Bu gidişle Ukrayna transit olarak kendine rakip konumdaki Türkiye üzerinden gelecek gazı kendi ülkesinde tüketmeye başlayacak. Rusya`ya bağımlılığını azaltmanın çarelerini arayan Ukrayna, Romanya ile çift taraflı çalışan boru hattı görüşmelerine başladı. Teknik konularda anlaşan Kiev ve Bükreş, ticari hususları da görüşmeye devam ediyor. Geçen yıl Alman RWE ile yaptığı anlaşmayla Polonya üzerinden yılda 5 milyar m3 doğalgaz ithalatına başlayan Ukrayna, Macaristan ve Slovakya ile de mevcut iletim kapasitelerini rehabilite ederek gaz ithalatı yapmayı planlıyor.
Ülkemiz ise yıllarca transit ülke olma hedefi doğrultusunda çeşitli projelerin peşinden koşarken Avrupa ile sınır ötesi kapasite yaratılması ve pazarın fiziki olarak entegrasyonunu hiç gündemine bile almadı. Yıllar önce Türkiye-Yunanistan-İtalya boru hattı görüşmeleri sürerken çift taraflı çalışma kapasitesi gündeme geldiğinde öngörüsüz bir şekilde “Zaten gaz fazlamız var, bir de Yunanistan’dan gaz ithalatını mı çıkaracaksınız?” argümanıyla bizzat kendimizin gündemden kaldırdığı hususlar, 2009 yılında 3. Gaz Direktifi ile AB’nin gündemine geldi ve arz güvenliği için tek bir doğalgaz pazarı fikri esas alındı.
Halbuki serbest bir doğalgaz piyasasını öngören Türkiye, o günlerde şu anda ihracat noktası olan noktayı yeni bir giriş noktası olarak da görebilseydi arz güve
Her neyse, bunun için hâlâ çok geç değil. Şu anda rekabet halindeki Nabucco West ile TAP projelerinde de çift taraflı çalışan ve AB ile fiziki kapasite entegrasyonunu sağlayacak yaklaşımlarda bulunmakta fayda var. Aynı şekilde dünya pazarlarıyla fiziki entegrasyonu LNG terminallerinin yeniden yükleme kapasitelerinin arttırarak da sağlayabiliriz.
Bir gaz üreticisi olmayan Belçika, Zebrugge LNG terminali üzerinden neredeyse ithalattan çok ihracat yapmaya başladı. İtalyan ENI şirketi Zebrugge terminalinden Haziran ayında 140.000 m3`lük kargoyu Arjantin’in Bahia Blanca terminaline göndermek için doldurabiliyor. Tüm bunları, yeni doğalgaz kanunu hazırlanırken dünya doğalgaz konseptindeki gelişmelerin de dikkate alınması gerektiğinin altını çizmek için kaleme alıyorum.
Dünya LNG piyasalarında ise Nijerya’daki mücbir sebebin 3 haftadan daha fazla sürmesine kesin gözüyle bakılıyor. Oradan dolum yapacak tankerler bu süreyi boşta geçirmemek için yakın çevredeki kaynaklarla pazarlar arasında müşteri arayışlarını sürdürüyor. Uzakdoğu`daki fiyat seviyeleri halen aynı seyrini sürdürüyor. Ancak Japonya pazarında bu yaz fiyatların 14 doların altınında beklendiği uzmanlarca dile getiriliyor. Akdeniz havzasında da fiyat spreadleri Nijerya mücbir sebebi ve Güney Amerika’daki talebin etkisiyle halen aynı seviyelerini koruyor. Avrupa’daki talebin düşmesi fiyatlara çok da yansımıyor.
Kaynak: Enerji Günlüğü