Moda olmaktan uzak bir konu. Bir dönemin teknoloji değil. Dünya’nın geleceğini ilgilendiren, gelecek nesillere yaşanabilir alan bırakma endişesini taşıyan küresel bir konu Yenilenebilir Enerji
1990’lı yıllarda Küresel Isınma kavramıyla daha içli dışlı olmamız ve buna sebep olan sorunun başlıca nedenlerinden birinin enerji üretimi için fosil (C kaynaklı) enerjilerin neden olduğu belirince Yenilenebilir enerjiyi tekrar gündeme getirmiş ve artık bu teknolojinin sürekli gelişeceği bir döneme girilmiş bulunulmaktadır.
C kaynaklı enerjilerin (Petrol,Doğalgaz,Kömür…) gibi fosil yakıtların ucuz(!) üretim metodları nedeniyle yıllardır atmosfere COx, SOx, NOx gazları salmak artık suç haline gelmiş bulunmaktadır.(Bkz: Kyto Protokolü).
Almanya’nın Enerjisi
Yenilebilir enerjinin sınırlı bilimsel çalışmalarla gelişmesini beklemek yerine mühendislik kavramının(mühendis=dolar) gereği yerine getirilerek ucuz teknoloji üretme metodu hız kazanmıştır. Eee mühendislik deyince akla ilk gelenlerden biri de Almanya. Bu ülkenin bu konuda bu kadar dünyadan bu kadar ileride olmasının bir sebebi de budur.
Planlı bir ülke olan Almanya Yenilenebilir enerji yasayıla ve bölgesel ve ulusal kalkınma planlarıyla sistemli bir şekilde yıldan yıla enerji üretimindeki yenilenebilir enerjinin payını arttırarak istediği sonuçlara ulaşabilmektedir.
Sadece 2010’da 26 milyar euro harcayarak bu teknolojiye ne kadar güvendiğini ve bu teknolojiyi ne kadar çok istediğini göstermektedir. 1990 yılında %3,1 olan yenilenebilir enerji üretimi 2011 yılında % 20,1 e yükselmiştir. Ayrıca bu sektör sayesinde 350.000 kişiye istihdam sağlamaktadır.
Almanya’nın bu başarıya ulaşmasındaki büyük etkenlerden biri de teknolojiyi kendi üretmesi. Özellikle dünya güneş enerji panel üretiminde(PV) birinci sıradadır.
Toplam enerjisinin %8’ini rüzgar, %3 ünü güneş enerjisi oluşturmaktadır.
Almanya’nın Hedefleri
Aşamalı geçiş planları ortaya koyan Almanya, 2020 yılında yenilenebilir enerjinin toplamdaki ağırlığı % 35, 2050 yılında % 80 ‘ e çıkarmayı planlamaktadır. Yine 2050 yılında enerjinin % 50 sini güneş enerjisinde sağlamayı planlamaktadır.
Zorluklar
Güneş paneli üretimindeki dünya devi Almanya, Çin’in PV sistemleri pazarındaki rekabetçi durumu Almanya’yı zora sokmaktadır. Bu enerji dönüşümünde eski elektrik hatlarının bu üretimi karşılayamaması büyük sorun yaratmaktadır.
Sonuç
Almanya gibi bir ülkenin bu rakamlara ulaşabileceğinden bir çekince duyulmuyor. Fukusihima nükleer kazasından sonra 2022 yılına kadar ülkedeki nükleer santralleri kapatacağını açıklayan Almanya bunu yapmak zorundadır. Geçtiğimiz günlerde Almanya’dan gelen bir haber bu yazılanları doğrular niteliktedir. 22GW lık güneş enerjisinden elde edilen elektrikle Cumartesi günü enerji ihtiyacının yaklaşık % 50 sini karşıladığı açıkladılar. Bu miktar 20 nükleer santralden elde edilecek enerjiye eşit.
İşte, Dünya’da bu olaylar yaşanırken Türkiye ne yapıyor diye düşünmemiz gerekiyor.
Kaynak: Milliyet