Nedir Bu İklim Değişikliği?

İklim değişikliği günümüzde en popüler sorunlardan biri olduğu gibi hükümetler arası düzeyde de en çok tartışılan konuların başında geliyor. Peki bu iklim değişikliği nedir ve Türkiye’de beklenen olası etkileri nelerdir?

İklim değişikliği; var olan iklim sisteminin zamanla kendi doğal iç dinamiği, dış zorlamalar ve günümüzde özellikle insan etkileriyle değişim içerisinde olmasıdır. İklim değişikliği denildiği zaman aslında bahsedilen iklimin “normalinden” şaşması, hava olaylarının görülme sıklığında ve zamanlamasında değişiklikler olmasıdır.

İklim değişikliği günümüzde küresel ısınmanın etkileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya’nın ortalama yüzey sıcaklığı; endüstri devriminden beri sürekli bir artmaktadır ve bunu küresel ısınma olarak adlandırmaktayız.

Küresel ısınmanın etkileri Dünya’nın farklı bölgelerinde farklı iklim değişiklikleri olarak karşımıza çıkıyor. İklim değişikliği ile ilgili olarak hazırlanan gelecek senaryolarında,örneğin bizim de bulunduğumuz Akdeniz Kuşağı’nda yaz mevsimindeki sıcaklık artışının kış mevsimindeki sıcaklık artışından daha fazla olacağı öngörülmektedir. Özellikle yaz mevsiminde gece sıcaklıklarının artmasıyla küresel ısınma kendini en fazla yazın hissettirecektir. Sıcaklıkların yükselmesi ile buharlaşma da artacağından su sıkıntısı ortaya çıkacaktır.

Küresel ısınmanın sonucu olarak sıcaklıklarda ve kuraklıkta artış beklendiği doğru olsa bile atmosferin kendi iç dinamikleri sonucunda bölgesel olarak farklılıklarda yaşanacaktır. Dünyanın ortalama sıcaklığının yükselmesi sonucu atmosfere daha fazla su buharı karışacağından, Dünya’ya düşen toplam yağış da artmak zorundadır, dolayısıyla bazı yerlerde gerçekleşecek kuraklıkları diğer bölgelerdeki aşırı yağışlar dengeleyecektir. Buradan yola çıkarak “her yerde kuraklık olacak” demenin yanlış olduğunu ve bazı yerlerde yağışların şiddetlenip artmasının küresel ısınma ile çelişmediğini söyleyebiliriz. Bölgesel olarak Türkiye’yi inceleyecek olursak;

Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde buharlaşmanın yağıştan fazla olması sebebiyle o bölge için kuraklıktan bahsedilebilir. Karadeniz Bölgesi’nde ise yağışta ve selde bir artış olduğu söylenebilir. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde giderek artan çölleşme riski önemli çıktılar arasındadır. Burada çölleşmeden kasıt yenilenemez bir kaynak olan toprağın üretkenliğini kaybetmesi ve verimsizleşmesidir.

Gelecek senaryoları böyle göstermiş olsa bile tahmin edilebilirliği en düşük parametre yağıştır ve tam olarak nasıl bir şekil alacağı hala belirsizliğini korumaktadır. Özellikle hortum, dolu gibi şiddetli hava olaylarının iklim değişimi ile nasıl değişeceği konusu her ne kadar basit bir denklemmiş gibi görülsede gerçekte son derece karmaşık bir problemdir ve meteorolojistler bu konu üzerinde çalışmalarını devam ettirmektedir.

Emine Şeyma Görür – Meteoroloji Mühendisliği – seymagorurr@gmail.com

 

Akdeniz BölgesiEge bölgesiEmine Şeyma Görüenerji gündemienerji haberleriGüneydoğu Anadolu Bölgesiiklim değişikliğiKüresel ısınmanın etkileriMeteorolojiMeteoroloji MühendisliğiTürkiye İklim Değişikliği Stratejisi
Yorumlar (0)
Yorum Ekle