Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, WIND ENERGY & RES NEWS - Tarih : 25 November 2019
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) yayınladığı yeni rapora göre Asya, rüzgar kapasitesini 2050’ye kadar 2600 GW’ye çıkarabiliyor. Asya kıtasının gelecekte karadaki rüzgar gücü kapasitesinin yarısına hakim olabileceğine dikkat çeken Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, rüzgar enerjisi yatırımlarına devam eden bölgelerin, enerjiye ve ekonomiye de hükmedeceğini belirtiyor.
Küresel rüzgar enerjisi kapasitesi 2050 yılına kadar 6000 GW’nin üzerine çıkarak 10 kat artabilir. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) yayınladığı yeni rapora göre Asya kıtasının, rüzgar kapasitesini 230 GW’den 2600 GW’ye artırarak kurulu rüzgar gücü kapasitesinde baskın pazar olacağı öngörülüyor. Yüzyılın ortalarına gelindiğinde rüzgarın küresel güç gereksinimlerinin üçte birini karşılayabilmesi için rüzgar enerjisine gerekli yatırımların her yıl artması gerekiyor.
Kurulu Rüzgar Gücü Kapasitesinde Asya Baskın Pazar Olacak
Rüzgar enerjisine yönelik yatırımlarını hızlandıran Asya’nın, Avrupa ve Amerika kıtalarını geride bırakacağı öngörülüyor. IRENA’nın açıkladığı rapora göre, 2050 yılına kadar karadaki küresel rüzgar enerjisi tesislerinin %50’sinden fazlası Asya kıtasında bulunacakken, Kuzey Amerika %23, Avrupa ise %10 kurulu rüzgar gücü kapasitesine sahip oluyor. Ayrıca Asya’da Çin’in, 2050 yılına kadar 2525 GW kurulu kara ve deniz rüzgar kapasitesiyle lider konuma geleceği de belirtiliyor. Kapasitelerin artmasına bağlı olarak kara rüzgarları için derecelendirilmiş elektrik maliyetinin de düşeceğine işaret eden rapor, maliyetlerin 2-3 ABD sentine kadar düşeceğini belirtiyor. Ayrıca küresel rüzgar endüstrisinin, 2030 yılına kadar 3,7 milyon kişiyi ve 2050 yılına kadar 6 milyon kişiyi istihdam edecek kapasiteye ulaşması da raporun dikkat çeken diğer bir sonucu.
“İklim ve Ekonomi İçin En Acil ve Etkili Çözüm, Rüzgar Enerjisi”
Yenilenebilir enerji ile iklim açısından güvenli bir gelecek elde etmenin mümkün olacağını dile getiren Ali Aydın, “Rüzgar enerjisi gibi düşük maliyetli yenilenebilir enerji teknolojileri, karbon emisyonlarını azaltmak için en etkili ve acil çözümü temsil ediyor. 2050’ye kadar küresel bir enerji dönüşümü için yol haritamız, iklim açısından güvenli ve sürdürülebilir bir enerji geleceği sağlamanın teknik ve ekonomik olarak mümkün olduğunu gösteren rüzgardan geçiyor. Küresel rüzgar enerjisi potansiyelinin kilidinin açılması özellikle bu konuda önemli olacaktır. Özellikle bugün hava kirliliği ile mücadele edilen Çin’de sağlanacak devasa rüzgar kapasitesi artışı ile bu problem yüksek ihtimalle çözülmüş olacak. Aynı şekilde diğer ülkelerde Paris iklim hedeflerine ulaşmak için gereken enerji kaynaklı karbon salımını azaltma hedeflerinin dörtte biri rüzgar ile sağlanabilir. Ülkemizde de yurtiçi tedarik zincirlerini temel alan ve güçlendiren sağlam sanayi ve işgücü politikaları, rüzgar endüstrisinin gelişimini desteklemek için mevcut ekonomik faaliyetlerden yararlanarak gelir ve istihdam artışını sağlayabilir. Bilinmesi gereken şu ki rüzgar enerjisi, sadece iklim hedeflerine ulaşmamızı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik büyümeyi hızlandıracak ve iş yaratacak, böylece sürdürülebilir kalkınmayı hızlandıracaktır.” ifadelerine de yer verdi.