Ukrayna ta 17.yüzyıldan itibaren hem Osmanlının hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek ve hakiki müttefikidir desem ne dersiniz? Nazım Hikmet’in dedesi dahi Çarlık Rusya’sına başkaldıran Polonyalılar arasındaydı ve Osmanlı’ya sığınmıştı. Aynı coğrafyada bulunan Ukraynalılar için de durum değişmez. İkinci Dünya Savaşının devam ettiği yıllarda ve sonrasında Ukraynalı direnişçiler İstanbul’u mesken tutmuşlar, Sovyet yönetimine Kırım Tatar Türkleri ile birlikte karşı koymuşlardı.
Sovyet zulmünden kaçan Ukraynalıların iltica etmek ilk akıllarına gelen ülkelerin başında Türkiye’nin bulunmasına demeli? Türkiye’nin yüzlerce Ukraynalı direnişçi liderine ev sahipliği yaptığı biliniyor. Ukraynalı direnişçilerin bu tercihlerinde tarihi geleneklerinin rolü büyük. Çünkü biliyorlar ki Osmanlı İmparatorluğu, hem Çarlık Rusya’sına hem de Prusya
Gelelim günümüze. Ukrayna’da ne oluyor? Anlayabileniz var mı? Binlerce insan meydanlarda neden toplanıyor? Hükümetten istedikleri ne? Neden Avrupa Birliği destekçisi on binlerce protestocu kent merkezine akın ediyor? Neden kent merkezinde barikatlar kuruluyor ve bu insanlar güvenlik güçleriyle çatışmayı göze alıyor? Ve neden hem ABD hem AB kendi halkının taleplerine yeşil ışık yakmazken söz konusu Ukrayna halkı olunca bir anda insan hakları savunucusu kesiliyorlar?
Bu gösterilerin temel gerekçesi AB’nin, Ukrayna ile Ortaklık Anlaşması çalışmalarını askıya alma süreciydi. AB ve ABD’nin kışkırttığı, petrol kartellerinin tröstlerinin organize ve finans ettiği gösteriler, biraz da Ukrayna yönetiminin Rusya ile diyaloğuna yönelik. Ukrayna halkının Ruslara karşı geleneksel hoşnutsuzluğundan beslenen gösteri(ci)ler, AB ile işbirliğini Rus boyunduruğundan kurtulmak için tarihi bir fırsat olarak değerlendiriyor.
Oysa hem AB’nin hem de ABD’nin Ukrayna halkının bağımsızlık kavgasıyla alıp veremedikleri yok. Onların derdi varsa yoksa doğal gaz, petrol. Doğal gaz konusunda Ukrayna, tüm Avrupa gibi Rusya’ya bağlıdır; petrol konusunda da Rusya’ya ve Asya ülkelerine bağımlılık söz konusudur. Olayları iyi tahlil edebilmek için bir kaç yıl öncesine uzanmak gerekiyor. Ocak 2007’de Rusya Beyaz Rusya ile yaşanan sorun nedeniyle yaklaşık 4,000 kilometre uzunluktaki dünyanın en uzun petrol botu hattı olan Druzhba’da vanaları kapatmıştı.
2008-2009’da enerji sevk ücretlerinde anlaşmazlık nedeniyle Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerginlik, Avrupa Birliği’ni (AB) alarma geçirirken, Moskova Orta Avrupa’ya petrol transferinde kesintiler olabileceğini duyurdu. Bu karar Ukrayna ile birlikte birçok Avrupa ülkesini zincirleme etkiledi. Rusya’nın Ukrayna’ya iki hafta süreyle gaz akışını durdurmasıyla birçok şirkette üretim durma noktasına geldi.
AB’de yüzlerce ev, merkezi ısınmadan mahrum kaldı. Bulgaristan ve Slovakya bu durumdan en kötü etkilenen AB üyesi ülkeler olurken, Slovak ekonomisinde GSYİH’nın binde 5’ine mal oldu. AB’nin, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan ödemelerle ilgili sorunlar yüzünden zor durumda kalması ilk kez karşılaşılan bir durum değil. Birliğin tek bir tedarikçiye bu kadar bağımlı olması sorunun hassas noktasını oluşturuyor.
Ukrayna’da sürdürülen gösterilerin bir ucunda Rusya var diğer ucunda Avrupa Birliği ve dahi ABD yer alıyor. Tahterevallide şimdilik kimin ağır bastığı belli değil. Rusya sıkıştığında siyasi suikastlara başvurabilir çünkü geçmişte bunun bir çok örneği yaşanmıştı. Dolayısıyla hiçte süpriz olmaz. Ukrayna’yı kaybetmek istemeyen Rusya Devlet Başkanı Putin, konuşmasında, komşusu Ukrayna’daki siyasi krize atıfta bulundu, işbirliği önerdi.
ABD bunun üzerine, Türkiye kamuoyunun da yakından tanıdığı bir senatörü Ukrayna’ya gönderdi. Amerikalı Senatör John McCain Kiev’de hükümet ve muhalefet lideriyle görüştü ve protestocuların kamp kurduğu meydana giderek göstericilere destek verdi. McCain gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukrayna halkının ülkelerinde demokrasiyi yeniden kurmak için gösterdiği çabalardan gurur duyduğunu belirtti. Peh…peh…
Sorun yumağını biraz daha karmaşıklaştırmak isteyen AB Komisyonu, Ukrayna’da protesto dalgası devam ederken, Ortaklık Anlaşması ile ilgili çalışmaları dondurma kararı aldı. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Twitter üzerinden yayınladığı mesajda karara gerekçe olarak Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’ten anlaşmayı imzalayacağına dair “net bir sinyal” gelmemesini gösterdi. Bu Kiev meydanlarında barikatlar kuran göstericileri daha çok kışkırtabilir ve Ukrayna yönetimi ile göstericiler arasında arzu edilmeyen kanlı çatışmalar yaşanmasına sebebiyet verebilir. Ama kimin umurunda?
Türkiye bu güç savaşını soluksuz izliyor. Çünkü Türkiye toprakları üzerinden AB ve ABD’ye ulaşan petrol boru hattı yani enerji nakil hatları, kısmen Ukrayna’da yaşananlar ile benzeşiyor. Şimdilik askeri hedeflere saldırmayan terör örgütü ile sağlanan kısmi saldırmazlık anlaşması her an tersine işleyen bir sürece dönüşebilir. Türkiye’ye rağmen Suriye sınırlarının dibinde hatta burnunun ucunda yaşanan savaş, her an Türkiye’nin göreceli istikrar ortamını alt üst edebilir. Hatta Gezi olaylarının allanıp pullanıp üniversitelerde tez konusu olması dahi, Ak parti iktidarına karşı aba altından sopa gösterilmesi şeklinde yorumlanabiliyor. Afrika’nın adı bilinmedik ülkelerine gösterilen ilgi ve alâka lütfen Ukrayna’ya da gösterilsin.
Yazan: Ömür Çelikdönmez
Kaynak: Enerji Enstitüsü