Her yıl olduğu gibi, Türkiye hazırlamış olduğu ulusal sera gazı envanterini Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekretaryasına teslim etti ve ilgili iki rapor sekreterya internet sayfasında 15 Nisan tarihinde yayınlandı. İletilen verilere göre, Türkiye 2012 yılında 2011’e göre atmosfere yüzde 3.7 , 1990 yılına göre de yüzde 133.4 oranında daha fazla sera gazı saldı.
Böylece, iklim değişikliğini durdurmak için emisyonları 2020’de 1990 yılına göre yüzde 25-40 mertebesinde azaltma hedefine karşı güçlü fosil yakıt politikasını sürdürdü. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli-IPCC’nin 20
Sonuç olarak
1992’de müzakere edilen İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne 2004’de, 1997’de müzakere edilen Kyoto Protokolü’ne 2009’da katılan Türkiye, 2009’da görüşülen Kopenhag Uzlaşması sonucunda hiçbir azaltım hedefi vermedi. 2012 envanteri Türkiye’nin uluslararası düzeyde olduğu gibi ulusal düzeyde de hiçbir adım atmadığı gibi, iklimi değiştirmek için bütün araçları ekonomi adına kullanacağını ortaya koyuyor. Bu haliyle son envanter Türkiye’nin “yüksek karbon ekonomisi” merkezli politikayı tercih ettiğini ortaya koyuyor. Sonucunda da, doğa tahribatına yol açan inşaat, enerji ve ulaşım politikalarındaki gelişmeler iklimi de değiştiren sera gazı emisyonlarına hızla ve şiddetle yansıyor.
Türkiye’nin 2012 yılında gerçekleştirdiği faaliyetleri atmosfere saldığı sera gazları üstünden anlatmaya çalıştık. Bunu yaparken de yüzdeler üstünden tanımlamayı daha anlaşılır kılmak için tercih ettik. 1990 yılına göre yüzde 25-40 azaltım yapılması gereken noktada tek bir yılda kara yolu taşımacılığında yüzde 33.8, toplamda ise yüzde 3.7 artış yapmasının yaşamsal karşılığı dikkate alınmak zorunda. 2012 yılı sera gazı envanter raporları, Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda yapılmaması gereken her şeyi yaptığını gösteriyor.
Yazının Devamı İçin TIKLAYIN>>
Kaynak: Yeşil Ekonomi