Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Yönetici Bilgi Notu, Enerji sektöründen üst düzey yönetici, bürokrat, karar alıcı ve uzmanlara gönderilmektedir.
Türkiye, uzun yıllardır sahip olduğu coğrafi konumunun kendisine sunduğu avantajı kullanarak Avrupa’nın önemli enerji merkezlerinden birisi olmayı hedeflemektedir. Bununla birlikte Türkiye gerek enerji piyasaları ve enerji al
Türkiye enerji merkezi olması durumunda jeostratejik önemini artırarak önemli bir güç çarpanı elde etme şansına kavuşurken aynı zamanda doğal gaz ithalat maliyetlerini düşürme ve enerji arz güvenliğini sağlama imkanına da sahip olacaktır.
Türkiye’nin 2004 yılında 22,5 milyar metreküp olan doğalgaz tüketimi 2011’de 43,8 milyar metreküpe ve 2014 yılında ise 49 milyar metreküpe yükselmiştir. Türkiye’nin 2015 yılındaki doğal gaz tüketiminin ise 50,8 milyar metreküpe ulaşacağı öngörülmektedir. Türkiye’nin mevcut uzun vadeli anlaşmalar ile ithal edebileceği yıllık toplam doğal gaz miktarı 52,2 milyar metreküptür. Türkiye’nin doğal gaz tüketiminde artış hızı düşmekle birlikte önümüzdeki yıllarda da artması ve 2020 yılında 60 milyar metreküpe yükselmesi beklenmektedir.
Türkiye’nin doğal gaz tüketimindeki bu artış yeni arz kaynaklarına olan ihtiyacı beraberinde getirirken aynı zamanda enerji arz güvenliğinin sağlanmasında yeni kaynak ülke ve tedarik güzergahlarının geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Türkiye’nin doğal gazda yaklaşık yüzde 99 oranında ithalata bağımlı olması ve doğal gaz ithalatında ana tedarikçi konumundaki İran ve Rusya’dan aldığı doğal gaz fiyatlarının Avrupa ortalamasının üzerinde olması, artan gaz talebi ve Türkiye ekonomisinin rekabet gücü ile birlikte düşününüldüğünde, Türkiye’nin başta doğal gaz olmak üzere enerji ithalat maliyetlerini düşürmesini elzem kılmaktadır.
Türkiye her şeyden önce bu nedenlerden dolayı doğal gaz arz miktarını ve tedarikçi ülke sayısını arttırarak kendi gereksinimlerini karşılamak zorundadır.
Avrupa’nın doğal gaz tüketimi ekonomik kriz nedeniyle son yıllarda düşmektedir. 2010 yılında Avrupa’nın 534,5 milyar metreküp olan doğal gaz tüketimi 2014 yılında 417,5 milyar metreküpe kadar gerilemiştir. Uluslararası Enerji Ajansı’nın(IEA) tahminlerine göre, Avrupa’daki doğal gaz tüketiminin 2015 yılından itibaren tekrar artmaya başlayacağı tahmin edilmektedir. Avrupa’nın 2014-2020 dö- neminde doğal gaz ithalatının bugünkü seviyelere oranla yüzde 30 civarında artacağı öngörülmektedir. Bunun en önemli nedeni ise Avrupa’nın kıta içi doğal gaz üretiminin 2020 yılında 2010’a göre yaklaşık yüzde 25 düşecek olmasıdır.
Avrupa’nın artan doğal gaz ithalat ihtiyacı ve enerji arz güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği(AB) Komisyonu tarafından Akdeniz enerji merkezinin geliştirilmesi önerilmiştir. Bu amaçla AB Komisyonu ile Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz’deki potansiyel kaynak ülkelerle yüksek düzeyli görüşmelere başlanmıştır.
Avrupa’daki gelişmeler Türkiye’nin enerji merkezi olma sürecini ve şansını gün geçtikçe artırmasına rağmen Türkiye’nin enerji merkezi olabilmesi için üretici ülkelerden çıkacak boru hatlarının geliştirilmesi kadar Türkiye tarafından sağlaması gereken teknik, altyapıyla ilgili gereklilikler ve yasal düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır.
Türkiye’nin fiziki ya da sanal bir doğalgaz merkezlerinden birisi olabilmesi için temel gereklilikleri şu şekilde sıralayabiliriz:
• Ülke talebinin üzerinde bir doğalgaz arzı (10-15 milyar metreküp/yıl), çok sayıda kaynak ülke ve güzergaha erişimin sağlanması, çok sayıda doğal gaz giriş noktasına sahip olunması ve bu sayede gazın gazla rekabetinin sağlanması,
• Doğal gaz piyasasında liberalleşmenin sağlanması ve bunun için yeni doğal gaz piyasası kanunun piyasa ihtiyaçları doğrultusunda yasalaştırılması,
• Kuruluş süreci tamamlanan Enerji Borsası EPİAŞ’ın etkin ve sağlıklı olarak çalışmasının sağlanarak doğal gaz sözleşmelerinin de işlem görmesi,
• Çok sayıda piyasa katılımcısının olması, yüksek ticaret ve işlem hacminin oluşturulması,
• Spot ve vadeli işlem (future, swap, vb.) sözleşmelerinin sayısının artırılması,
• Gerekli yasal ve düzenleyici çerçevenin piyasa ihtiyaçları doğrultusunda bağımsız olarak oluşturulması,
• Avrupa’daki uzun vadeli ve petrole endeksli doğal gaz kontratlarının merkez temelli fiyatlamaya doğru değiştiği göz önüne alındığında tüm piyasa katılımcıları için gösterge ve güvenilir bir piyasa fiyatının oluşturulması,
• Türkiye’nin gerek ulusal doğal gaz iletim ve dağıtım altyapısı gerekse ülke topraklarından geçen büyük ölçekli transit doğal gaz boru hatlarının geliştirilmesi, yeni enterkonektör hatlarının yapılması, LNG ithalat terminalleri ve doğal gaz depolama kapasitesinin arttırılması.
Sonuç olarak bakıldığında artan doğalgaz talebi, Avrupa’nın doğalgaz ithalatının gelecek yıllarda ciddi oranda artacak olması Türkiye’nin Avrupa’nın en önemli enerji ticaret merkezlerinden olmasını sağlayabilecektir. Bununla birlikte yukarıda yer alan temel ve piyasa gereklilikleri ile koşulların sağlanması, TANAP gibi büyük ölçekli projelerin geliştirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin gerekli adımları en kısa sürede artması enerji merkezi hedefini gerçeğe dönüştürmesi kadar bölgedeki diğer rakiplerinin de önüne geçmesini sağlayacaktır. Burada ise bölge ülkeleriyle işbirliği ve karşılıklı güvenin tesis edilmesi ile gerekli koşulların sağlanabilmesi için Kamu ve özel sektör oyuncularına büyük iş düşmektedir.
Yararlanılan Kaynak:
Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi, Yönetici Bilgi Notu, 2015 (39).
Hazırlayanlar: Dr. Efgan Nifti, Dr. Rüçhan Kaya, Emin Akhundzada, Emin Emrah Danış,