Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 04 Mart 2023
Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal), Avrupa Birliği’nin (AB) ekonomisini 2050 yılına kadar sürdürülebilir ve iklim açısından nötr hale getirmeyi amaçlayan bir dizi politika önerisidir. Bu kapsamlı plan, sera gazı emisyonlarını azaltacak, enerji verimliliğini artıracak, yenilenebilir enerji kullanımını artıracak ve döngüsel ekonomiye geçişi destekleyecek önlemleri içeriyor. Yeşil Mutabakat, sanayi, ticaret ve yatırım için geniş kapsamlı etkileri olan AB politikasında önemli bir değişimi temsil ediyor.
AB’ye komşu bir ülke olarak Türkiye, Avrupa Yeşil Mutabakatının uygulanmasında önemli bir role sahiptir. Türkiye, Dünya’nın en büyük 17. ekonomisi ve çelik, tekstil ve makine dahil olmak üzere önemli bir endüstriyel ürün üreticisidir. Bununla birlikte, ülkenin ekonomik olarak büyümesi, yüksek düzeyde hava ve su kirliliği, ormansızlaşma ve sera gazı emisyonlarının artışı gibi yüksek çevresel maliyetleri de yanında getiriyor.
Yeşil Mutabakat’ tan etkilenmesi muhtemel bir sektör, Denizli’de tekstil sektörüdür. Denizli, Türkiye’nin en büyük tekstil üretim merkezlerinden biri ve AB’ye önemli bir tekstil ihracatçısıdır. Ancak, Yeşil Mutabakatın Denizli’nin tekstil ihracatının AB pazarındaki rekabet gücü üzerinde önemli etkileri olabilir.
Yeşil Mutabakat kapsamında AB, sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltmayı hedefliyor. Bu, yenilenebilir enerji kaynaklarının ve enerji verimli teknolojilerin artan kullanımı dahil olmak üzere, enerjinin üretilme ve kullanılma biçiminde önemli değişiklikler gerektirecektir. Daha sürdürülebilir bir enerji karışımına geçiş, Denizli’nin tekstil üreticileri için enerji ve ulaşım maliyetlerini artırabilir ve bu da AB pazarındaki rekabet güçlerini etkileyebilir.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye’ye daha sürdürülebilir bir ekonomik modele geçiş için bir fırsat da sunuyor. Yani Yeşil Mutabakat, kaynakların mümkün olduğu kadar uzun süre kullanımda tutulduğu ve israfın azaltıldığı döngüsel bir ekonomiye geçiş çağrısında bulunuyor. Bu, geri dönüştürülmüş ve biyolojik olarak parçalanabilen tekstillere olan talebin artmasına ve geleneksel petrol bazlı tekstillere olan talebin azalmasına yol açabilir. Denizli’nin tekstil üreticileri için bu değişim, AB pazarının değişen taleplerini karşılamak için yeni üretim süreçlerine ve teknolojilerine önemli yatırımlar gerektirebilir.
Bazı zorluklara rağmen Yeşil Mutabakat, Denizli’nin tekstil endüstrisi için de fırsatlar sunuyor. AB daha sürdürülebilir ve iklim açısından nötr bir ekonomiye doğru ilerlerken, tekstil de dahil olmak üzere çevre dostu ve sürdürülebilir ürünlere olan talep artacaktır. Bu da Denizli tekstilcilerine rakiplerinden farklılaşma ve AB’deki pazar paylarını artırma fırsatı sunuyor. Aslında bu, genel olarak Türk sanayileri için yeni fırsatlar yaratabilecek yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve düşük karbon teknolojilerine önemli yatırımlar getirebilecek bir durum olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye’nin daha sürdürülebilir bir ekonomik modele geçiş yapması için bir fırsat ve Denizli’deki tekstil endüstrisi için geniş kapsamlı etkileri olan, AB politikasında büyük bir değişimi temsil ediyor. Daha sürdürülebilir ve iklim nötr bir ekonomiye geçiş, Denizli’nin tekstil üreticileri için zorluklar yaratırken, aynı zamanda AB pazarında büyüme ve rekabet edebilirlik için önemli fırsatlar sunuyor. Dolayısıyla, temiz enerjinin desteklenmesi, döngüsel ekonomiye geçiş ve biyoçeşitliliğin korunması, Türkiye’nin ilerleme kaydedebileceği önemli alanlardır. Yeşil Mutabakatı benimseyerek, sürdürülebilir ve çevre dostu üretim süreçleri ve teknolojilerine yatırım yaparak, Denizli’nin tekstil endüstrisi kendisini AB’nin daha sürdürülebilir bir geleceğe geçişinde lider olarak konumlandırabilir.
Yazan: Berna YILMAZ – Kaynak: DenizliGazetesi