Türkiye’nin ilk nükleer santral projesi Akkuyu Nükleer Santral’in kurulması planlanan ve yılın 300 günü güneş gören Mersin’de konutların üzerine yerleştirilen ve sıcak su temini sağlayan güneş enerjisi sistemleri, elektrik kullanımını düşürüyor. Mersin Türkiye’nin en çok güneş alan illerinden biri. Dünyada güneş enerjisinden en çok faydalanılan bölge ise Ekvator bölgesi olarak biliniyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2013 Eylül ayında yaptığı verilere göre 566 bin 139 konutun bulunduğu kentte, 900 TL ile 1700 TL arasında fiyatlara taktırılan sistemleri kullanan konutlar, günde yaklaşık 13.2 kilowatt tasarruf sağlıyor. Türkiye’nin güneş haritasına göre Akdeniz’den başlayan
150 litre sıcak su kapasitesi
Su ısıtma temini için kullanılan güneş enerjisi sistemlerinin enerji tasarrufuna ciddi katkı sağladığını belirten Atar, “Kentimize baktığımızda her binanın üzerinde, çok miktarda su ısıtma sistemlerini görebilirsiniz. Bunların çalışma sistemi sadece güneşe dayalı sıcak su elde etmekte kullanılıyor. Su ısıtan güneş enerjisi sistemlerinin yaklaşık 150 litre sıcak su haznesine sahip. 2 saatlik bir zaman içerisinde suyun sıcaklığını yaklaşık olarak 80 santigrat dereceye ulaştığını düşünürsek, bu geçen zamanda 4 bin 400 watt kazanımımız olacak.
Yani biz güneş ile yapılan aynı işi elektrik enerjisi ile yapacak olsak 4 bin 400 watt enerji harcayacaktık. Günde 3 depo kullanıldığında bu rakam 13.2 kilowatt yapar. Bunu satın alınan enerjinin kilowatt saati ile çarptığımızda 5 TL gibi ücrete denk gelmekte. Bunu lokal bazlı ve kent bazlı düşündüğünüzde rakam yüksek. Kentimizde ne kadar çok konut olduğunu düşünün ve konutlarda hemen hemen güneş enerjisi sistemi kullanmayan kalmadı. Bunların hepsini değerlendirdiğimizde güçlü bir enerji tasarrufu yapmış oluyoruz. Kent için bu bir kazanımdır” dedi.
Akkuyu’dan elde edilecek enerjinin kente yararı yok
Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda güneşi ön plana çıkarmamanın büyük sıkıntı yarattığını belirten Atar, Akkuyu Nükleer Santrali’nde üretilecek enerjinin kente fayda sağlamayacağını savundu. Akkuyu’da nükleer santralinin yapılması durumunda 4 bin 800 megawatlık bir santral olacağını kaydeden Atar şunları söyledi: “Aslında her ne kadar bu nükleer santral enerji santrali gibi tanımlansa da, aslında nükleer santraller, enerji santralleri değil yan ürün olarak elektrik enerjisi üretmekte kullanılan sistemlerdir. Nükleer santraller aslında uranyum zenginleştirmede kullanılan sistemlerdir.
Uranyum zenginleştirme işlemi sırasında açığa çıkan soğutma suyunu ısıtılması ile tribüne göndererek yan ürün olarak enerji elde edilir. Akkuyu’daki 4 bin 800 megawatlık enerjiyi, ki bize bunun 2 bin 400 megawatını verecekler. Diğer kısmı kendi içerisinde kullanılacak. Kent olarak baktığımızda 2 bin 400 megawatlık enerji için bu kadar riski göze almaya gerek var mı? Kendi topraklarımızı, başka ülkelerin deney alanı olarak kullanmamıza gerek var mı? Kayıp kaçak oranlarını düşündüğünüzde, maalesef ülkemizde yüzde 15-16 civarlarında, Avrupa’da yüzde 6 civarlarında. Sadece kayıp kaçaklarımızı yüzde 15’ten yüzde 6’ya düşürmek için mevcut şebekeleri ıslah çalışmaları yapılsa, fotovoltaik pillerden lokal bazlı üretimler yapılsa kayıp kaçaklar zaten azalacaktır.
Haberin Devamı için tıklayınız>>>
Kaynak: Milliyet