Uluslararası lider danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’ne göre; yenilebilir enerjide önde gelen ülkeler jeopolitik belirsizlikler ve teknolojik dönüşüm dolayısıyla ihtiyatlı bir tutum sergiliyor. Ticaret ile ilgili anlaşmazlıkları süren Çin ve ABD endekste ilk iki sıradaki yerlerini koruyor. Brexit endişeleri, endekste 8’inci sıraya gerileyen Birleşik Krallık’ın yenilenebilir enerji yatırımlarındaki düşüşte etkili olurken Arjantin ise hükümetin yenilenebilir enerjiye destek vermesi ile endekste ilk kez ilk ona girmeyi başardı. Türkiye ise ihtiyatlı bir konumda. Buna rağmen kısa ve orta vadede yukarı yönlü bir büyüme yaşanabilecektir.
ABD hükümetinin ithal edilen güneş panellerine yüzde 30 oranında gümrük vergisi uygulaması da dâhil olmak üzere Çin ve ABD arasında yaşanan ticaret anlaşmazlıkları sürüyor. Diğer yandan endekste bir basamak yükselerek üçüncü sıraya yerleşen Hindistan’ın, 100GW’lık güneş enerjisi hedefine ulaşması
EY Türkiye Enerji Sektör Lideri Erkan Baykuş, endeks sonuçları ile ilgili yaptığı değerlendirmede şunları belirtti: “ABD ile Çin arasındaki devam eden ticaret uyuşmazlıkları başta olmak üzere global politik ortamın belirsizlikler barındırması ve hükümetlerin temiz enerjiye sağladığı destek ödeneklerinin tüm dünyada kesintilere maruz kalması yenilenebilir enerji sektörünü olumsuz yönde etkiliyor. Böyle bir tabloda kısa-orta vadede yenilenebilir enerji fiyatlarında rekabetin artacağını ve konsolidasyonlar da yukarı yönlü bir hareket yaşanabileceğini öngörüyoruz. Daha uzun vadede ise ulaşım ve ısıtma sektörlerinin yenilenebilir enerji talepleri giderek yükseliyor ve politika yapıcılar ticaret ile ilgili anlaşmazlıkları geride bırakarak bu alana odaklanacaklardır.”
“Yenilenebilir enerji alanında küresel ölçekteki gelişime paralel olarak ülkemizde de benzer bir gelişim yaşandığını ve hala dönüşüm sürecinde olduğumuzu söyleyebiliriz” diyen Baykuş, “Bir önceki endekste 17. sırada olan Türkiye, İtalya’nın önüne geçmesine rağmen Mısır’ın rüzgar enerjisi atağı ve İspanya’nın vergi teşviklerini devreye sokmasıyla genel sıralamada bir basamak gerileyerek 18. sırada yer aldı. Buna rağmen yaşadığımız dönüşümü yenilenebilir kaynaklı kurulu güç tablosuna baktığımızda daha net görebiliyoruz. Yenilenebilir kaynaklı kurulu gücün Türkiye toplam kurulu gücü içindeki payının 2000 – 2017 yılları arasında gelişimi tablosunu incelediğimizde, ülkemizin kurulu gücünün 2000 yılında 27.000 MW civarında olduğu ve yenilebilir enerjinin toplam kurulu gücünün Türkiye’nin toplam kurulu gücü içerisinde payının yaklaşık yüzde 41 olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu. 2000’de toplam yenilenebilir kaynaklı kurulu gücün ise tamamına yakını hidroelektrik enerji kaynaklarından oluştuğunu söyleyen Baykuş; şu değerlendirmeyi yaptı: “2017 yılı verilerine baktığımız zaman ise Türkiye’nin toplam kurulu gücünün 85.200,0 MW’a, yenilebilir enerjinin toplam kurulu gücünün Türkiye’nin toplam kurulu gücü içerisinde payının da yüzde 45,5’e yükseldiğini görüyoruz. Geçen yıl toplam yenilenebilir kurulu gücün ise yüzde 70’inin hidroelektrik, yüzde 17’sinin rüzgâr, yüzde 9’unun güneş, yüzde 3’ünün jeotermal ve yüzde 1’inin biyokütle enerjisinden oluştuğu göze çarpıyor. 2000 yılından itibaren başta rüzgâr olmak üzere güneş ve jeotermal kaynaklı kurulu güçte önemli bir sıçrayış olduğunu ve son yıllarda Türkiye’nin kurulu gücünde meydana gelen artışta lokomotif olduğu değerlendirmesini yapabiliriz” dedi.