Kategori : ENERJÄ° GÃœNDEMÄ°, NÃœKLEER ENERJÄ° - Tarih : 23 Ocak 2013
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, nükleer santralin Rusya’ya bağımlılığı azaltacağını belirtirken Atatürk Barajı ve Keban Barajı’nın yerine nükleeri koymaya çalışmadıklarını nükleer için gerekçesini açıkladı. …
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, nükleer santralin Rusya’ya bağımlılığı azaltacağını belirtirken, ”Atatürk Barajı’nın, Keban Barajı’nın ürettiÄŸi elektriÄŸin yerine nükleeri koymaya çalışmıyoruz, doÄŸalgazın yerine nükleeri koymayı düşünüyoruz” dedi.
Bakan Yıldız, Akdeniz ve Karadeniz’de kurulacak nükleer santrallerden üretilecek elektriÄŸi doÄŸalgazla ikame etmek için bugünkü parayla 7,2 milyar dolarlık doÄŸalgaz ithal edilmesi gerektiÄŸini de vurguladı.
Mimar ve Mühendisler Grubu ile Enerji Uzmanları DerneÄŸi tarafından ortaklaÅŸa düzenlenen ”Nükleer Enerji ve Türkiye Süreci” konulu panelde konuÅŸan Bakan Yıldız, geçen yıl yüzde 3,2 büyüyen Türkiye’nin enerjideki kurulu gücünün ise yüzde 8,1 civarında büyüdüğünü söyledi.
Büyüyen Türkiye’nin küçülen enerji sektörü olamayacağına dikkati çeken Yıldız, sektörün bütün enerji çeÅŸitliliÄŸi ile birlikte büyümesi gerektiÄŸini kaydetti. Bakan Yıldız, nükleere de sadece bir enerji temini olarak bakılmaması gerektiÄŸini, sanayi sektöründeki teknolojik geliÅŸimin nükleer teknoloji ile birlikte gerçekleÅŸeceÄŸini dile getirdi.
Akkuyu’da yapılacak nükleer santralin çok farklı bir modelle inÅŸa edileceÄŸini belirten Yıldız, ”Model ÅŸu; finansmanınızı bulacaksınız, yapacaksınız, iÅŸleteceksiniz, riskleri üstünüze alacaksınız ve piyasa modeliyle buluÅŸacaksınız. Genel yapımız bu” diye konuÅŸtu.
Su kaynaklarından jeotermal enerjiye, kömürden nükleere kadar enerji üretiminin her alanına çeşitli eleştiriler geldiğini kaydeden Yıldız, bu eleştirileri normal karşıladıklarını, yapıcı eleştirileri de dikkate aldıklarını ifade etti.
Türkiye’nin 8 bin 484 kilometre sahil ÅŸeridi bulunduÄŸunu ve 46 civarında enerji santrali baÅŸvurusu olduÄŸunu dile getiren Yıldız, ”Enteresandır 46 tane de itiraz var. Ä°thal kömüre de yerli kömüre de doÄŸalgaza da bir ÅŸekilde itiraz var. Fakat bizim de arz güvenliÄŸi için enerji altyapısını kurgulamamız ve geleceÄŸi düşünmemiz lazım. Yerli kaynaklarımız yetmiyor. Ä°thalata olan bağımlılığımızı olabildiÄŸince azaltacak, kendi ayakları üzerinde durabilen, hatta koÅŸabilen bir yapıyı mutlaka kurgulamamız gerekiyor. Biz de bunu yapıyoruz” dedi.
Nükleer santral Rusya’ya bağımlılığı artırır mı?
Akkuyu’da yapılacak nükleer santralin doÄŸalgaz da alınan Rusya’ya bağımlılığı artırdığı yönünde eleÅŸtiriler bulunduÄŸunu kaydeden Taner Yıldız, şöyle konuÅŸtu:
”Bizim kurgumuza göre de Rusya’ya bağımlılığımızı artırmıyor, azaltıyor. Çünkü Atatürk Barajı’nın, Keban Barajı’nın ürettiÄŸi elektriÄŸin yerine nükleeri koymaya çalışmıyoruz, doÄŸalgazın yerine nükleeri koymayı düşünüyoruz. Hal böyle olunca Akdeniz’de Akkuyu’da ve Karadeniz’de Sinop’ta kuracağımız nükleer santrallerin üreteceÄŸi elektriÄŸi doÄŸalgazla ikame edebilmek için bugünkü parayla 7,2 milyar dolarlık doÄŸalgaz ithalatı yapmamız gerekiyor. Ama nükleer santralden ürettiÄŸimiz elektriÄŸi doÄŸalgazın yerine koyarsak o zaman bu kadar ithalatı yapmamış olacağız. Her ÅŸey içerisinde. 2035 yıla kadar fiyatının artmadığı, 2035 yılından sonra da ÅŸu ana kadar çok fazla modelde olmayan kardan yüzde 20 hissenin alınmasını öngören bir model kurduk. Çünkü o zamana kadar maliyetler içerisindeki finansman yükü azalacak, dolayısıyla proje
ÅŸirketinin kardan yüzde 20 hissesine Türkiye hazinesi veya enerji sektörü olarak ortak olmuÅŸ olacağız.”
Her bir enerji kaynağının diğerine göre avantajları veya dezavantajları bulunduğunu anlatan Yıldız, kurulu güçleri aynı olsa bile bin megavatlık bir rüzgar veya güneş santralinin yılda bin 800-2 bin saat, su santralinin 3 bin 500-4 bin saat, doğalgaz santralinin 6 bin 500 saat civarında çalıştığına dikkati çekti.
Yıldız, nükleer santrallerden elde edilecek enerji yalnızca rüzgar santralleriyle elde edilmeye çalışılsa Yalova’nın tamamının rüzgar gülleriyle kapatılması gerektiÄŸini, aynı ÅŸekilde nükleer yerine HES yapılsa Düzce’nin tamamının sular altında kalacağını söyledi.
Hiçbir enerji kaynağından vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Yıldız, fakat doğalgazın elektrik üretimindeki payını azaltmayı, mesken ve sanayide kullanımını ise artırmayı hedefleyen bir politikaları bulunduğunu söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın enerjide arz güvenliÄŸini saÄŸlayamama gibi bir mazereti bulunamayacağını belirten Yıldız, ”(Ben yalnızca yerli kaynaklarımızı kullandım, o yüzden 24 saatin 22 saati elektrik verdim) lüksümüz olamaz. Bizim geliÅŸen Türkiye’nin bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapıyı kurmamız lazım” dedi.
Dünyada bugüne kadar 3 büyük nükleer kaza meydana geldiğini söyleyen Enerji Bakanı, Çernobil kazasından sonra 144, Fukuşima kazasından sonra da 62 santralin inşaatına başlandığını söyledi. Yıldız, nükleer santrallerin turizme de tarıma da hiçbir zarar vermediğini vurguladı.
Nükleer santralin parçalarının Türkiye’de yerli sanayi tarafından üretilmesine önem verdiklerini kaydeden Yıldız, nükleer santral inÅŸaatının 10 bine yakın kiÅŸiye istihdam saÄŸlayacağına da dikkati çekti.
İkinci Santral Görüşmeleri
Bakan Yıldız, Sinop’ta kurulması planlanan ikinci nükleer santralle ilgili ilk olarak Japonya ile görüşme yapıldığını, FukuÅŸima kazasından sonra bu görüşmelerin askıya alındığını ve ikinci nükleer santral konusunda 1 yıla yakın bir zaman kaybedildiÄŸini söyledi.
Ä°kinci nükleer santral yapacak firmaya, üçüncü nükleer santralin yer etüt çalışmalarının da verileceÄŸini kaydeden Yıldız, ”Bu ÅŸekilde kaybettiÄŸimiz zamanı inÅŸallah telafi etmiÅŸ olacağız” dedi.
Sinop’ta kurulacak nükleer santralle ilgili sona geldikçe ülkelerin farklı ataklarda bulunduklarını da ifade eden Yıldız, ”Özellikle Japonya, Çin ve Güney Kore’nin bizim taleplerimize daha farklı yaklaÅŸtıklarını gördük. Rekabetin biraz hızlandığını söyleyebilirim. Yeni teklifler gelip de zamana ihtiyaç duyulmazsa inÅŸallah bu ayın sonuna kadar kararımızı vereceÄŸiz” diye konuÅŸtu.