‘Nükleer Anlaşma Türkiye’nin Lehine!’

Nükleer anlaşmanın, Türkiye-İran ilişkilerinde enerji, yatırımlar ve ticaret alanlarına ivme kazandırması bekleniyor.
İran yıllar süren müzakerelerin ardından nükleer programı konusunda Batılı ülkelerle dün çerçeve bir anlaşma sağlarken, anlaşmanın İran’ın dış dünyayla ve bölgeyle ilişkilerinde Türkiye için başta enerji, yatırımlar ve ticari ilişkiler alanında yeni fırsatlar yaratması beklenirken, siyasi ilişkilere ciddi olumsuz bir etkisinin olması beklenmiyor. İran ve altı büyük ülke Tahran’ın nükleer programının en az on yıl sınırlanması için çerçeve anlaşmaya vararak 12 yıldır devam eden diplomatik ve askeri açmazın çözümüne yönelik adım attı.

İran ile ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın vardığı çerçeve anlaşması 30 Haziran’a kadar nihai anlaşmaya ulaşılmasını öngörüyor. İran’a yönelik yaptırımlar nihai anlaşmaya kadar devam edecek. Nihai anlaşma ile İran’a uygulanan yaptırımların kademeli olarak kalkması bekleniyor.

Çerçeve anlaşmaya Türkiye’den ilk resmi tepkiyi veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin bölgede nükleer silahlara karşı olduğunu belirterek, “Nihai bir anlaşma için bir çerçeve anlaşma üzerinde uzlaşı sağlanmış olduğunu görmek bizi mutlu etti. Umarım taraflar nihai bir anlaşmaya da varırlar” dedi.

‘ANLAŞMA TÜRKİYE’NİN LEHİNEDİR’

Nükleer silahlanma alanında araştırmalar yapan MEF Üniversitesi öğretim üyesi Mustafa Kibaroğlu, “Bu anlaşma ekonomik açıdan Türkiye’nin lehinedir, siyasi açıdan ise aleyhine değildir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomik alanda İran’ın dünya pazarlarına dönmesi, petrol sevkiyatında önündeki engellerin kalkması, sınır ticareti dahil birçok kalem malzemenin alım satımını yapabilecek olması, Türkiye ekonomisi bakımından iyi olur.

Ayrıca Türkiye İran ticaretinin geçiş yolları üzerinde. Bu yüzden uluslararası pazarlara dönmesi Türkiye’nin ekonomik anlamda lehinedir.” İran’ın bölgede İsrail ve Körfez ülkeleri ve bazı Arap ülkeleri ile siyasi sorunlar yaşadığına dikkat çeken Kibaroğlu, “İran’ın sırf nükleer anlaşma yapıldı diye ve üzerindeki yaptırımlar kalkacak diye bölgede istediği gibi at oynatacağını söylemek ve Türkiye’nin de çıkarlarına darbe vuracak şekilde bu alanı genişleteceğini düşünmek bana göre hiç doğru değil” dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de NTV’nin sorularını yanıtlarken anlaşmanın Türkiye için sonuçlarına ilişkin, “İran ile ilgili gelişme önemli hem petrol fiyatı açısından hem de bizim ihracatımızı artırmamız açısından” dedi ve anlaşmanın petrol fiyatları üzerindeki düşüş yönlü etkisinin hemen görüldüğünü, Türkiye’nin ihracatının da yıllara bağlı olarak birkaç kat artabileceğini belirtti.

İran yıllık 10 milyar metreküplük doğalgaz ile Rusya’dan sonra Türkiye’nin ikinci doğalgaz tedarikçisi durumunda bulunuyor. Batı’nın yaptırımlarına rağmen petrolde ise Türkiye’nin talebinin yüzde 30’una yakın bir bölümünü İran karşılıyor. ‘İRAN

TÜRKİYE’YE İHRACATINI ARTIRABİLİR’

Reuters’a konuşan bir enerji yetkilisi de Türkiye-İran enerji ilişkilerinin “belli bir olgunlukta” olduğunu belirterek, “Buradaki ilişkilerin gelişmelerden olumlu etkileneceğine inanıyorum. Yaptırımlar nedeniyle petrol ihracatı ciddi baskı altında; önümüzdeki dönemde bu konudaki hassasiyetler kalacaktır. İran Türkiye’ye petrol ihracatını önümüzdeki dönemde daha da artırabilir. Yaptırımlar nedeniyle petrol alımı azalmıştı, bu tutarlar artacaktır.

Bu durum Türkiye’yi de İran’ı da rahatlatacaktır” dedi. Türkiye ve Brezilya 2010’da İran ile nükleer programı konusunda bir anlaşma imzalamış ancak bu anlaşma başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerce kabul görmemişti. Türkiye aynı yıl BM Güvelik Konseyi’nde İran’a yönelik yaptırımlara da hayır oyu kullanmış ve eleştirilerin hedefi olmuştu. Ancak iki ülkenin Suriye konusundaki keskin görüş ayrılığı siyasi ilişkilerdeki bu ivmenin durmasına neden oldu.

İran Esad yönetiminin Rusya ile en güçlü destekçisi konumundayken, Türkiye Esad karşıtı muhaliflere destek veriyor. Son olarak Ankara’nın Yemen’de İran’ın desteklediği Şii Husilere yönelik Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerince düzenlenen askeri operasyona destek verdiğini açıklaması siyasi ilişkilerde yeni bir gerilim unsuru olarak ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Yemen operasyonunun başlamasının ardından “İran’ın bölgeyi domine etmeye çalıştığını ve bölge ülkelerinin buna tahammülü kalmadığını” söylemesi İran’da geniş yankı buldu ve İranlı bazı milletvekilleri Erdoğan’ın 6-7 Nisan’da gerçekleşecek İran ziyaretinin iptalini istedi.

Haberin Devamı İçin TIKLAYINIZ>>>

Kaynak: Cnbce

enerjienerji gündemienerji haberlerienerji piyasasıenerji sektörüenerji yatırımlarınükleernükleer anlaşmanükleer enerjinükleer silahlanmaTürkiye-İran ilişkileri
Yorumlar (0)
Yorum Ekle