WWF’in “Akdeniz’de Ekonominin Canlandırılması” Raporu Yayımlandı

Rapora göre onlarca yıl boyunca, genellikle kontrol dışı ve haddini aşan pek çok ekonomik faaliyete maruz kalmasının ardından, bugün Akdeniz’in sağlığı ‘sarp bir kayalıktan yokuş aşağı yuvarlanıyor’. Ekosistemler ve sağladıkları hizmetler hızla bozularak, ekonomiyi ve denize bağımlı insanların yaşam biçimlerini tehlikeye atıyor.

Yapılan analize göre, Akdeniz’de denizle ilgili faaliyetlerin sağladığı yıllık ekonomik değer 450 milyar Amerikan doları. Ayrıca, Akdeniz’in ekonomik varlıklarının değeri ihtiyatlı bir yaklaşımla bile 5,6 trilyon Amerikan doları gibi sarsıcı bir rakama işaret ediyor. Her ne kadar bu rakamlar etkileyici olsalar da, Akdeniz’in ekonomik açıdan öneminin yalnızca bir kısmını yansıtıyorlar. Zira, biyolojik çeşitliliğin başlı başına ihtiva ettiği değer ile sağlıklı bir denizin sağladığı çok sayıda manevi değerin ekonomik açıdan yeterli bir biçimde yansıtılması mümkün değil.

Raporda iki kilit sektör olan turizm ve balıkçılık detaylı bir biçimde inceleniyor. Denizle ilgili sektörler içinde, bölge ekonomisine en fazla katkıyı sağlayan turizm, Akdeniz ülkelerinin kümülatif gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) %11’ini oluşturuyor. Ancak, mevcut kitlesel turizm modeli genellikle kıyıların saldırgan bir biçimde imara açılması, aşırı su ve enerji kullanımı ile başka şeylerle birlikte katı atık ve atık suların sürdürülebilir olmayan şekillerde yönetimini de beraberinde getiren bugüne kadar gerek denizel, gerekse kıyısal çevrenin bozulmasına sebep oldu.

Bölge ekonomisine katkı sağlayan kilit sektörlerden bir diğeri olan balıkçılık da son yıllarda gittikçe derinleşen bir kriz yaşıyor. Kolektif değerinin bugün hala 3 milyar Amerikan doları olduğu tahmin edilen balıkçılık, 180.000’den fazla insana doğrudan istihdam sağlıyor. Öte yandan, aşırı avcılık ve diğer insan etkileri (örn. kirlilik, habitat tahribatı) balıkçılık endüstrisini önemli ölçüde etkilemiş. Akdeniz’de erişilebilen balık rezervlerinin %80’i aşırı avlanmaya maruz kalıyor.

Bir çok balık popülasyonu, kıyı bölgesi ve okyanus ekosisteminin tüm dünya ve Akdeniz gibi önemli bölgelerde giderek daha fazlı baskı altına girdiğini gözlemlediklerini söyleyen WWF Akdeniz Girişimi Direktörü Giuseppe Di Carlo sözlerine şöyle devam etti: “Aynı zamanda denizler konusunda daha önce şahit olmadığımız ölçüde bir odaklanma gözlemliyoruz. Liderler bu odaklanmayı BM Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri ve 2015 küresel iklim anlaşmasına erişmek için bir fırsat olarak kullanabilirler. Kaybedecek vakit yok.”

WWF-Türkiye Doğa Koruma Yönetmeni Ayşe Oruç ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi 2023’te deniz turizminin de geliştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çekti. Oruç, “Tüm bu çalışmaların Akdeniz kıyılarımızın denizel doğal değerlerinin zarar görmeden hayata geçirilmesi için ilgili tüm tarafların görüşleri planlama aşamalarında yer almalıdır” dedi.

Raporda Akdeniz’de sürdürülebilir bir ekonomik modele ulaşmada, her biri Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri üzerine kurulu altı tane stratejik öncelik sunuluyor:

1- Bütünleşik ve ekosistem temelli deniz planlaması ile yönetiminin uygulanması

2- Sürdürülebilir bir Mavi Ekonomi yaklaşımının benimsenmesi

3- İklim değişikliğine karşı dirençli ve karbon-nötr ekonomi modellerinin oluşturulması

4- Kamu ve özel finansman yoluyla doğal varlıkların sürdürülebilir üretkenliğinin açığa çıkarılması

5- Kitlesel turizmin ayakizinin azaltılması ve daha sürdürülebilir turizm modellerine doğru yol alınması

6-Balıkçılık sektöründe sürdürülebilirliğin sağlanması.

akdenizde ekonomiyi canlandırmaAyşe OruçGiuseppe Di Carloküresel iklim anlaşmasısürdürülebilir kalkınma hedefleriWWF
Yorumlar (0)
Yorum Ekle