Günümüzde enerji kalkınmanın ve gelişmişliğin bir göstergesi olmakla birlikte, sahip olduğumuz medeniyetin temel taşlarından da birisidir. Ayrıca temel insani gereksinimler arasında yer almaktadır.
Türkiye açısından baktığımızda enerji sektöründeki her gelişme ülkemizi doğrudan etkilemektedir. Bunun temel nedeni enerji ihtiyacımızın %70’e varan oranını dışarıdan sağlamamızdandır. Bu nedenle enerji sektöründeki herhangi bir sıkıntı, ülke kaynaklarımızın kapasitesi, bu kapasitenin doğru değerlendirilip değerlendirilmediği ve zor günlere ne kadar hazırlıklı olunduğu konularında sorgulamalar getirir. Ekonomide ve nüfusta giderek artan bir tablonun getireceği enerji ihtiyacı göz
Öte yandan artan tüketim ve bunun beraberinde getirdiği yanlış enerji uygulamaları (fosil yakıtlar) doğa üzerinde geri dönülemez tahribata sebep olmakta ve çevre kirliliği meydana getirmektedir. Fosil yakıtların kullanımından doğan sera gazları küresel ısınmayı ve iklim değişikliklerini tetiklemekte, ülkeler için “kurtarıcı” olarak gösterilen, ülkemizde de kurulacak olan nükleer enerji santralleri; toplumsal, çevresel ve ekonomik açıdan maliyetli olması, Japonya’daki kazadan sonra “risk sorunu”nun çözümlenememesi gerçeğiyle, yenilenebilir kaynaklara yönelme sağlanması ve öz kaynaklarını daha etkin biçimde kullanılması yönünde önemli bir model olmuştur.
Tam da bu noktada ülkemizin son yıllardaki enerji politikasında yenilenebilir enerji alanında ciddi adımlar atılmakta ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını yaygınlaştıracak uygulamalar hayata geçirilmektedir.
Bu sayede yenilenebilir enerji kaynakları elektrik üretiminde etkin bir rol üstlenebilecek ve dışa olan bağımlılığını önemli ölçüde azaltacaktır.
Türkiye, özellikle güney bölgelerinde dünyanın “güneşlenme kuşağı” adı verilen kesimine denk gelmesinden dolayı; geleceğinde güneş enerjisi muhtemelen çok önemli bir role sahip olacaktır. Güneş enerjisi konusunda verilen teşvikler Avrupa ülkelerine oranla çok düşüktür. Güneş santrallerinin halen yüksek olan yatırım maliyetleriyle, mevcut yasal düzenlemeler sonucu oluşan sınırlandırmalar yatırımcıları teşvik etmeyi zorlaştıran temel sorunlardır. Bunun yanı sıra, mevcut yasa, izin verilen azami kurulu güç potansiyeline limit koymaktadır. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli yeniden değerlendirilerek mevcut hedefler artırılmalıdır.
Yazar: Engin DENİZ – Enerji Sistemleri Mühendisi / Enerji Gazetesi
Yayıncı: Enerji Gazetesi