Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, KÖMÜR - Tarih : 24 Nisan 2016
Geçtiğimiz hafta, Belçika’nın kömürden elektrik üretimine son verdiğine ilişkin bir haber yayınlandı.
Habere göre; Langerlo Termik Santrali, Belçika’daki son kömür santraliydi ve 30 Mart günü son kömürünü yakmasıyla birlikte, Belçika’da kömürden elektrik üretimi de son bulmuş oluyordu.
Kömürün tarihinde, Belçika’nın önemli bir yeri vardır. Buradaki kömür üretiminin başlangıcı, neredeyse dokuz yüz yıl öncesine dayanır. Bu nedenle, Belçika’nın kömürden vazgeçmesinin elbette haber değeri de olacaktır.
Söz konusu yorumlara göre; özetle, Belçika’nın bu eylemi Türkiye’ye örnek olmalı ve Türkiye de bir an önce kömürü terk etmelidir.
Acaba, Belçika, gerçekten bu konuda Türkiye için iyi bir örnek olur mu?
Gelelim Belçika’nın elektrik ihtiyacı için kullanılan kaynaklara…
Belçika, elektrik tüketiminin en büyük kısmını (yaklaşık yüzde 40), Avrupa’nın orta yerine inşa ettiği 2 nükleer santraldeki 7 adet reaktörden sağlıyor. Yüzde 22’sini ithal ettiği doğal gazdan, yüzde 8,5 kadarını da rüzgâr ve güneşten üretiyor. Yüzde 20’sini ise doğrudan komşuları Fransa ve Hollanda’dan satın alıyor.
Peki yerine ne konulacak?
İlk seçenek, biyokütle. Daha önce Alman enerji devi E.ON’a ait olan santral, orta ve uzun vadedeki ekonomisinin negatife dönmesi nedeniyle yakın zamanda “German Pellets” firmasına satılmıştı. “German Pellets” firmasının satın alma gerekçesi ise bu santrali kömürden biyokütleye çevirmek. Yani Langerlo santrali aslında kapanmadı. Sadece kömür yerine bir başka yakıtın kullanılması planlanıyor.
Kömürün, hiçbir zaman temiz bir yakıt olmadığı doğrudur.
Ancak, her ne kadar küresel ısınmaya neden olan karbondioksit emisyonlarına henüz bir çözüm bulunamadıysa da yereldeki etkilerini ileri teknolojiler kullanmak suretiyle en aza indirebilmek mümkündür.
Türkiye’nin, elindeki kömür rezervlerini, – çevre boyutu da dahil- pek çok bakımdan doğru kullanmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak, ekonomik olarak işletilebilecek kömür rezervlerine sahip olan ve başka alternatifleri bulunmayan ülkelerin genel davranış biçimi, bu rezervlerden yararlanma yönündedir. Dünya’da bunun istisnası bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin de, çevre ve iş güvenliği bakımından en yüksek standartları da sağlamak suretiyle kömür kaynaklarından yararlanması gerekir.
Enerji meseleleri hiçbir zaman tek boyutlu olmamıştır. Enerjiye ilişkin sorunların çözümü, her zaman çok sayıda parametreye aynı anda bakmayı gerektirir. Tekil örneklerden hareket ederek yüzeysel çıkarımlarda bulunmak ise doğru sonuçlara ulaşmamızı engelleyecektir.
Haberin Devamı İçin TIKLAYINIZ>>>
Kaynak: Enerji Günlüğü