Hidroelektrik santraller; çevre uyumlu, temiz, yenilenebilir, yüksek verimli, yakıt gideri olmayan, uzun ömürlü, işletme gideri çok düşük dışa bağımlı olmayan yerli kaynaklardır. Sera gazı emisyonu yaratmamaları, inşaatların yerli imkanlarla yapılabiliyor olması, teknik ömrünün uzun olması, yakıt gideri olmaması, işletme bakım giderlerinin çok düşük olması, yenilenebilir kaynakların başında gelen sudan elektrik üretilmesi başlıca avantajlarındandır.
Günümüzde dünyadaki hidroelektrik enerji üretimi elektrik tüketiminin yaklaşık olarak %19’unu karşılamaktadır. Türkiye hidroelektrik potansiyeli dünya potansiyelinin %1’i, Avrupa ekonomi potansiyelinin ise %16’sıdır.
Türkiye’deki En Büyük Hidroelektrik Santralleri aşağıda yer almaktadır;
– Atatürk Barajı ve HES: Şanlıurfa, 2.405 MW
– Karakaya Barajı ve HES: Diyarbakır, 1.800 MW
– Keban Barajı ve HES: Elazığ, 1.330 MW
– Altınkaya Barajı ve HES: Samsun, 703 MW
– Birecik Barajı ve HES: Şanlıurfa, 672 MW
Türkiye’nin potansiyel HES durumu aşağıda belirtilmiştir.
Hidroelektrik santrallerinin önemi yıllar geçtikçe artmakta olduğu olmazsa olmaz bir gerçektir. HES’lerin birçok açıdan enerji üretimine olan etkisi bizleri bugünlerde Türkiye’de neden bu kadar yatırım yapıldığını gözler önüne sermektedir. Türkiye’nin doğal kaynaklarının HES’lere olan yatkınlığı ve yapılan projelerin verimliliği göz önüne alındığında HES’lerin geleceği ile Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamada büyük bir paya sahip olacağını söylemek mümkündür.
Hazar DEMİR – İstanbul Teknik Ünv. / Makina Müh. – hazardemir11@gmail.com
Sercan KARA – İstanbul Teknik Ünv. / Maden Müh. – karaserc@gmail.com