USAK Avrasya ve Enerji Uzmanı Hasan Selim Özertem, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)’nun Shell’le imzaladığı Karadeniz’de petrol arama anlaşmasını değerlendirdi. Bu arama çalışmalarının Türkiye’nin mevcut petrollerini ve kaynaklarını en etkin şekilde üretmeye çalıştığı anlamına geldiğini ifade etti.
Daha önce üzerine beton dökülen kuyuların yeniden açılmasının bir nedeninin de artan petrol fiyatları olduğu ve Türkiye’nin hali hazırda petrol ihtiyacının %92’sini ithal etmek durumunda olduğunu söyleyen Özertem, Türkiye’nin henüz her sene ABD’nin açtığı petrol kuyusu kadar dahi petrol kuyusuna sahip olmadığını belirtti.
Önümüzdeki dönemde iki tane umut verici gelişme olduğunu söyleyen Özertem, bunlardan birinin Türkiye’nin ciddi tecrübe kazandığı açık denizlerde yapılacak taramalar olduğunu, ikincisinin de Diyarbakır havzasında kaya gazı araması yapmak olduğunu ki bunun Türkiye için daha umut verici olduğunu düşündüğünü ifade etti. Yapılan sismik taramalarda Türkiye’nin kendisine yetecek potansiyele sahip olduğunun görüldüğünün altını çizen Özertem, bu sismik taramaların neticesinde sondajların yapılmasının gerekli olduğunu, bunun neticesinde bu taramaların yapıldığı yataklarda ne olduğunun anlaşılacağını söyledi.
Türkiye’nin bugün yaptığı petrol arama çalışmalarının hemen bugünden yarına sonuçlanmayacağının, karada yapılan aramalarda 3-5 yıl, açık denizlerde yapılan aramalarda 7-10 yıl gibi bir sürecin gerekli olduğunun altını çizen Özertem, Türkiye’nin büyüyen ekonomisi ile artan enerji ihtiyacının önümüzdeki dönemde artmaya devam edeceğini ve bu ihtiyacını bir oranda kendi kaynaklarından sağlayan bir Türkiye’nin daha rekabetçi bir ekonomiye, daha az dışa bağımlı bir dış politikaya ve daha güçlü bir yapıya sahip olacağını belirtti.
Kaynak: Enerji Enstitüsü