Akkuyu Santrali’nde daha önce 2020 yılına ertelenen ilk üretiminin en erken 2022 yılında yapılabileceği belirtiliyor. Çünkü AB ve ABD yaptırımlarıyla petrol fiyatlarındaki düşüşün Rusya’ya maliyeti yüzünden projeye kaynak aktarılamıyor.
Türkiye’nin ilk nükleer santrali olacak Mersin Akkuyu Santrali için planlanan süreçler öngörülerin gerisinde kalırken, ilk ür
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nin Türkiye açısından son derece önemli olduğunu belirterek, “Süreçlerin hızlandırılması gerekiyor” dedi.
Ekonomik sıkıntı etkili oldu
Petrol ve doğalgazda yüzde 90’ın üzerinde dışa bağımlı olan Türkiye yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra nükleer santral projelerini hayata geçirerek arz güvenliği ve çeşitliliği sağlamayı hedefliyor. Bu kapsamda Rusya’ya ilk nükleer santralini yaptıracak olan Türkiye, ikinci santrali Japonya-Fransa ortaklığı ile Sinop’a yaptırmayı planlıyor. Üst düzey bir yetkili, Rusya’ya yönelik yaptırımlar ve petrol fiyatlarındaki gerilemenin yarattığı ekonomik sıkıntının ardından nükleer santrale ayrılan kaynak konusunda bazı sorunları gündeme getirdiğini belirterek, “Bunun yanı sıra Türkiye’deki bürokratik süreçlerin istenilen hızda tamamlanamaması ve bazı izinlerin henüz alınamaması sürecin yavaşlamasında etkili oldu. Bunun sonucunda ilk elektrik üretimi en az 2 yıl daha gecikecek. Bu da 2022’ye karşılık geliyor” dedi.
Süreç takvimin gerisinde kaldı
Türkiye ile Rusya arasında sağlanan mutabakat kapsamında Rusya, 4 üniteden oluşacak toplam 4.800 MW kurulu güce sahip Akkuyu Nükleer Santralini 20 milyar dolarlık yatırımla yapacak. Santralin ilk ünitesinin 2019’da devreye alınması öngörülüyordu ancak bu tarih daha sonra 2020’ye ötelenmişti. Bir enerji yetkilisi, “Temel atıldıktan sonra yedi yıl sonra ilk ünite devreye girecek. Buna göre zaten 2020 yılında Akkuyu’nun devreye girmesi mümkün değil. Süreçler öngörülen takvimin oldukça gerisinde kalıyor. Şu an bile birinci reaktör için devreye alınma tarihi 2022 görünüyor” dedi.
Rosatom Overseas Başkan Yardımcısı Milko Kovachev Reuters’a yaptığı değerlendirmede, projenin zamanında tamamlanacağını savundu ancak herhangi bir tarih vermedi. Kovachev, “Nükleer santral için belirlenen programda tarihler net şekilde belirlendi. Taahhütlerimizin planlandığı gibi tamamen karşılanacağına inanıyorum” dedi.
Başından beri hızlı değildi
Akkuyu NGS santral için zorunluluk olan ÇED raporunu en geç 2013 yılı sonunda almayı planlıyordu ancak bunu 2014 sonunda alabildi. İngiliz savunma ve güvenlik düşünce kuruluşu Royal United Services Institute’den Aaron Stein, Akkuyu Santrali için yapılan takvimin geçmişte olduğu gibi bugün de gerçekçi olmadığını belirterek, Rus ekonomisindeki gelişmelerin de projeye olumsuz etkisinin olacağının altını çizdi. Yetkililer, Akkuyu tarafından açılan hidroteknik yapılara dair ihale sonuçlarının resmi açıklamalara göre 15 Şubat’ta bitirilmesi gerekirken bu konunun 31 Mart’a ertelendiğini de belirtiyorlar. Proje hakkında bilgi sahibi bir yetkili, Akkuyu NGS’nin halen ÇED ve ardından lisanslamaya kadar olan süreçler dahil hukuki işlemlerin de bitmesinin beklediğinin altını çizerek, “Yatırımın tam olarak başlaması için belli süreçlerin bitmesi gerekiyor. Proje başladığından bu yana taraflar süreçleri çok hızlı işletemedi. Bunların etkisi oluyor” dedi.
‘Ortak bulamıyor’ iddiası
Bir yetkili, projeye ortak olmak için yerli ve yabancı şirketlerin ortalık talep ve niyetlerinin halen bulunduğunu, belli lisans işlemleri tamamlanmadan ortalık için görüşmelerin bekleyeceğini kaydetti ve, “Bu yatırımın yapılmasının önünde hukuki olarak herhangi bir engel kalmadığının görülmesi gerekir, yatırımcılar da bunu istiyor” dedi. Royal United Services Institute’den Aaron Stein ise Rosatom’un ortaklık için yatırımcı bulamadığını iddia ederek, “Bu temel olarak proje finansmanıyla ilgili olarak sorunlardan kaynaklanıyor. Bu konu ruble değer kaybından sonra daha acil bir sorun haline geldi. Türk ekonomisindeki yavaşlama daha az elektrik tüketimi anlamına gelecek. Bu; projede elektrik için hesaplanan maliyet varsayımlarının daha fazla geçerli olmadığını gösteriyor” dedi.
Kaynak: Enerji Enstitüsü