaman gelinir?

Bizim beklentimiz 2015 yılı sonuna kadar serbest tüketici limitlerinin sıfıra kadar indirilmesi yönünde. Avrupa’daki modele ulaşmamız için en önemli adım bu. Ancak üretim özelleştirmelerinin hangi aşamaya geldiği de önemli. Eğer özelleştirme o güne kadar tamamlanırsa olma ihtimali var. Ama bizim o noktaya gelişimiz 2020′yi bulur gibime geliyor.

Son çeyrekteki başarıyı nasıl yakaladınız?

Tarifenin düşeceğiyle ilgili beklentimiz vardı zaten. Piyasa beklentilerimiz belli. 4 bin MW’nin üzerinde yeni oyuncu girdi elektriğin arz tarafında. Dolayısıyla bunun etkisiyle 2013′te enerji fazlası olacak diyen danışmanlarımızın ve kendi arkadaşlarımızın analizleri var. Bunların hepsini üst üste koyduğunuz zaman, en azından 2013 yılında doğru yolun ikili anlaşmalarla satışa ağırlık vermekten geçtiğini görebiliyoruz. Yeni oyunu, yani serbest tüketici limitinin aşağıya düşeceğini önceden görerek daha erken hareket etmeye çalıştık.
Peki yılbaşından bu yana aldığınız yeni tüketici sayısı ve sipariş…
Mevcut müşteri portföyümüze 1 Ocak’tan itibaren yaklaşık 70 milyon kWh’lık ilave müşteri kattık. Önümüzdeki günlerde bu rakamlar çok daha yukarılara tırmanacak.
Özel sektörde, elektrikte kurulu kapasitenin lideri kim?
2012 yıl sonu itibarıyla kurulu kapasitede, serbest elektrik üreticileri arasında 2045 MW ile lider durumundayız.
Çok yakında Kazancı Holding bünyesi altındaki bazı santralleri de Aksa Enerji’nin altına alacağız, dolayısıyla 2200 MW seviyesini geride bırakacağız. 2012 yıl sonunda başladığımız 5 yeni santral inşaatı ile yenilenebilir ve yerli kaynaklardan enerji üretimi yatırımlarımızla liderliğimizi korumak vizyonunda yolumuza devam ediyoruz. Lisanslarını aldığımız 22 adet yenilenebilir projemizi 2017 yılı sonuna kadar devreye alıp 4500 MW lık organik büyümemizi gerçekleştirmek için gerek finansman  gerekse proje yönetimi bazında çalışmalarımız hızla devam etmektedir.
Biraz daha orta ve uzun vadeye doğru bakarsak, nereye doğru gideceksiniz?
Finansmanı bağlanmış projelerimizi birer birer inşa safhasına geçiyoruz. Bunlardan ilki Bolu Göynük’te 270 MW gücünde yerel linyit yakıtlı termik santralimiz. Göynük, 2014-15′te devreye girecek. Beş tane yenilenebilir enerji projesinin finansman çalışmaları Türk bankaları ile son noktaya gelmiş durumda. Bir de daha önce duyurduğumuz gibi 7 adet HES’i planlanandan daha erken devreye almak için Çinli firmalarla anlaştık. Çin Kalkınma Bankası’nın önderliğinde finanse edilecek.
Dolayısıyla bizde 2014-2015′te çok ciddi kapasite artışları olacak. 2015′in sonunda ve 2016′da ise bahsettiğimiz bütün bu HES’ler devreye girecek. Böylece 2017 yılında 4500 MW kurulu kapasiteye, dolayısıyla yıllık 25 milyar kWh üretim seviyesine ulaşacağız. Ve tüm bunlar bizim organik büyümemiz. Yani tümünün lisansı elimizde. Bunun yanı sıra bir sürü satın alma opsiyonları çıkıyor, çıkacak, onları değerlendiriyoruz. Özelleştirmelerde ciddi aktif rol almaya çalışıyoruz. Seyitömer ihalesinde üçüncü en yüksek teklif bizim. İnşallah bize gelir diye bekliyoruz. Yeni bir sürü özelleştirmeler var, onlarla da ciddi şekilde uğraşıyoruz. AYEDAŞ ve Toroslar’a teklif sunduk, ihaleyi bekliyoruz.

Özelleştirme ihalelerinde çıkan fiyatlarla ilgili düşük-yüksek tartışmalarına ne diyorsunuz?

Özelleştirilenler kendi içlerinde her biri son derece değerli varlıklar. Özelleştirme sonrası kârlılıklarının artması, ekonomiye işgücü ve gelir açısından ilave katkıda bulunmaları bekleniyor. Fiyatların bu beklentiler doğrultusunda potansiyel alıcılar tarafından rekabet ortamında belirlendiği aşikâr. İşin finanse edilebilir olması da diğer önemli bir unsur. Bankalar tarafından finanse edilebilecek fiyatlar daha önceki tecrübelerden dolayı ortada zaten. Diğer yandan, bir başka Seyitömer yok. Bir Anadolu Bölgesi’nin dağıtımı, bir Avrupa Yakası’ndaki BEDAŞ… Bunlardan başka yok, hepsi tek. Siz İstanbul’un elektriğini dağıtıyorsunuz. Tüm bunları düşündüğünüzde, o mantıkla baktığınızda fiyatlar bence makul seviyelerde.

Yeni kömür ihaleleri…

Kömür sahalarıyla ilgili çalışıyoruz. Onlara da giriyoruz. Bursa’da Keles vardı onun ihalesine girdik, ikinci olduk. Yeni yeni kömür sahalarının ortaya çıkmasıyla ilgili isteğimiz var, talebimiz var. İnşallah becerebiliriz. Bu Bolu Göynük’teki işimiz, özel sektör tarafından ilk defa yapılacak bir yatırım. Enerji santrali kurma arşılığında Türkiye Kömür İşletmeleri ile rodövans anlaşmasına girdiğimiz bir iş. Ve bence bu başarılı bir iş modeli ve sektörde bu model devam edecek, destekliyoruz. Çünkü başka türlü yerli kaynakları kullanamazsınız. Cari açığımızın ne olduğu belli. Mümkün olduğunca yerli kaynaklara yönelmemiz lazım…

Doğalgaz meselesine gelirsek…

Türkiye’deki toplam 60 gaz dağıtım bölgesinden 20 adedi bizde. Bu bölgelerin çoğunu daha yatırım aşamasında aldık. Onların bütün omurgasını siz yapıyorsunuz, yatırım dönemini hep siz finanse ediyorsunuz. Bir aşamadan sonra abonelerden bağlantı geliri, güvence gelirleri alıyorsunuz, onlar size biraz destek oluşturuyor. Üstüne öz kaynak veya finansmanınızı katıyorsunuz, o bir omurgaya oturuyor. Ondan sonra o omurga kılcal damarlarla aboneye gaz servis etmeye başlıyor. Bizdeki tüm bu bölgelerin toplam gaz tüketimi, İstanbul ve Ankara’nın toplamı kadar. Yaklaşık 1.5 milyon abone var.

Gaz dağıtımındaki mevcut payınız, İGDAŞ’ın özelleştirme ihalesine girmenize engel olur mu?

Rekabet Kurumu’nun bu konudaki görüşleri her iş bazında değişik. Bu sebeple bu konuda bir yorumda bulunamayacağım. Ancak İGDAŞ çok önemli bir varlık. Özelleştirilmesi konusunda ciddi bir şekilde çalışıp hazırlanacağız. Doğalgaz dağıtıcısı olmanız, elektrik satışında avantaj sağlıyor mu? Evet, satış konusunda bir sinerji oluşuyor. Yani enerji satışında gaz sattığımız bölgelerdeki oluşumumuzu kullanabiliyoruz. Çünkü baktığınız zaman müşteri aynı müşteri. Gazı da senden alıyor, elektriği de. Şu anda satış ağını kullanıyoruz ki bu sadece gaz dağıtım ağı değil. Türkiye’nin dört bir yanında, jeneratör satış noktalarımız var, onlar da işimize yarıyor. Ofislerimiz aslında bizim hep yetkili satış noktalarımız. Elektriği de satabiliyor, doğalgazı da, jeneratörü de. Sonuçta hepsi enerjiyle ilgili, gazı, elektriği… Henüz mevzuat buna izin vermiyor ama ileride gazda ve elektrikte tek faturaya kadar gidebilir bu iş. İnşallah bir gün su da buna eklenir.

Tüm bunlarda tek fatura neden olmasın? Enerjide ithalat-ihracat meselesine nasıl bakıyorsunuz?

Ciddi şekilde üzerinde çalıştığımız bir iş bu. Gerek Gazprom’la ilişkiler, gerekse Irak, Türkmenistan ve TANAP projelerinin hepsinde şöyle ya da böyle Kazancı Holding’in çeşitli kolları var. Bizim geleceğimiz, Türkiye’nin geleceği Kuzey Irak’taki gaz ve TANAP projeleridir. Bunların her ikisinde de Kazancı Holding aktif olarak görev almak için çeşitli görüşmeler ve iş birliktelikleri yaratacak temaslar halindedir.

Ortak mı olacaksınız?

Ne olacaksa artık… Bir şekilde koşturuyoruz oralarda. Türkiye’nin gaz işini çözmesi lazım. Cari açığımızdaki en büyük kalemlerden birisi bu. Dolayısıyla da biz mümkün olduğunca yurtdışına bağımlılığı çözmek ve bağımlı olduğumuz noktalardaki fiyatları da mümkün olduğunca minimize etmek zorundayız. Şu anda doğalgazda Gazprom yüzde 60 paya sahip ve monopolistik bir yapı var. Geçtiğimiz günlerde Gazprom’un 22 ülkeye satış miktar ve fiyatları ortaya çıktı. Biz en pahalı gaz kullanan 8′inci ülkeyiz. Bizden ucuz kullanan çok ülke varsa, fiyatı aşağıya doğru çekmek için gitmemiz gereken daha çok yol var demektir. Bunu yapabilmek için rekabet yaratmamız lazım. Gaz maalesef bavulla gelmiyor. O yüzden bu rekabeti yaratacak olan TANAP projesi, Kuzey Irak projeleri…

İletim hattı inşası ve işletilmesi?

Hayır, yok. Ama tabii gelişmeler meseleyi  o noktaya getirir mi, bilinmez. Şu anda öyle bir şey de gözükmüyor.
Ama normalde zaten biz çok ciddi bir gaz tüketicisiyiz şu anda. BOTAŞ’ın  en büyük müşterilerinden biriyiz. Yaklaşık 5.5 milyar metreküp gazı dağıtmak için, yaklaşık 2.5 milyar metreküpü de kendi santrallerimizde kullanmak için alıyoruz.
Yaklaşık 7-8 milyar metreküp gaz tüketiyoruz. Bu da Türkiye’de yüzde 15′e tekabül ediyor. İşte o yüzden biz Gazprom’un karşısına oturabiliyoruz. BOTAŞ’ın getirdiği gazın büyük bölümünü alan müşteri konumundaysanız, siz Gazprom’un karşısına da oturursunuz, Kuzey Irak’taki gaz kaynakları için de konuşursunuz, TANAP’ta da önemli bir oyuncu olursunuz. Çünkü, ben müşteriyim ve ben alacağım bu gazı. O yüzden biz ithalat ve dağıtım mantığında düşünüyoruz ama üç gün sonra öyle bir ortaklık gelişir ki, o ortaklıkta boru hattının  yapılması da olur. Neden olmasın? Enerji olan her yerde biz varız.
NG depolama ve gazlaştırma tesisleri falan da gündeme gelebilir mi?
Varsa öyle bir şey, olabilir. Sayın Bakanımız (Enerji Bakanı Taner Yıldız) gitti, Katar’da anlaşmayı yaptı. Orayla ilgili bir şeyler gelişirse olabilir. ABD, tahmin ediyorum çok yakında LNG ihracatına başlayacak. Orasıyla ilgili gelişmeler olabilir. Bir sürü iş var.
Gaz santrali yatırımlarımızı öteledik
Gazla ilgili santral yatırımlarımızı biraz öteledik.  Çünkü marjlar daraldı. Gaz fiyatları böyle olduğu sürece, bugünkü elektrik fiyatlarıyla düşük verimli gaz santrallerinde üretim yapılamaz. Zaten çoğu santral de yapmıyor. Bir tek bizimki gibi büyük, yüksek verimliliğe sahip santraller yapabiliyor. Dolayısıyla bizim gaz işini ülke olarak çözmemiz gerekiyor. Hepimiz gaz fiyatlarının uzun vadede düşeceğini varsayıyoruz, kaya gazı ile birlikte. O noktaya geldiği zaman biz yeniden doğalgazlı yeni santral yatırımlarımıza başlayacağız.
Kurulu gücümüz seneye 3 bin MW’ye çıkar
Yenilenebilirler ve yerli yakıta dayalı santraller uzun soluklu işler. O yüzden daha çok yenilenebilirlere kuvvet verdik. Ciddi yatırıma başlıyoruz bu sene. 5 tane sahada yatırımımız var. Bolu Göynük’te termik santral, üç tane rüzgar santrali sahamız, bir tane de hidroelektrik santrali yatırımımız var. Yılın ikinci yarısında üç şantiye daha ekleyeceğiz. Gelecek sene 7-8 şantiye daha açacağız. Hepsi dâhil bizi 2014′te bir anda toplam 3 bin MW’de göreceksiniz.
aksa enerjiDoğalgazelektrik fiyatlarıelektrik üretimienerji gündemienerji satışıgaz dağıtımıgaz santraliHES & HİDROELEKTRİK SANTRALİhidroelektrik santralikazancı holdingkuzey ırak gazsantral inşaatıTANAP projesitermik santraliyenilenebilir enerji üretimiyerli kaynaklardan enerji üretimi
Yorumlar (0)
Yorum Ekle