Geçtiğimiz hafta K. Irak’la yapılan enerji anlaşmaları konusunda yaşadıklarımız, enerji oyununun çok dikkatli oynanması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
Sürekli tekrarladığımız gibi; bu bir tavla oyunu değil, bir satranç… Satrancı da nitelikli insanlarla oynarsanız kazanabilirsiniz. Özetle; birkaç yetkin ve birikimli bürokrat dışında hükümetin elinde satranç oynayacak elemanı yok. Örneğin K.Irak ekibinin özellikle birikim açısından bizim ekipten yetkin olduğu açıkça gözüküyor.
En önemli zaaflardan biri de “ben söylerim olur” diyen bir yönetim anlayışı. Dışişleri Bakanlığı’ndan, Enerji Bakanlığı’ndan gelen önerileri bile fazla tartışmayan bir yönetim anlayışında, her şey O’nun kafasındakine uygun yürütülmek ve buna uydurulmak zorunda kalındığında, çok hata yapılabiliyor. Böyle olunca da kamuoyuna ve muhataplarına ‘imzalamadım’ denilen anlaşma aslında imzalanmış olduğu ortaya çıkınca, diplomatik anlamda sorun çıkarıyor.
Biz bu sahnelerin benzerini, K.Irak’la ilk
Şahsen Başbakan Erdoğan ve Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın böyle bir sorun çıkacağını düşünmediklerini sanmıyorum. Çünkü biz geçen hafta yazmasaydık bile, kısa sürede, örneğin bu hafta Erbil’de gerçekler zaten ortaya çıkacaktı.
Özet olarak; ciddi diplomatik hatalar yapılıyor ve oyun tehlikeye sokuluyor.
Peki, Türkiye bu oyunu oynamalı mı derseniz, bence mutlaka oynamalı. K.Irak’taki enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden pazara açılması, hem Türkiye’nin enerji arz güvenliği hem de K. Irak açısından hayati öneme sahip. Bunun da ötesinde Kürt sorununun çözümü, yani siyasi açıdan da çok önemli bir işbirliği.
Türkiye ve K.Irak bu konuda önemli adımlar da attı. Bazı açılardan oyunun iyi oynandığını da söyleyebiliriz. Örneğin TEC şirketinin oluşumu, K. Irak’ta alınan doğalgaz çıkma umudu da büyük olan petrol sahaları, Exxon-Mobil ve Chevron gibi devlerle ortaklıklara girilmesi önemli adımlar. Ancak böylesine olumlu adımların atılmasına, işin bu noktaya kadar getirilmiş olmasına karşılık bu diplomasi hataları da kabul edilebilecek gibi değil.
Gaz için İsrail’le anlaşma şart
Sadece diplomatik hataları artık tekrarlamamak gereğinin yanında, bence bu oyunu iyi oynamak için alınması gereken ciddi kararlar da var.
Bunlardan en önemlisi Doğu Akdeniz gazının da mutlaka Türkiye üzerinden pazarlanmasını sağlamak. Artık fırsat kaçmadan İsrail’le biran önce anlaşmayı sağlayıp, bu projeyi hayata geçirmek gerek. Çünkü K.Irak enerji kaynaklarının bence Türkiye açısından en önemli kısmı doğalgaz. Yüklü gaz alımı sağlanabilir ve Doğu Akdeniz gazı da buraya alınırsa. Türkiye işte o zaman enerjide aracı olmaktan çıkıp ciddi bir oyuncu olabilir. Bu takdirde hem gazı ucuza kullanıp, hem de Avrupa’nın gaz satıcısı olabilir. Bu stratejik açıdan da çok önemli.
Bunun yanında hükümetin bu enerji kaynakları için ‘bana yakın şirket olsun’ anlayışını bırakıp sadece ülke çıkarını düşünmesi gerek. Olmayan gazın Türkiye’ye getirilmesi için lisans verilmesini, bu açıdan ileride çok konuşacağız. Kurulan TEC’in mutlaka küresel bir enerji oyuncusu olmasını sağlamak gerek. Bunun için ciddi kaynak ve uzman takviyesi, gerekirse TPAO ve Botaş’tan alnarak buraya verilmeli, bu şirketin kamu çıkarı için ama özel sektör anlayışıyla, çağdaş performans kriterleriyle çalışması mutlaka sağlanmalı. Artık Hükümet bu oyunun satranç olduğunu, ideolojik ve partizanca tutumu bırakıp, ancak çağdaş bir yönetim anlayışıyla bu oyunu kazanabileceğini görmeli.
Kaynak: Enerji Enstitüsü