Putin’in Türkiye ziyareti yakın tarihimizde en fazla şişirilen vakalardan biri olarak tarihe geçmeye aday. Rusya ve Türkiye arasında Rusya’nın Batı’dan dışlanmasından kaynaklanan yeni bir ekonomik yakınlaşmanın başladığı şüphesiz, fakat bunu efsanelere boğmak, yeni bir Baltacı Mehmet Paşa olayına çevirmek yanlış. Bu yeni ilişkininTürkiye’nin yararına işleyeceğini iddia etmek için de erken. Gelin, Putin ziyaretinin ana başlıklarının arkasını deşelim birlikte ve yazılmayan gerçekleri bulmaya çalışalım.
Putin ve Erdoğan Batı’da en çok tiye alınan ve en fazla dışlanan iki lider. Erdoğan Müslüman Kardeşler avukatlığını abarttığı için artık İslam dünyasında da istenmiyor. Dolayısıyla ikisinin de bir halkla ilişkiler zaferine ihtiyacı vardı. Ankar
İlk itirazim bu, Rusya ve Türkiye asla stratejik ortak olamaz, çünkü arada Esad sorunu var. ABD ile Ankara’nın Suriye’de savaşın temel hedefinin IŞİD değil Esad olduğunda uzlaşması halinde, Rusya bu toplantılarda imza altına alınan ekonomik projelerden caymaktan bir an dahi vazgeçmeyecek; gerekirse kış ortasında doğal gaz ambargosuna bile başvuracaktır.
Fakat Putin ziyaretinin iyimser tarafından başlayalım. Rusya artık ekonomisini AB ile değil Türkiye ve Asya ile entegre etmeyi planlıyor. Türkiye’den daha fazla yaş sebze, meyve ve kümes ürünleri satın alınacak. Geliri düşen Ruslar mecburen otomotif, beyaz ve elektronik eşya ve diğer ucuz sanayi ürünlerimize yönelecek. İnşaat ve taahhüt şirketlerimize daha fazla iş verilecek. Yine de ticaret hacmimizi 2013 yılında 25 milyardan 2023 yılında 100 milyara çıkartmak tam bir palavra. Eğer 50 milyar dolara erişirse öpüp başımıza koyalım. Rusya önümüzdeki 5 yılı resesyonda geçirecek, bizim ise büyümemiz 2009-2012 yıllarında ortalama %6’dan %3’e gerileyecek, yani karşılıklı mal ve hizmet talebi yavaşlayacak.
ÖTE YANDA, Rusya’ya daha fazla gıda satmak ve Rusya ile gaz anlaşmalarının da zımni AB’nin onayına tabii olduğunu gözden kaçırmayalım, yeni bir devletlerarası Rıza Sarraf olayı yaşamayalım. Türkiye hem AB, hem NATO hem de Şangay Beşli’sine üye olmak gibi eşi benzeri bulunmaz bir hayalin peşinde. Bu üç ittifakın hem felsefelerinin birbirine zıt hem de pratikte hasımlık üzerine kuruldukları unutuluyor galiba. Türkiye, Rus emperyalizminin Ukrayna’nın ötesine taşıp giderek eski Sovyet imparatorluğunu canlandırma emelini güttüğü yakın gelecekte AB-NATO ve Şangay Beşlisi arasında tercih yapmaya zorlanacak.
Petrol %35 düştü, gaz fiyatı aynı mı kalır?
Gasprom’dan “kopartılan” %6 indirim ise tam bir kepazelik. Erkekse açıklasın Rusya’nın bize Mavi Akım gazını kaça sattığını Taner Yıldız da görelim bakalım kaç gün o koltukta oturuyor. Kış ortasında Türk kullanıcısını resmen sağmal gibi sağıyor Gasprom. Avrupa’da Ukrayna’dan sonra en pahalı gazı bize satıyor. “Yalan söylüyorsun” diyenler rakamları versin. Hem zaten doğal gaz fiyatı Brent’e ve Batı Ural’a endeksli; bunlar %35 düştü, doğal gaz fiyatı aynı mı kalır ? Tabi düşecek, %6 indirim büyük kazık demek, basında kimse yazmadı, çok ayıp ya.
Ruslar önce bizi bağımlı hale getirecekler
Gelelim şu Güney Akım’ın yerini alacak 64 milyar metreküplük yeni doğal gaz boru hattına. Taner Yıldız yine yanılıyor. Bu hat Güney Avrupa pazarında Azeri ve Kuzey Irak gazına rakiptir. Avrupâ’da talep büyümesi senede %1’i aşmaz. Yeni boru hattı TANAP ve muhtemelen Kuzey Irak’dan gelecek boru hatları ile eş zamanlı devreye girecek, Güney Avrupa’yı gaza boğacak. Kimi kazıklıyorsunuz? Ruslar kendi gazını önce satarak bizi bağımlı hale getirecekler ve Azeriler ve Kürtler’le politik-ekonomik yakınlaşmamızı baltalayacaklar. “Yalan söylüyorsun” diyenler koysun önüme Avrupa’da 2015-2251 doğal gaz talep tahminlerini. Olay öyle basit ki! Ruslar’ın en sevdiği oyun satranç, bizimki tavla ve okey.
Kaynak: Enerji Enstitüsü