Çağımızda enerjiyi üretme ve tüketme şeklimiz sürdürülebilir değildir. Kullanılan ana yakıt kaynakları – kömür, petrol, doğal gaz- fosil kaynaklar olup, bunun ötesinde küresel iklim değişikliğinin en büyük etkenleridir. Yeryüzündeki fosil yakıtları yakma yarışı, çevre ve insanoğlu için büyük bir felaketle sonuçlanacak bir yarıştır. Nükleer enerji doğa ve insanlığa dair kendine özgü sorunlar barındırırken, maliyetleride göz önüne aldığımızda diğer alternatiflere göre çok pahalı bir yatırım olduğu göze çarpıyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının uzun yıllardır desteklenmekte olan fosil yakıtlar ve nükleer enerji ile rekabet etmeye başladığı çağımızda heyecan verici bir tahavvüle tanıklık ediyoruz. Dünyanın temiz ve sürdürülebilir bir enerji geleceği
Yenilenebilir Enerji Kanunu’nun kabulü ile beraber Türkiye’de yenilenebilir elektrik enerjisi üretiminde kayda değer bir artış meydana gelmiştir. Fakat güneş enerjisi ülkemizde henüz tali bir enerji olarak görülüyor. Verilen desteklerin 10 yıl ile sınırlı kalması sonucunda, projelerin finansmanı için finans piyasalarının beklentilerinin tam olarak giderilememesiyle birlikte, güneşten üretilen elektrik enerjisinin dağıtım şebekesine entegre olması için karşılaşılan bürokratik zorluklar yatırımcıyı bu teknolojiye mesafeli hale getiriyor.
Türkiye; ulusal stratejisinde elektrik üretiminde yenilenebilir enerji için belirlediği payı gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarması için; öncelikle verdiği teşvik sürelerini uzatacak uygun adımlar atmalıdır. Buna ek olarak Türkiye’de fotovoltaik sektörünün çok hızlı bir şekilde gelişmesini sağlamak için güneş enerjisi için kilovat saat (KWh) başına uyguladığı tarife garantisini değiştirmelidir. Bu sayede ülkede fotovoltaik sektörünün çok hızlı bir şekilde gelişmesini sağlanacaktır.
Yazan: Engin DENİZ – Enerji Sistemleri Mühendisi / Enerji Gazetesi
Yayıncı: Enerji Gazetesi