Antalyalı Ziraat Mühendisi ve üretici HES isyanını bu sözlerle dile getirdi…
Sera üretimi için dünyanın en uygun bölgesinde destek yok
Türkiye’nin önemli örtü altı domates üretimi merkezlerinden biri olan Kınık ve çevresinde tek sezon kış üretimi yapıldığını kaydeden Ziraat Mühendisi ve üretici Burhanettin Konu, yeni üretim sezonu hazırlıklarının başladığı beldede üreticilerin sorunları ve beklentileri hakkındaki sorularımızı yanıtladı. Kimi ülkelerde aşırı soğuktan, kimilerindeyse sıcak hava koşullarından dolayı seracılık için elverişli olmadığını dile getiren Konu, “bizim bölgemizde kışlar ılık geçiyor. Diğer bölgelere göre çok daha az masrafla üretim yapılabilir ancak bizde üreticiye devlet desteği diğer ülkelere göre çok daha az. Seracılıkta devlet desteği sadece arılı üretim yapanlara veriliyor. O da dekar başına 50 ila 100 lira arasında değişiyor. Oysa bir dekarlık seranın masrafı yaklaşık 5-6 bin lira dolayında. Bu desteğin ne kadar katkısı olacağı ortada” dedi.
Kahvede nutuk atmakla üretici bilgilendirilmez
Domatesin bir dünya ürünü olduğunu vurgulayan Konu, fiyat yönünden yaşanan istikrarsızlığın üreticiyi olumsuz etkilediğini dile getirdi. Girdi fiyatlarındaki büyük artışın Kınıklı üreticileri zor durumda bıraktığını ifade eden Konu, seracılığın yalnızca üretimle sınırlı bir faaliyet olmadığını, işletmecilik bilgisini de gerektirdiğinin altını çizerek, “çiftçilerin bilinç düzeyi çok farklı. Onları eğiten bir kurum yok. İlaç bayileri ve ziraat mühendislerinin danışmanlığı tek yönlü bir bilgilendirme ortaya koyuyor. Yalnızca firmalarla çalışan bu danışmanlar yarar -zarar dengesi gözetilmeden firmaların bütün ürünlerini çiftçiye vermeye çalışıyorlar. Asıl sorun burada. Toprak analizi ya da bakanlığın teknik talimatına göre ilaçlama yapan çiftçi sayısı çok az. İlçe tarım müdürlüğünün ancak beş altı personeli var. Buna karşın sadece Kınık’ta 2 bin çiftçi var. Bu personel hangi birine yetişecek bu çiftçilerin. Bu personelin bilgisi de çiftçiye danışmanlık yapacak düzeyde değil. Bir uzman geliyor, belediye salonunda bilgilendirme yapıyor. 2 bin çiftçiden sadece üç beşi gidebiliyor. Öyle kahvede konuşmakla, nutuk atmakla üretici bilgilendirilmez” diye konuştu.
‘Kopyala yapıştır’ yasalarla bu iş olmaz
Bilgi eksikliğinin üreticiler açısından büyük bir sorun olduğunun da altını çizen Konu, dünyanın birçok ülkesinde bu sorunu üretici birlikleri sayesinde çözüldüğünü belirterek, “her seranın kayıt altına alınması gerekli. Dikimden hasada kadar uygulanan bir denetim mekanizması işletilmeli. Devlet yasayı çıkartıp koyuveriyor. Yasa çıkartmakla olmuyor bu iş. Bir başka ülkeden kopyalayıp yapıştırılan yasalar. Tarım Bakanı’nın dahi bu yasaların içeriğini bildiğini sanmıyorum. Bu ülkenin çiftçisini, yapısal özelliklerini bilen yok. Her çiftçinin bilgili olması da şart değil ayrıca. Örgütlenme sorununu çözerseniz o bilgiye ulaşmasını sağlarsınız. 100 kişinin içinde bir tane uzman olursa yeterli” görüşünü savundu.
Beğenmediğiniz iran’da bile kooperatifçilik bakanlığı var
Üniversite düzeyinde kooperatifçilik eğitimi aldığını ve Tarım Bakanlığı bünyesinde uzun yıllar kooperatifçilik alanında çalışmalar yaptığını anımsatan Konu, “kakınmış ülkelerin birçoğuna baktığınızda kooperatifçiliğin ne kadar önemli olduğunu görürsünüz. Rejimini beğenmediğimiz İran’da bile kooperatifçilik bakanlığı var. Biz de şimdi bir kooperatifçilik genel müdürlüğü kuruldu ancak bu konuda hiçbir destek yok. Örneğin Hollanda’da tarım bakanını kooperatifler seçiyor. Kimin tarım bakanı olacağına kooperatifler karar veriyor. Bankalar krediyi kooperatife veriyor, kooperatif de ortaklarına veriyor. Bizde ise ortağın bir kereye mahsus ödediği 5 yüz lira aidatla kooperatifler ayakta durmaya çalışıyor. Bizim burada kurduğumuz kooperatif de bu sorunlardan dolayı verimli işleyemez duruma geldi. Kapanmaması için kişisel özverilerle ayakta tutmaya çalışıyoruz” dedi.
Kaynak: Atlas