Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP25’te 2030 yılına kadar küresel ortalama sıcaklık artışının 1,5ºC’de sınırlandırılması gerektiğini ortaya koyan ve buna öncülük eden çalışmalarını sunan Schneider Electric, tedarikçileri ve müşterileri ile birlikte uyguladığı taahhütlerini de güçlendirdiğini açıkladı.
Şirket, geniş ekosisteminde karbon nötr hale gelme hedefine 2025 yılı itibariyle, COP21 hedefinden 5 yıl erken ulaşmak adına çalışmalarını hızlandırıyor. Schneider Electric Sürdürülebilirlik Etkisi endeksine de şirketin bu alandaki başarılarını gözler önüne seriyor. 2019 yılında müşteri tarafında 70 milyon tonun üzerinde karbon tasarruf edildi. Nakliyede karbon verimliliği %8,8 artırıldı. Grup dünya çapında elektrik tüketiminin %45’ini yenilenebilir kaynaklardan sağladı. Aynı zamanda şirketin Enerji ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri (ESS) gelirleri %20,2 oranında arttı.
Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümünde dünya çapında uzman olan Schneider Electric, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP25’teki güçlü varlığıyla iklim değişikliğiyle mücadelede rol model olma kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu yıl Madrid,
İspanya’da gerçekleştirilen uluslararası buluşmada Schneider Electric, faaliyetlerini karbondan arındıran ve müşterilerinin faaliyetlerinden kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltmalarını sağlayan hizmet ve çözümleri ile yer aldı.
Şirket aynı zamanda açıkladığı taahhütlerle de bu hizmetlerini iklim değişikliği ile mücadele için kullanma kararlılığını vurguladı. Bu, “1,5°C İş Taahhüdü – Tek Geleceğimiz” kapsamındaki İklim Haftası sırasında açıkladığı hedeflerine de yansıdı. Schneider Electric’in mevcut taahhütlerinde yaptığı değişiklikler şu şekilde;
– 2050 yılı itibariyle tedarik zincirinde net-sıfır emisyon için tedarikçileriyle birlikte çalışmak
– Onaylanmış 1,5°C Bilim Temelli Hedefi (SBT) doğrultusunda 2030 yılı itibariyle net-sıfır operasyonel emisyona ulaşmak ve kapsam 3 emisyonlarını %35 oranında azaltmak (2017’ye göre)
– En geç 2025 yılı itibariyle tüm operasyonlarını karbon nötr hale getirmek
– COP21 karbon nötrlük hedefinde açıkladığı tarihten 5 yıl önce, 2025 yılı itibariyle, geniş ekosistemini karbondan arındırmak üzere müşterilerinin karbon ayakizlerinde tasarruf etmelerini sağlamak
Şirketin bu hedeflerini değerlendiren Schneider Electric İberya Başkanı Josu Ugarte; “İklim değişikliği gezegenimizin ve insanların karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Bu tehdide karşı mücadele etmek ve sıcaklık artışını durdurmak için birlikte çalışmamız gerekiyor. Şirketler karbon ayak izimizin azaltılmasında önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle şirketimiz, durumu daha görülür kılmak ve daha fazla lider şirketi bu mücadeleye katmak adına yakın zamanda “1,5°C İş Taahhüdü” inisiyatifini yürüten öncü uygulayıcılar arasına katılmıştır. Bu kapsamda İspanya’da da PPA’lar (Enerji Satın Alma Sözleşmeleri) aracılığıyla yeni modeller uygulamaya çalışıyoruz. Bunlar, belirli bir dönemde rekabet gücü daha yüksek fiyatlar elde etmemizi sağlıyor. Bu sözleşmeler sayesinde ülke çapında yeni yenilenebilir kaynaklara yatırım yapabiliyoruz” dedi.
Schneider Electric son 15 yılda birçok farklı metot kullanarak iklim değişikliğiyle mücadeleye büyük katkıda bulundu. Şimdiye dek 24 milyondan fazla kişinin elektriğe erişimini sağlayarak sosyal bir etki yaratan şirket, aynı zamanda müşterilerini düşük karbon ve verimlilik hedeflerine ulaşmaları anlamında destekledi. Ayrıca operasyonlarında kendi enerji yönetimi ve endüstriyel otomasyon çözümlerini uygulayarak iklim değişikliğiyle mücadele anlamında önemli adımlar attı.
2019’un Schneider Sürdürülebilirlik Etkisi sonuçları da bunu doğruluyor. Buna göre 2019’da;
– Müşteri tarafında 70 milyon tondan fazla karbon tasarruf edildi,
– Nakliyede karbon verimliliği %8,8 artırıldı,
– Grup, dünya çapında enerji tüketiminin %45’ini yenilenebilir kaynaklardan sağladı ve döngüsel tekliflerle 77.000 tondan fazla birincil kaynağın tüketimini engelledi.
Bu kapsamda Schneider Electric ürünlerinin kullanım ömrünü uzatacak şekilde bakımlarının yapılmasını, onarımını ve yenilenmesini sağlayan iş modelleri sunuyor. Kullanım ömrü sonunda ise bu ürünlerin yeniden işlenmesini mümkün kılan döngüsel tekliflerle inovasyonu hızlandırıyor. 2015’ten bu yana şirketin ecoDesign WayTM programları AR-GE stratejilerinin temelini oluşturuyor. Bu strateji, tasarım olarak döngüsel tekliflerin tasarlanmasını ve müşteriler için ilave çevresel avantajların sağlanmasını içeriyor.
Schneider Electric 2020 döngüsel hedefleri şunları içeriyor;
– Global satışların %75’ini yeni Green Premium™ programı dahil etmek.
– 200 adet sıfır atık etiketine sahip tesis sayısına ulaşmak.
– Geri dönüştürülmüş veya belgeli kaynaklardan elde edilen nakliye ambalajı ve paleti oranını %100’e çıkarmak.
– ECOFIT™, geri dönüşüm ve geri alma programları sayesinde birincil kaynak tüketiminde 120.000 metrik ton tasarruf sağlamak.
Schneider Electric, müşterilerinin iklim geçişini hızlandırmasına yardımcı oluyor
Schneider Electric, Enerji ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri (ESS) aracılığıyla 100’den fazla ülkede müşterilerine karbon enerji stratejileri ve temiz enerji tedariki konusunda danışmanlık sağlıyor. Şirket ayrıca müşteri tesislerinde verimliliği ve uzun süreli ortaklıklarla uzun vadeli sonuçları mümkün kılıyor. 2019’da ESS gelirlerindeki %20,2’lik yüksek artış da karbondan arınmadaki ivmeyi gözler önüne seriyor.
Şirketin yaptığı uzun süreli ortaklıkların karbon üzerindeki muhtemel etkisi Agrial gibi müşterilerde daha da görülür durumda. Avrupa ölçeğinde faaliyet gösteren Fransız ziraat grubu Agrial, 2015 yılında ESS ile tüm sahalarındaki enerji tüketiminde %10 azalmayı hedefleyen bir verimlilik programı başlattı. Pilot çalışma ile beklenenin üzerinde tasarruf elde edildi. Bu başarının ardından bugüne kadar 46 saha daha projeye katıldı ve sera gazı emisyonlarında ciddi bir düşüş sağlandı.
Schneider Electric, Enerji ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri EMEA Başkan Yardımcısı Philippe Diez bu başarılı çalışmalar ile ilgili şu şekilde konuştu; “İklim değişikliği ile mücadele birçok müşterimizin çeşitli adımlar atmaya başladığını görmek cesaret verici. Hizmetlerimiz aracılığıyla kurumlar içerisindeki temiz enerji tedariki, enerji verimliliği programları ve sürdürülebilirliğe yönelik alanlarda çalışan departmanlar arasında bağlantı kurmayı hedefliyoruz. Böylece bilimsel temelli karbon hedefi yönünde bizimle birlikte ilerlemelerini ve 1,5 derece hedefine katkı sunmalarını sağlamaya çalışıyoruz.”
Daha kapsayıcı bir dünya için harekete geçme zamanı
Schneider Electric son 10 yılda ürettiği teklifler ve iş modelleriyle Enerjiye Erişim programını geliştiriyor ve bu kapsamda 2030 yılı itibariyle 80 milyon kişinin enerjiye erişimini sağlamayı hedefliyor. Şirketin bu öncü girişimleri birçok kuruluş tarafından da onurlandırılmaya devam ediyor. Son olarak şirketin Villaya Community Emergency ve Homaya PAYG çözümleri, Solar Impulse etiketiyle ödüllendirildi. Solar Impulse etiketi, Bertrand Piccard öncülüğünde bağımsız bilim insanları ve finans uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından ekonomik ve çevresel açıdan cazip çözümlere veriliyor. Bu çözümler dünyayı iyi yönde değiştirebilecek 1000 çözüm arasında yer alıyor.
Schneider Electric Sürdürülebilirlikten Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Gilles Vermot Desroches konuya dair şunları dile getirdi; “Enerjiye erişim temel insan hakları arasındadır. Bu konuda gelişim sağlarken aynı zamanda enerji tüketiminin çevre üzerindeki etkilerini dikkate almamız da kritik öneme sahiptir. Bu doğrultuda enerji açısından fakir toplumların enerjiye erişimlerini sağlamanın ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmelerini mümkün kılmanın yollarını bulmak için çalışıyoruz.”
Birlikte, net-sıfır gelecek mümkün
Mevcut global iklim koşulları, bilimsel açıdan son derece açık bir mesaj veriyor; kamu ve özel sektör global karbon emisyonlarını azaltmak ve sıcaklık artışını durdurmak için birlikte çalışmalı. İklim Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü (TCFD) tavsiyelerine uygun şekilde Schneider Electric, iklim değişimi ve enerji dönüşümüne yönelik yaklaşımını 2 yıl erken devreye aldı. Schneider Electric’in geliştirdiği senaryolar Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 1,5°C senaryolarıyla uyumlu, net-sıfır karbon geleceğinin mümkün olduğunu gösteriyor. Grup, ekosistemini katılımcı ve düşük karbonlu bir dönüşüme yönlendirecek konumda bulunuyor.