Yıllardır bilinen ancak çıkarılamayan kaya gazı, Amerika’nın geliştirdiği teknoloji ile enerji piyasalarındaki dengeleri sarsacak gibi. Türkiye’de de arama çalışmaları devam eden gaz, enerji piyasalarındaki oyuncuların plan ve pozisyonlarını değiştirmeye başladı.
Enerji arzı dünyada gittikçe önem kazanırken Amerika’dan bütün denklemi değiştirecek bir hamle geldi. Sahip olduğu büyük kaya gazı rezervlerini değerlendiren ABD, üretimin ardından şimdi de ihracata başladı. Bunun üzerine gözler kaya gazı potansiyeli açısından zengin Çin, Hindistan ve Latin Amerika’ya çevrildi. Bu gelişmeler, önümüzdeki süreçte enerji kartlarının yeniden dağıtılmasına yol açabilir.
Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, en çok ekonomisini zengin enerji kaynakları üzerine kuran ülkelerin dengesini bozuyor. 2003 yılında brent petrolün varil başına 30 dolara düşmesiyle döviz rezervleri eriyen, dolayısıyla ekonomik sıkıntı yaşayan Rusya, bu senaryonun en taze örneği oldu. Rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerjide istenen hedefi tutturamayan ithalatçı ülkeler, gider kalemlerini azaltmak için çaba sarf ederken, yeni enerji kaynağı gündemi değiştirdi. ‘Şeyl gazı’ olarak da adlandırılan kaya gazı ABD’de enerji piyasasının önemli faktörlerinden biri oldu. Dünyaya yüksek miktarda karbon salınımı yapan Çin ise kaya gazına ilgisiz kalmayarak ABD ile işbirliğine gitme kararı aldı.
ABD, Avustralya, Kanada ve Çin, 20 yıl içinde enerji üretiminde kaya gazı oranını yüzde 50’lere çıkarmayı hedefliyor. Başta Meksika, Arjantin ve Brezilya, Latin Amerika ülkelerinin de büyük rezervlere sahip olduğu tahmin ediliyor. Bugüne kadar açılan kuyuların yüzde 99’unun ABD’de olması, sürecin diğer ülkelerde nasıl gelişeceği konusunda net tespitler yapılmasını güçleştiriyor. Uzmanlar, daha önce belli bölgelerde kümelenen enerji ihracatçısı ülkelerin sayısında önemli artışlar yaşanacağını ifade ediyor.
ABD yönetimi, üretilen kaya gazını ihraç etme noktasında son derece ketum davranıyor. Şu ana kadar sadece bir şirkete ihracat izni verildi. Üreticilerin ‘ucuz fiyat’ baskısına rağmen senatonun ihracat kapılarını açıp açmayacağı merak konusu. Enerji sektörünün ana müşterisi Avrupa Birliği, bir yandan kamuoyunun çevre kaygılarını azaltmanın yolunu ararken, diğer taraftan endüstrinin ucuz enerjiye kaçışını durdurmanın çarelerini araştırıyor.
Petrol ve doğalgaz nasıl etkilenir?
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Dr. Fatih Birol, kaya gazının geleneksel gaz ihracatçılarını olumsuz etkileyeceği görüşünde. Petrol ve doğalgaz fiyatlandırmasında ihracatçı ülkelerin baskı altında kalacağını öngören Birol’a göre, özellikle Avrupa coğrafyasında yüksek maliyetli enerji, endüstrinin göç etmesine sebep olabilir. Piyasalardaki genel beklenti, enerji üretimindeki artışın geleneksel enerji fiyatlarını aşağı yönlü etkileyeceği şeklinde. IEA, 2012 yılı raporunda üretilebilir kaya gazı rezervini 200 trilyon metreküp olarak tahmin ediyor. Çin, Avustralya ve ABD, kaya gazı üretimi konusunda listenin başında yer alıyor.
Rusya ve OPEC’in pozisyonu
Avusturya Innsbruck Üniversitesi’nden enerji uzmanı Prof. Gerhard Mangott, doğalgaz fiyatları ABD’den neredeyse beş kat fazla olan Avrupa’da, kömür kullanımının artış gösterebileceğini ifade ediyor. Kaldı ki bu kömürler, ABD’den ucuza ithal edilenler olacak. Dolayısıyla, bu durum kıtadaki emisyon bilançosunu kötüleştirecek. Rusya’yı yakından takip eden Mangott’a göre, Ruslar uzun vadede ABD ve Çin’den gelecek ucuz sıvılaştırılmış gaz yüzünden pazar payını kaybedebilir. AB’nin enerji çeşitliliğini sağlama anlamında bu yolu tercih edebileceğini kaydeden Mangott, “Avustralya ve Çin’deki gelişmeler ABD’deki gibi devam ederse Avustralya ciddi bir enerji ihracatçısı olurken Çin’in ithal gaz ihtiyacı azalacaktır. Bu noktada uzun süreli gaz ve petrol anlaşmaları yapmak pek mümkün olmayacaktır.” diyor.
AB’de hâlâ tartışılıyor
Dünya endüstrisinde özellikle ABD ve Çin’in ciddi baskısı altında olan, enerjide Rusya’ya bağımlı bulunan Avrupa Birliği’nde kaya gazı yoğun şekilde tartışılıyor. AB Enerji Komiseri Günther Öttinger’e göre, kıtanın rekabet gücünü koruyacak ve yukarı çekecek yeni ve kıtaya ait hiçbir enerji kaynağına hızlıca yok denemez. Öttinger, “Gaz üretimimizi ne kadar arttırırsak, gaz ithal ettiğimiz ülkelere karşı pazarlık şansımız o kadar yüksek olur.” diyor. AB’nin araştırma bölümünün yaptığı analizlere göre kıtada kaya gazı rezervleri 16 trilyon metreküp ve bu 30 yıllık gaz ihtiyacına karşılık geliyor. Ekonomik kriterle bakıldığında bu rezervlerin önemli bölümünün çıkarılması mümkün.
Yatırım azalabilir
Kaya gazı tüm dünyada başarılı olursa sadece geleneksel üreticileri etkilemeyecek. Avrupa ve Türkiye’de ciddi şekilde desteklenen yenilenebilir enerji kaynakları, kaya gazında beklendiği gibi bir başarı sağlanırsa yatırım ve destek anlamında ciddi zarar görebilir. Gaz salınımı ile mücadelede önemli bir enerji çeşidi olan rüzgâr ve güneş gibi enerji kaynakları, maliyeti düşük kaya gazı üretimi ve ithalinin artması ile zarara uğrayabilir. Aynı şekilde nükleer enerji konusunda özellikle ABD’de ciddi gerileme yaşanacağı belirtiliyor.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ >>
Kaynak: Enerji Enstitüsü