Önümüzdeki dönemde, büyümeyi, cari açığı, enflasyon oranını ve bunlara bağlı olarak faiz oranlarını etkileyecek, kontrolü güç iki önemli veri var. Bunlar, dünya enerji fiyatlarındaki gelişmeler ile Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısındaki değeri.
Her iki veri de ekonomimizin ne denli dışarıya bağlı olduğunu gösteriyor. Büyüme hedeflerinin tutturulabilmesi de (siyasi gelişmeler ve ülke riskimiz düşünülmediği takdirde), bu fiyatlamalardaki gelişime bağlı.
TCMB, Akbank, Bloomberg kaynakları esas alınarak yapılan hesaplamalarda, ABD Doları’nın değerindeki her kalıcı % 10 artışın enflasyon oranımıza yaklaşık %1 oranında etki yaptığı anlaşılıyor. Petrolün Brent fiyatındaki her 10 ABD Doları artış da enflasyon oranımıza yaklaşık %0.5 oranında etki yapıyor.
Tabloda, petrolün Brent varil fiyatı ve kur artışlarının enflasyon oranımıza yaklaşık nasıl etki yapacağını görüyoruz.
Bu senaryo faizleri de belirliyor
Yukarıdaki tablo esas alınırsa, karşılaşabileceğimiz faiz seviyelerini de tahmin edebiliriz. Aşağıdaki tahminler, bir gecelik (overnight) faiz oranlarını yansıtıyor. 1 yıl, 2 yıl, 5 yıl gibi borçlanma faiz oranlarını bulmak için, bu faizler üzerine bir risk primi eklenmesi veya çıkarılması gerekiyor. Orta vadeli enflasyon beklentileri esas alınırsa, beklenen bir gecelik faizler tablodan izlenebilir:
Doğal olarak, Merkez Bankamız tüm bu hesaplamaları yapıp; dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmeleri, FED ve Avrupa Merkez Bankası kararlarını ve ülkemizdeki ekonomik ve siyasi gelişme ve beklentileri göz önünde tutarak, faizleri belirliyor. Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık faiz oranları ve miktarları için aldığı son politika kararları da yerinde oldu.
Yerel ve global faktörler…
ABD Doları/TL kurunun belirlenmesinde, hem yerel hem de global faktörler rol oynuyor. Bir ay önceki dönemde, global faktörlerin kur artışındaki önemi yüksek iken; son dönemde, yerel faktörlerin kur üzerindeki etkisi arttı.
Yazan: Yaman Törüner
Haberin Devamı için tıklayınız>>>
Kaynak: Milliyet