Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Bekmez, kentsel dönüşümdeki enerji tasarrufu kriterlerine titizlikle uyulmasının cari açık açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Bekmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konut sektörünün başta imalat olmak üzere birçok kesimle doğrudan ilişkisi nedeniyle ekonominin lokomotifi olduğunu belirtti.
Binaların genellikle soyut birer obje olarak tasarlandığını vurgulayan Bekmez, yapılarda görselliğin ön plana çıkartılıp enerji tasarrufunun “teferruat” olarak algılanmasının, kentsel dönüşümle oluşacak faydaların maksimize edilmesi
Her şehir için oluşturulacak mimari planın yanı sıra enerji tasarrufuna dair projenin de bulunması gerektiğini aktaran Bekmez, şunları kaydetti:
“Doğal aydınlatmanın mümkün olduğu durumlarda estetiği ön plana çıkartarak sorunları yapay aydınlatmayla çözmeye kalkışmak ülke ekonomisine zarar vermektedir. Ülkemizde tüketilen toplam enerjinin yüzde 30’undan fazlası, elektriğin ise yüzde 50’ye yakını konutlarda kullanılmaktadır. Binaların yüzde 85’inde merkezi ısıtma, yüzde 90’ında çatı izolasyonu ve yüzde 80’inde çift cam bulunmadığı gerçeği dikkate alındığında enerji israfının boyutu görülmüş olacaktır. Dolayısıyla kentsel dönüşümdeki enerji tasarrufu kriterlerine titizlikle uyulması cari açık açısından çok önemli hale gelmiştir.”
Bekmez, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre binaların ısıtma, soğutma, sıcak su ve havalandırma sistemlerinde yüzde 30 ila 50 arasında enerji tasarrufu potansiyeli bulunduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığının elektrik tasarrufundaki ortaya çıkan rakamları çok daha önemli kıldığını dile getiren Bekmez, “Ülkemizin cari açığının tamamı neredeyse enerji ticaretindeki açığa eşit. 2013 verilere göre cari açık 56 milyar dolar olarak gerçekleşirken aynı dönemdeki net enerji açığının ise 53 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Türkiye enerji ithalatçısı olmasa belki de cari denge fazlası verebilecek duruma gelebilir. Ayrıca, dışa bağımlılığın ortadan kalkması kur riskinin de sona ermesi anlamına gelecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Haberciniz