Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 30 Ekim 2016
19-21 Ekim tarihlerinde Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Sivil Düşün Danışma Kurulu Toplantısı ve İklim eylem Fuarı Ankara’da gerçekleştirildi. Bazı Avrupa Birliği ülkelerinin büyükelçileri, Birleşmiş Milletler Geliştirme Programı temsilcileri, İstanbul Politikalar Merkezi, Tüsiad temsilcisi, bilim insanları, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri konuşmacı ve katılımcı olarak katılım gösterdiler. Üç gün boyunca paneller, tartışmalar, çeşitli etkinlikler, film gösterimleri, sergiler gerçekleştirildi.
Programın ana teması; iklim değişikliği ile mücadele yöntemleri ve Avrupa Birliğinin bu mücadelede kullandığı yöntemler olarak değerlendirebiliriz. Burada uzun uzun neler konuşulduğunu yazmayacağım ancak bazı cümleler var ve bu cümleler paradigmalarımızı nasıl değiştirmemiz gerektiğini ve yeni politikalar oluşturmazsak nelerle karşılaşabileceğimizi anlatmakta. Örneğin; Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ekonomi ve Sosyal Kalkınma Bölüm Başkanı Sayın François Begeot “ İklimi değiştirmek istiyorsak önce kendimizi değiştirmeliyiz “ dedi. Bisiklet kullanmalıyız, toplu ulaşım kullanmalıyız, daha az tüketmeliyiz, tükettiklerimizi geri dönüşümle tekrar kullanılır hale getirmeliyiz. Bir diğer önemli cümle ise Hollanda temsilcisinden geldi “ Ne yaparsan yap doğa ile yap” . Aslında attığımız her adımda doğa yanımızda ancak öyle eylemlerde bulunuyoruz ki doğayı da kendimizi de karanlık bir yalnızlığın içine itiyoruz. Bir önemli cümlede Danimarka temsilcisi Dennis Holte Skov’dan geldi. Sayın Skov “ Danimarka’da 2012 yılında nerdeyse tüm siyasi partiler enerji politikasında anlaştı”. ifadelerine yer verdi.
Peki Avrupa Birliği hangi kararları almış iklim değişikliği ile mücadelede ?
– Enerji verimliliğini arttırmak suretiyle 2020 yılı için yapılan tahminlere kıyasla enerji tüketiminde %20 tasarruf sağlamak.
– Toplam enerji tüketiminde yenilenebilir enerjilerin payını 2020 yılına kadar %20’ye çıkarmak.
– Atıklardan artıklardan ve diğer gıda dışı kaynaklardan biyoyakıt elde edilmesi için teşvikler verilecektir.
– CO2’ nin atmosfere girmesini önlemek için karbon yakalama ve depolama dâhil olmak üzere, düşük karbonlu ve hatta sıfır karbonlu teknolojilerin geliştirilmesini desteklemek.
– AB enerji piyasalarının daha iyi bütünleşmesini sağlamak.
– AB enerji politikalarını sadece çevre politikalarıyla değil araştırma, tarım ve ticaret gibi diğer politikalarla daha iyi bütünleştirmek.
– Uluslararası işbirliğini arttırmak.
Fakat yukarıda yazmayan bir konu var, o da iklim eğitimi. Bunu da Finlandiya bizlere öğretiyor. Üye ülkelerde iklim eylem politikaları ve çalışmaları isimli oturumda Finlandiya temsilcisi Pinja SIPARI şunları aktardı; çok ama çok öncesinden başlamışlar iklim eğitimine. Öncelikle tüm öğretmenler iklim hakkında bilgilendirilmiş. Her eğitimcinin iklim ve iklim değişikliği konularında bilgi alacağı bir web sitesi hazırlamışlar. Gençlerden iklim elçilikleri oluşturmuşlar.
Son yıllarda ülkemizde özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda ciddi bir ilerleme görülmekte. En son Konya / Karapınar yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak belirlendi ve 1000 MW güneş enerji santrali kurulacak. Rüzgâr enerjisinde 5150 MW geçildi. Bunların hepsi umut verici. Ancak enerji verimliliği ve enerji tasarrufu da çok önemli. Yeryüzü derneği, sunumunda çok önemli bir bilgi verdi. “ %1 enerji verimliliği doğal gaz kullanımını %2.6 azaltıyor.” Yeşil Düşünce Derneği, Avrupa partneriyle gerçekleştirdiği projeyi aktardı ve pasif binalar kavramını ilk onlardan duyduk.
Son olarak iklim değişikliği ile mücadelede Avrupa Birliğinin Türkiye’ye bakışını DG Clima’dan Sayın Dimitrios ZEVGOLIS bizlere aktardı. Sayın ZEVGOLIS ” Türkiye’nin AB 2030 iklim ve enerji politika hedeflerini yerine getireceğine inanıyoruz.” Dedi .ZEVGOLIS’e teşekkür ederiz. Komşu dediğin ümit vermeli. Ancak asıl teşekkür Sivil Düşün ekibine çünkü bizleri üç gün çok güzel ağırladılar ve ülkemizin geleceğine daha umutlu bakmamızı sağladılar.
Kaynak: Bültenler