1- Petrol ve gazı her türlü günlük ürüne dönüştüren petrokimya ürünleri modern toplumların ayrılmaz bir parçası haline geldi.
2- Plastiğe olan talep, binyılın başlangıcından bu yana neredeyse ikiye katlanarak diğer tüm dökme malzemeleri (çelik, alüminyum veya çimento gibi) geride bıraktı.
4- Uzun vadede, talepte Avrupa ve Amerika’dan gelen pay azalırken, Asya ve Orta Doğu, yüksek değerli kimyasal üretim pazar payını %10 artırıyor. 2050 yılına kadar, Hindistan, Güneydoğu Asya ve Orta Doğu, küresel amonyak üretiminin yaklaşık %30’unu oluşturacak.
5- Her ne kadar geri dönüşümde ve tek kullanımlık plastik malzemelerin azaltılmasında önemli artışlar meydana gelse de gelişmekte olan plastik tüketim ekonomilerinin keskin artışı, bu çabalardan çok daha ağır basacak.
6- Petrol şirketleri, petrokimya pazarlarıyla olan bağlarını daha da güçlendiriyor. Örneğin, Suudi Aramco ve SABIC kısa bir süre önce Singapur’daki mevcut tesisin beş katı büyüklüğünde olan, 0,4 mvg’lik büyük ham madde-kimyasal projesini açıkladı.
7- 2050 yılına kadar, artan plastik geri dönüşüm ve yeniden kullanımından kaynaklanan kümülatif CO2 emisyonu tasarrufu, bugün kimyasal sektörün yıllık emisyonlarının yaklaşık yarısına eşittir.
8- Sektörün dönüşümü, karbon yakalama, kullanım ve depolama (CCUS), katalitik süreçler ve kömürden doğal gaza geçiş ile yönetiliyor. CCUS için en uygun maliyetli fırsatlardan bazıları kimya sektöründe bulunabilir.