Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 10 Aralık 2013
Geçtiğimiz hafta Almanya ve Bulgaristan Parlamentoları yenilenebilir enerji üzerinden ek vergiler alınmasını öngören yasaları onayladılar.
Almanya 2010 yılında İspanya’nın ardından yenilenebilir enerji kaynaklarından üretimi en fazla teşvik eden ikinci ülke. İspanya kadar kesin bir adım olmasa da Almanya da geçen hafta herhangi bir dağıtım şirketinden elektrik almayıp, kendi ürettiği elektriği tüketenlerden ek bir ücret alma konusunda uzlaşıldı. Henüz miktarı belli olmayan ve onay bekleyen uzlaşı Sözleşmesini, Avrupa Birliği Enerji Komiseri Günther Oettinger, “çok ürkek ve çekingen” buldu.
Ama yine geçtiğimiz hafta Bulgaristan Parlamentosunun onayladığı kararda çekingenliğin esamesi okunmuyor. Bulgaristan Parlamentosunda kabul edilen 2014 yılı Bütçe kanununa göre, güneş ve rüzgar enerjisi üzerinden %20 vergi alınacak. Ayrıca, kabul edilen ek bir kararla alım garantisi teşvikinden yararlanan yenilenebilir enerji santrallerinin çalışma saatleri kısıtlanacak.
Eylül ayında da Çek Cumhuriyeti Parlamentosu 2014 yılından itibaren yenilenebilir enerjide devlet yardımını sonlandıran ve 2010 yılından sonra kurulan ve 30 kW üstündeki güneş enerjisi santrallerine yüzde on vergi koyan yeni bir yasayı onaylamıştı.
Avrupa yenilenebilir enerji ağacında yaprak dökümü başladı.
İspanya’nın 2012 Eylül ayında yenilenebilir enerji teşviki dahilinde olan elektrik enerjisi üretimine %6 vergi ödeme yükümlülüğü getirmesi ağaçtan düşen ilk yapraktı.
Bilirsiniz dökülen ilk yaprak sonbaharın ilk habercisidir. Öyleyse İspanya’ya biraz daha yakından bakmakta fayda var.
2010 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarından üretime teşvik yönünden İspanya birinci sırada yer aldı. Bu nedenle yenilenebilir elektrik ülkede neredeyse patlama yaptı. Rakamlarla ifade edecek olursak, 2011 yılında İspanya elektrik üretiminin %30’unu, 2013 yılının ilk 5 ayında ise elektriğinin %45’ini hidro dahil yenilenebilir enerji kaynaklarından sağladı. 2010 yılında İspanya’nın elektrik üretiminin %17’si kesintili elektrik olan rüzgar ve güneşten sağlanırken, 2013 yılının ilk 5 ayında %27’si rüzgar ve güneşten sağlandı. AB, 2020 yılına kadar İspanya’nın elektrik üretiminin %25’inin rüzgar ve güneşte sağlayacağını öngörüyor.
Ne kadar güzel bir tablo değil mi? Peki ne oldu da bu kadar taze ve diri yaprak dalından düştü. Her şey yolunda giderken, yenilenebilir enerji üretimi tam da hızını almışken İspanya neden acı fren yaptı?
Öncelikle, ekonomik durgunluğun da etkisiyle elektrik talebi çok düştü. 100 GW olan kurulu güç kapasitesine rağmen en yüksek talep 45 GW olduğundan, hiç yenilenebilir enerji üretimi olmasa bile arz fazlası vardı. Üstüne bir de yenilenebilir enerjinin desteklenmesi, tarife açığı oluşmasına neden oldu, bu da elektrik faturalarını çok yükseltti.
Hükümet ekonomik durgunluğun etkisini de düşünerek faturaların artmasını istememesine rağmen, artan tarife açığı nedeniyle faturaları yükseltmek zorunda kaldı.Anlayacağınız sakal bıyık hikayesi…
Tarife açığını kapatmak hükümetler açısından çok önemli, çünkü tarife borcu uluslararası finans piyasaları tarafından ülke borcu olarak adlandırılıyorlar.
Sonuçta, fiyatların daha da artacağı anlaşılınca, yenilenebilir enerjiye %6 oranında bir vergi getirilerek elektriğin üretim maliyeti ile tüketicinin tarifede ödediği rakam arasındaki tarife açığını azaltma yoluna gidildi.
Anlaşılan o ki, Avrupa’nın temiz enerji politikaları dev enerji şirketleri ve siyasetin elini zayıflattı.
Yazan: Sabiha Kötek
Kaynak: Enerji Günlüğü