Çevre sürdürülebilirliğinde gönüllü sanayi inisiyatifi ve geniş kitlelere dokunan sivil toplum kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ve özellikle son yıllarda “iklim krizi ile savaşım” ve “döngüsel ekonomiye geçiş” konularına odaklanan ÇEVKO Vakfı’nın Genel Sekreteri Mete İmer, yaklaşan yerel seçimler gündeminde “Atık Yönetimi” konusuna daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Atıkların ekonomiye kazandırılması, çevre kirliliğinin ve sağlık risklerinin azaltılması ve son dönemde
Türkiye’de tüketim sonrası atıkların kaynağında ayrı toplanıp geri dönüştürülmesi konusunda sorumluluğun, yasalar çerçevesinde büyük ölçüde belediyelere verilmiş olduğunu vurgulayan Mete İmer, “Öte yandan elbette üreticinin sorumluluğu da var ve özellikle ambalajlı ürün üreticileri, bu sorumluluğu ciddiyetle sahiplenmektedir. Ambalaj atıkları konusunda dünyanın geliştirmiş olduğu çözümlerden birisi, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) sistemleridir. GÜS, üreticinin ürünle ilgili sorumluluğunu, tüketim sonrası evreye genişlettiği bir çevre politikasıdır. Türkiye’de Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS)’ü benimseyen şirketlerin girişimiyle kurulan ÇEVKO Vakfı, bu çalışmaların önderliğini üstlenmiştir. Vakfımız, toplumda geri dönüşüm kültürünün oluşması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, kamu otoritesiyle yasal alt yapı için iş birliği, belediyeler ve lisanslı toplama ayrıma ve geri dönüşüm tesisleriyle birlikte ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanarak geri dönüşümünü gerçekleştirmiştir” şeklinde konuştu.
Mete İmer sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya genelinde kullanılan bir model olan GÜS, ülkemizde de 3-4 yıl öncesine dek uygulandı, ancak sonrasında terk edildi. 2020 yılından itibaren ambalaj ve diğer atıklar için ekonomik işletmeler Hazine ve Maliye Bakanlığı’na GEKAP ödüyorlar. Oysa GÜS, doğası gereği bir vergi değildir. GÜS modelinin, ülkemizde finansal bir model olarak atıkların kaynağında toplanması için kullanılabilecek verimli bir yöntem olduğunun altını özellikle çizmek isterim. Elbette bu çözüm, denetim, yaptırım, teşvik ve farkındalık çalışmalarıyla desteklenmelidir.”
Mevcut durumda belediyelerin tüketim sonrası değerlendirilebilir atıkları kaynağında ayrı toplama uygulamalarında kopukluklar yaşanabildiğini ifade eden Mete İmer, “Uygar ülkelerde sürdürülebilir atık yönetimi, illerin, ilçelerin, mahallelerin ve hane halklarının en önemli beklentileri arasındadır. Atıkların belediyelerce toplanması, lisanslı geri dönüşüm tesislerinde geri dönüştürülmesi ve tüm süreçlerin alanında disiplinli çalışma geçmişine ve nitelikli insan kaynağına sahip geri kazanım örgütlerince koordine edilmesi önem taşıyor. Öte yandan toplum nezdinde farkındalığın artması için iletişim, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları da gerekiyor. Ülkemizin yerel seçimler gündemine girdiği bu günlerde Büyükşehir, İl ve İlçe Belediye adaylarının şehircilikte temel öneme sahip “sürdürülebilir atık yönetimi” konusuna daha fazla vurgu yapmalarını, bu konunun seçim ve hizmet vaatleri ile faaliyet programları arasında daha fazla yer almasını bekliyoruz” dedi.