29 Temmuz, Dünya Limit Aşımı Günü öncesi açıklanacak olan rapor, sınırlı ekolojik kaynakları göz önüne alarak kurumsal stratejileri değerlendirmeye yarayan güçlü bir pusula olma özelliği taşıyor.
Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında uzman olan Schneider Electric, uzun vadeli iş başarısı için gerekli olan ‘Gezegen Kaynaklarına Uyumluluk’ adlı çalışmasını açıklıyor. Şirketin yayımlanacak olan yeni raporu, gezegen kaynaklarına uyumluluğu, insanlığın refahı için gereken ayrıntılı yaklaşımı ve
Dünya Limit Aşım Günü, insanın gıda, lif, kereste/kalas ve karbon emilimine (Küresel Ekolojik Ayak İzi) yönelik talebinin, dünyanın ekosistemlerinin tüm yıl boyunca yenileyebileceği biyolojik kaynak miktarını (küresel biyolojik kapasite) aştığı gün olarak tanımlanıyor. Global Footprint Network’e göre, bu yıl Dünya Limit Aşım Günü 29 Temmuz’a denk geliyor ve bu şimdiye kadarki en erken tarih olma özelliğini taşıyor. Dünya Limit Aşım Günü, insanlığın biyolojik kaynakları, doğanın yenileme hızından 1,75 kat daha hızlı kullandığını ve yılda dört ay açık yaratarak dünyanın doğal kaynaklarını tükettiğini vurguluyor. İnsanlığın 1,75 gezegen “kullandığı” ortaya konuyor. Karbon emisyonları toplam Ekolojik Ayak İzinin %60’ını oluşturuyor.
Dünyanın 1970’li yılların başında ekolojik limit aşımına düştüğü dönemden beri Dünya Limit Aşım Günü takvimde öne gelmeye devam ediyor. Otuz yıl önce, Ekim ayına denk gelen bu tarih, yirmi yıl önce ise Eylül ayının sonlarına denk gelmişti. Son zamanlarda yaşanan bir yavaşlamanın ardından, son iki yılda karbon emisyonlarındaki artıştan dolayı tarihin öne gelişinin yeniden hızlandığı bildiriliyor.
Geç olmadan harekete geçilmeli
‘Gezegen Kaynaklarına Uyumluluk’ için Dünya Limit Aşım Günü tarihinin 31 Aralık ya da sonrasına ötelenmesi gerekiyor. Bunun için yapılabilecek en büyük adım ekonominin karbondan arındırılması. Global Footprint Network’un yaptığı çalışmalara göre, sadece küresel sera gazı emisyonlarını yarıya indirmek bile bu tarihi üç ay kadar öteleyebilir.
Son iki yıldır Schneider Electric, çözümleri değerlendirmek için Global Footprint Network ile birlikte çalışıyor. Bu iki organizasyon tarafından yapılan araştırma, mevcut bina ve sanayi altyapısının %100’ünün, Schneider Electric ve ortakları tarafından sunulan kullanıma hazır enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji teknolojileri ile donatılması durumunda (insan alışkanlıklarında herhangi bir değişiklik olmadığı varsayımıyla), dünyanın bu tarihi en az 21 gün ileriye taşıyabileceğini ortaya koyuyor. Bu durum, tek başına enerji alanında yapılan güçlendirme çalışmalarının üç haftalık bir fark yaratabileceği anlamına geliyor. Eğer bu çözümler uygulanır ve Dünya Limit Aşım Günü gelecek her yıl beş gün ileriye taşınırsa Paris İklim Anlaşması uyarınca 2050’den önce gezegen kaynaklarına uyumlu bir yaşam sağlanmış oluyor.
Global Footprint Network’ün kurucusu Mathis Wackernagel, Schneider Electric’in çözüm ve iş modellerine dair şunları dile getirdi; “Kurumsal stratejisi ile enerji ve kaynak verimliliğini artırmaya odaklanan Schneider Electric gibi lider bir şirket, işini insanlığı ekolojik limit aşımından uzaklaştırmak üzerine kurguladığı başarılı bir modele sahiptir.”
Real Estate Çevre Güvenliği Kıdemli Başkan Yardımcısı Xavier Houot ise; “Gezegen Kaynaklarına Uyumluluk, bir işletme stratejisinin toplumun Dünya Limit Aşım Gününü değiştirmesine nasıl katkıda bulunabileceğine dair yeni bir ölçüm kriteri haline gelmelidir. Böyle bir ölçüm kriteri, iç gözlemi güçlendirir ve bir pusula işlevi görür: ‘Gezegenimizin sınırları dahilinde mi faaliyet gösteriyoruz?’ ve ‘Hizmetlerimiz müşterilerimizin ekolojik limit aşımından somut olarak uzaklaşmasına yardımcı oluyor mu?’. Cevaplar olumlu ise, uzun vadede refah yaratmak çok daha muhtemeldir. Çözümün bir parçası olmak, yatırımcıların, piyasaların ve yeni neslin gözünde giderek daha fazla önem arz ediyor” dedi.
Gezegen Kaynaklarına Uyumluluk stratejileri, geleceği şekillendiriyor
2019 yılında, Schneider Electric ve Global Footprint Network, Gezegen Kaynaklarına Uyumluluk stratejilerinin iş dünyasında nasıl bir farklılaşma ve değer sağlayabileceğini görmek, bunun yanı sıra iş dünyasının liderlerini bu konuda harekete geçmeye teşvik etmek üzere bir araya geldiler. Bu doğrultuda yaptıkları çalışmalarda Gezegen Kaynaklarına Uyumlu şirketlerin ürünleri ve hizmetleri, insanlığın doğadan talep ettiklerinin dünya ekosistemlerinin sağlayabileceği ile dengede olmasına katkıda bulunan şirketler olduklarını ortaya koydular. Ayrıca araştırmalar gösterdi ki iş modelleri, insan refahını ve aynı zamanda kaynak güvenliğini artıran şirketler, uzun vadede ekonomik açıdan başarılı olma olasılıkları yüksek şirketler oluyor. Diğer yandan gezegen kaynaklarına uyumlu olarak hareket etmeyen şirketler, kaçınılmaz olarak küçülen taleple ve artan risklerle karşı karşıya kalıyor.
Gezegen Kaynaklarına Uyumluluk, şirketlerin stratejilerini iki temel soru ile değerlendiren basit bir pusula olma özelliği taşıyor. Bu sorular;
– Gezegen kaynaklarının sınırları dahilinde mi faaliyet gösteriyoruz?
– Hizmetlerimiz müşterilerin ekolojik limit aşımından uzaklaşmasına yardımcı oluyor mu?
“Gezegen Kaynaklarına Uyumluluk ile refah için vaka incelemeleri” başlıklı bu rapor, enerji, gıda, sağlık ve atık ıslahı gibi çeşitli sektörlerdeki birçok şirketin uzun vadeli değer sağlama stratejilerini içeriyor.
Rapor, Schneider Electric ve Global Footprint Network tarafından 22 Temmuz 2019’da açıklanacak. Bu tarihte ayrıca #SEMoveTheDate hashtag’i ile bir Tweet-Chat açılacak.