Japonyada 2011 yılında gerçekleşen tusunami felaketi ve sonrasında Fukuşima Nükleer Santrali’nde oluşan radyoaktif sızıntı tüm dünyanın nükleere olan bakış açısını değiştirdi. Birçok ülke mevcut nükleer santrallerini kapatıp yenilenebilir enerjilere daha fazla ağırlık verme kararı aldı.Nükleer santrallerden vazgeçmeyen bazı ülkeler ise santrallerde kullanılmak üzere uranyumdan daha az tehlikeli toryuma yöneliyorlar.ABD, Çin, Norveç, Kanada ve Hindistan gibi ülkeler toryumun elektrik üretiminde kullanılabilmesi için projeler geliştirmekteler.
Hindistan toryum’la çalışan santraller konusunda dünyada en büyük ilerlemeyi sağlayan ülke. Bunun gerisinde Hintliler’in de çok zengin toryum kaynaklarına sahip olması ve bu elementle elektrik üretmeyi başarmaları durumunda hammadde sıkıntısını tamamen aşacak olmaları yatıyor. Çin’de de ülkenin tüm elektrik ihtiyacını tam 20 bin yıl boyunca karşılamaya yetecek kadar toryum rezervi olduğu iddia ediliyor.
Toryum tabiatta şu anki nükleer santrallerde kullanılan uranyumdan yaklaşık üç kat daha fazla bulunuyor. 2006 verilerine göre dünyada bilinen toplam toryum rezervinin 2.5 milyon ton olduğu sanılıyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu verilerine göre bu rezervin yüzde 11′i Türkiye’de bulunuyor. Bu alanda Türkiye, dünyada 4′üncü sırada bulunuyor. Başka bağımsız kaynaklar ise Türkiye’deki Toryum rezervinin bundan 3-4 kat daha fazla olduğunu ve Türkiye topraklarındaki toplam toryumun değerinin 120 trilyon dolar olabileceğini tahmin ediyor. Türkiyedeki toryum rezervleri, Eskişehir, Sivrihisar civarındadır. Türkiye’de 400 bin ton toryum olduğu düşünülüyor ve toryum’un çıkarılması için yapılan çalışmalar devam etmekte.
Aşağıda tüm dünyaya toryumu tanıtmak isteyen iki İrlandalı film yapımcısının yaptığı çalışmalar var.
Frankie Fenton and Des Kelleher, ‘’ The Good Reactor ‘’ filmini bitirebilmek için kampanyadan $51,640 toplamak istiyorlar. Bu belgeselde, çok yüksek potansiyele sahip toryumun çevre için sağlıklı ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olup olmadığı anlatılıyor.
Bu iki yapımcı iki yıl boyunca Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerini gezerek çekecekleri belgeselle alakalı olarak halkla röpörtaj yaptılar.
Fenton :’’Bir arkadaşım toryumun dünyadaki bütün enerji problemlerini çözebileceğini söylediğinde ona inanmamıştım.Fakat daha sonra kendimce toryumu biraz araştırdım ve bu nükleer yakıt çok ilgimi çekti ve bu konuyla alakalı çok uzmanla görüştüm’’.
Fenton, belgeselde kullanmak için yaptığı ilk röpörtajında bir toryum uzmanı olan Kirk Sorenson ile toryum hakkında konuştu.
– Toryumun tan olarak ne olduğunu bilmiyorum ve bunu birçok kişiye de sordum. Gerçekte toryum nedir ,uranyumuna göre avantajları nelerdir?
Toryum radyoaktif kimyasal bir elementtir ve doğada uranyumdan daha fazla bulunur. Nükleer santrallerde bilindiği üzere uranyum kullanılmaktadır. Toryumun uranyuma göre bazı avantajlarından bahsetmek mümkün. Örneğin;
• En güvenli ve temiz enerji kaynağı olarak bilinen toryumun kullanıldığı nükleer santrallerde patlama ve erime ile oluşan nükleer felaket riski bulunmuyor. Çünkü yakıt çubuklarının erimeyle sonuçlanacak ısılarda kullanılması gerekmiyor. Ayrıca toryum, santralde reaksiyona sokulduğunda ortaya çıkan atık madde de uranyuma göre çok cüzi miktarda kalıyor.
• Toryumun yan ürününden nükleer silah yapılması da olduçca zordur.
• Toryum atığı, uranyum atığı kadar tehlikeli değildir.
• Toryumdan enerji üreten reaktörler mevcut nükleer atıkları yakabilir.
Tüm bunlara rağmen şimdiye kadar nükleer santrallerde toryum yerine uranyumun kullanılıyor olmasının nedeni ise nükleer silahlanma yarışı. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan tüm nükleer santraller uranyumla çalışacak şekilde planlandı. Çünkü uranyum reaksiyona girdiğinde ortaya yan ürün olarak plütonyum çıkıyor ve o da atom bombası üretiminde kullanılıyordu
İklimin günden güne değiştiği bir ortamda bu proje insanların büyük çoğunluğuna cazip gelmektedir özellikle de Amerikadakilerin.
Fenton:’’Düşündük ki bu film gerçekten yapılması gereken önemli bir film ve insanlar toryumdan haberdar olmalı. Ve bu belgeselde çok iyi bir konunun ve karakterlerin olduğuna inanıyorum.’’
Belgeselin tamamlanıp tüm dünyada yayınlanacağı umuluyor.
Kaynak: Enerji Enstitüsü