Dünya’nın ekolojik olarak ciddi bir stres altında olduğu önümüzde duran bir gerçek. Enerji ve teknoloji sektörlerinin dünyanın geleceği için önemli rol oynayacağını da rahatlıkla öngörebiliriz. Microsoft ve PwC’un ortak çalışmasına göre, dünyadaki insanların %91’i hava kirliliğinin kontrol edilmediği bölgelerde yaşıyor. 1970’den bu yana dünyadaki canlı çeşitliliğinin %60’i yok olmuş durumda.
Sera gazları ise son 3 milyon yılın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Bu süreci yönetmemiz için karbon emisyonlarının çok hızlı bir şekilde azaltılması lazım. Burada yapay zeka çok önemli bir rol oynayacak. Sadece karbon emisyonlarının azaltılması değil, enerji verimliliğinin artırılması ve dijitalizasyon konularında da yapay zeka hayati bir rol üstlenecek. Pandemi süreciyle beraber birçok ülke ve çok uluslu şirketler sıfır emisyon hedeflerini açıkladılar.
İngiliz petrol devi BP, bu 10 yılın sonuna kadar 50GW yenilenebilir enerji kapasitesine ulaşacağını, düşük karbon teknolojilerine yaptığı yıllık harcamayı 10 kat artırıp 5 milyar $’a çıkaracağını, petrol ve gaz üretimini 2050’e kadar %40 azaltacağını açıkladı. Shell, İspanyol Repsol ve Norveçli Equinor da 2050’e kadar sıfır emisyon hedeflerine ulaşacaklarını ilan ettiler. Bu noktada, yapay zeka şirketlerin ve devletlerin sıfır emisyon hedeflerine ulaşmalarında kilit bir rol oynayacak. Bu hedefe ulaşmak için enerji sektörü içinde üretkenliğin ve verimliliğin artırılması, israf ve atığın azaltılması gerekiyor. Yapay zeka olmadan bu konularda ciddi ilerlemelerin kaydedilmesi ise oldukça zor görünüyor. Dekarbonizasyon, enerji verimliliğinde optimizasyonun sağlanması gibi konular tamamen yapay zeka ve blockchain teknolojilerinin ne kadar sahada uygulanıp uygulanmayacağı ile ilgili.
Kaynak: “The Role Of AI In Carbon Reduction And Increased Efficiency For Energy”, Forbes
Yayına Hazırlayan: Dünya Enerji Konseyi / Türk Milli Komitesi