Makine Mühendisi ve Enerji Uzmanı Güngör Kaya, “Petrol fiyatları her geçen gün artıyor. Dünyada en pahallı Petrolü kullanan ülkelerin başında geliyoruz. Artık bu kötü gidişe bir dur demek için kendi enerjimizi kendimiz üretmek zorundayız’ dedi.
DIŞA BAĞIMLILIK BİOYAKITLARLA SON BULACAK
KALICI ADIMLAR ATILMALI
Enerji Uzmanı Kaya, Dünyada yaygın olarak kullanılan Bioyakıtlar ve Biodizel için ülkemizin çok elverişli ortamlarının olmasına rağmen bu enerji türünün hep göz ardı edildiğini söylediği açıklamasında, mevcut enerji politikaları mutlaka gözden geçirilmeli ve petrole alternatif olan Bioyakıt ve biodizel enerji kaynakları mutlaka devreye sokulmalıdır. Bunun yanı sıra Bioyakıt ve biodizel enerji konusunda TOBB Akaryakıt Komisyonu’nda ve EPDK’daki güçlü ve kalıcı adımlar atılmalı, sektöre girmek isteyen şirketlerinin önünün açılması için sahipsizlik ve belirsizlik yapılacak bilimsel çalışmalarda ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti.
YATIRIMCILARIN ÖNÜ AÇILMALI
Türkiye’de özellikle araçlarda ve sanayilerde kullanılan yakıt ile elektrik üretimi için dış pazarlardan çok büyük miktarlarda fuel-oil alındığını, bunun da yüksek maliyetli ve düşük verimli olduğunu ifade eden Kaya, yerli yatırımlarla elde edilecek Bioyakıtlar ve Biodizel ile dışa bağımlı maliyetlerin ve cari açığın büyük oranda azalacağını söyledi.
Çevre için son derece yararlı olan ve kendi öz değerlerimizi kullanacak olan bioyakıtın bütün versiyonlarının en iyi şekilde kullanılması ve uygulanmasının gerektiğine işaret eden Enerji Uzmanı Güngör Kaya açıklamasını şöyle sürdürdü:
Dünyada ülkemiz petrolü en pahalı tüketen ülkelerden başında gelmekte iken ve de dünyada çevre dostu yeni ve yenilebilir enerji alanları yaratmak için yeni stratejiler ve modeller geliştiriliyor iken, Türkiye’de enerji konusundaki çalışmalarının laftan öteye gidememesi üzüntü vericidir. Ülkemizde enerjinin tarımda gizlendiği farkına varılarak, bu konuda başarılı olan ülkeler örneğinde olduğu gibi kalıcı ve sonuç getirici çalışmalar yapılmalıdır. Çalışmalarda ilk iş olarak bu alandaki çalışmaları koordine etmek üzere ilgili Bakanlıklar, resmi ve bilimsel kuruluşlar ve sektör temsilcileriyle koordineli çalışarak bilimsel araştırmalar ve denetlemeler yapacak kurullar oluşturulmalıdır. Verimli üretimi, standart ürünleri karşılayacak kapasiteler ve teknik yeterlilikler belirlenmelidir. Standart dışı, risk içeren üretim metotları ile biodizel yakıtların imajını bozan makinelerin piyasaya sürümünü engellenmelidir. Bioyakıt teknolojileri konusunda faaliyet gösteren ve bu alanda yatırım yapmak isteyen KOBİ’ler kredi ve vergi indirimleriyle teşvik edilmeli, desteklenmelidir. Özellikle Ar-Ge yatırımlarına öncelik ve ağırlık verilmelidir. Bunların yanı sıra Bioyakıtlar konusunda politikalar gözden geçirilmeli ve Türkiye’nin, potansiyelini ve konjonktürü değerlendiren ihracatçı ülke konumuna gelmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmalı, konuyla ilgili mevzuatlar güncelleştirilmeli ve tekleştirilmeli, farklı birimlerin yönetmelik, tebliğ, karar ve uygulamaları birbiriyle uyumlu hale getirilmelidir.
BİODİZEL NEDİR?
Bio-dizel, ayçiçek, soya, aspir, kolza gibi yağlı tohum bitkileri veya şeker kamışı, Hindistan cevizi gibi bitkilerden elde edilen yağların bir katalizatör eşliğinde kısa zincirli bir alkol ile reaksiyonu sonucunda açığa çıkan ve yakıt olarak kullanılan bir ürün. Evsel kızartma yağları ve hayvansal yağlar da bio-dizel hammaddesi olarak kullanılabilir. Bio-dizel petrol içermez; fakat saf olarak veya her oranda petrol kökenli dizelle karıştırılarak yakıt olarak kullanılabilir.
Saf bio-dizel ve dizel-bio-dizel karışımları herhangi bir dizel motoruna, motor üzerinde herhangi bir modifikasyona gerek kalmadan veya küçük değişiklikler yapılarak kullanılabilir. Yüzde 20 bio-dizel yüzde 80 dizel karışımının dahi küresel ısınmaya neden olan karbon monoksit emisyonunu yüzde 21, hidrokarbon emisyonunu da yüzde 47 oranında düşürmektedir.
Kaynak: Star Gündem