Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi öncesi bir açıklama yapan İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Türkiye’de tüm binaların enerji verimli, çevre dostu bir yapıya kavuşması gerekiyor. Isıtma ve soğutma ihtiyacının daha az enerjiyle karşılanması fosil yakıt kullanımından kaynaklanan sera gazı salımlarının, dolayısıyla küresel ısınmaya katkının azaltılması anlamına geliyor” dedi.
Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi, 60’ın üzerinde ülkeden temsilcinin katılımıyla 23 Eylül‘de New York’ta başlıyor. Zirve öncesinde birçok “iklim grevi” düzenlenerek iklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin farkındalık oluşturuluyor. 20 Eylül itibarıyla 117 ülkede küresel iklim grevleri başlatıldı. İstanbul
İklim değişikliği ile mücadelede yalıtım önemli bir destek noktası. Fosil yakıt tüketimini düşürüp, yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmanın yolu yalıtımdan geçiyor. Yalıtım ile enerji tüketimi düşüyor, fosil yakıtlara duyulan ihtiyaç da azalıyor.
İklim değişikliğiyle mücadele için 117 ülkede başlatılan küresel iklim grevlerinin tüm dünyada farkındalık yaratılması açısından önemli olduğunun altını çizen İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, yaptığı açıklamada:
“Gelişmiş ülkeler uzun yıllar önce başlayan yalıtım seferberliği ile epey yol aldı. Şimdi hamle sırası bizde, bu farkı kapatmalıyız. Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeni enerji ithalatıdır. İthalatın % 20-25’i oranındaki bir pay enerji ithalatından kaynaklanıyor. 2018 yılında yaklaşık 43 milyon dolar ödeyerek, kullandığı enerjinin % 75.7’sini ithal eden Türkiye’de; enerji, ithalat kalemlerinin en başında geliyor. Bu denli dışa bağımlı olduğumuz halde, enerjimizi maalesef verimli kullanamıyoruz. Enerjinin en fazla tüketildiği alanların başında da binalar geliyor. Toplam tükettiğimiz enerjinin % 32′sini binalarda kullanıyoruz. Binalarda tüketilen enerjinin % 80’i ise ısıtma-soğutma için harcanıyor.
Konut ve işyerlerindeki enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmanın ve her mevsim konforlu yaşamanın yolu, binalarımıza ısı yalıtımı yaptırmaktan geçiyor. Yalıtımla kışın ısıtma, yazın da soğutma amacıyla harcanan enerjiden ortalama % 50 tasarruf sağlanıyor. Isıtma ve soğutma ihtiyacının daha az enerjiyle karşılanması fosil yakıt kullanımından kaynaklanan sera gazı salımlarının bir başka deyişle iklim değişikliği ve küresel ısınmaya katkının azaltılması anlamına geliyor.
2017 yılı Enerji Dengesi Raporu’na göre Türkiye’nin tükettiği enerji 2017 yılında bir önceki yıla göre % 6.8 artarak 111.5 milyon TEP olarak gerçekleşmişti. Bu enerji tüketimi içinde bina sektörü % 32 payla öne çıkıyordu. 2017 yılında sektörel enerji tüketimindeki en büyük artışın % 17 ile konut sektöründe gerçekleşmiş olması ise dikkat çekicidir.
Enerji ithalatı 2018 yılında bir önceki yıla göre % 15.6 artarak, yaklaşık 37.2 milyar dolara yükseldi. Enerji tüketimindeki artış aynı zamanda sera gazı salınımlarının da artmasını beraberinde getiriyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması olan Paris Anlaşması’na taraf ülkeler arasında yer alıyor. Bu anlaşmayla Türkiye’nin yüzde 21’e kadar emisyon azaltımı taahhütü bulunuyor. Bu taahhüdü yerine getirmek fosil yakıtların kullanımının azaltılmasından geçiyor. Fosil yakıtların kullanımının azaltılıp, yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması için ise yalıtım önemli bir araç.
Türkiye’de, Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu binalara sahip olabilmemiz için kentsel dönüşüm sürecini iyi değerlendirmeliyiz. inşa edilecek tüm binalara CE ve ETAG belgelerine sahip, Avrupa standartlarına uygun ürünlerle ısı yalıtımı yaptırırsak ülkemizin toplam enerji faturasını yaklaşık % 15 azaltmamız mümkün. Böylece fosil yakıt kullanımının azalmasıyla hem ülke ekonomisine hem de çevreye katkıda bulunabiliriz.
Bugün gelişmiş ülkeler sıfır enerjili konutlar, pasif evler gibi konseptlere yönelmiş durumda. AB’de 2020 yılının sonundan itibaren yeni yapılacak binaların neredeyse sıfır enerjili bina olması şart koşuluyor. Bazı ülkeler bu uygulamayı başlattılar bile. Neredeyse sıfır enerjili bina konseptinde yalıtımın önemi çok büyük. Ülkemizde enerji verimliliği alanında maalesef bu noktadan çok uzaktayız. Yalıtım sektörünü temsil eden İZODER olarak, enerji verimliliği ve yalıtım ile ilgili mevzuatların hazırlanması ve oluşturulmasına doğrudan katkı sağlamamızın yanı sıra bu konuyla ilgili gerek kamu veya özel sektörde görev alan kişilere gerekse de geleceğin tasarımcısı veya karar vericisi konumuna gelecek olan öğrencilere yönelik olarak eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarını yürütmeye devam edeceğiz.” ifadelerine yer verdi.