TSKB ile Alman Kalkınma Bankası (KfW), 50 yıldır devam eden iş birliklerini 16 Eylül’de düzenledikleri etkinlikle kutladı. İlk anlaşmayı 1969 yılında imzalayan iki banka, yarım asrı aşan iş birliğinde Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına hizmet eden pek çok projeyi hayata geçirdi.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ve Alman Kalkınma Bankası (KfW), yarım asırdır devam eden iş birliklerini 16 Eylül’de düzenlenen etkinlikle İstanbul’da kutladı. TSKB’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliğe, TSKB Genel Müdürü Suat İnce, KfW’nin Asya ve Avrupa’dan sorumlu yönetim komitesi üyesi Stephan Opitz, Almanya Başkonsolosu Michael Reiffenstuel yanı sıra her iki bankanın üst düzey yöneticileri ve reel sektör temsilcileri katıldı.

1969 yılında iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın ardından, TSKB ile KfW ilk kredi sözleşmesini hayata geçirdi. Aradan geçen 50 yılda her iki banka Türk ekonomisinin gelişimine katkıda bulunan pek çok proje için kaynak sağlayarak ülkenin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda önemli roller üstlendi. Sürdürülebilir yatırım projeleri alanında birçok yatırımı finanse eden TSKB ve KfW, çalışan değişimi ve teknik danışmanlık programları kapsamında da iş birliklerinde bulundu. Uluslararası Kalkınma Finansmanı Kulübü (IDFC) ve D20 Uzun-Vadeli Yatırımcılar Kulübü (D20 LTIC) gibi uluslararası finansal platformlarda sürdürülebilir finansmanı desteklemek üzere bir arada yer aldı.

TSKB ve KfW’nin ortak misyon ve hedeflerle hareket eden iki finans kuruluşu olduğu söyleyen TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “Türkiye’nin planlı kalkınma döneminde kurulan TSKB, ülke ekonomisinin gelişimi için önemli çalışmalar gerçekleştiren, sürdürülebilir ve katılımcı bankacılık alanında öncü bir olmuş bir kuruluş olarak KfW ile benzer bir tarihe sahip. Bu ortak amaç ve misyon ise uzun yıllara dayanan güçlü iş ortaklığımızın en önemli şifresi. Yenilikçi çözümler üreterek bu iş birliğimizin devam edeceği ve gelişeceğine olan inancım tamdır” dedi.

KfW Yönetim Komitesi Üyesi Stephan Opitz ise şunları belirtti: “Geçtiğimiz 50 yılda böyle verimli ve önemli bir ortaklık geliştirmiş olmaktan mutluyuz. İlerleyen dönemlerde iklim koruma ve adaptasyon konularını teşvik etmek için iş birliğimizi yoğunlaştırırken, bunun yanında sürdürülebilir yeşil finansman alanındaki başka fırsatları da birlikte inceleyeceğimizi umuyorum.”