Kategori : BİYOKÜTLE & BiYOGAZ ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 02 Ağustos 2015
Dünya Biyoenerji Derneği Başkanı Heinz Kopetz: “Biyogazın daha çok kullanılması siyasi iradeye bağlı. Biraz daha açık fikirli olmalıyız. Sektöre teşvikler verilmeli. Böylece, bütün dünyada biyogaz kullanılacaktır.”
5. Uluslararası % 100 Yenilenebilir Enerji Konferansı (IRENEC) bugün İstanbul’da Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde başladı. Dünya Biyoenerji Derneği Başkanı Heinz Kopetz konferansta yaptığı konuşmada, küresel olarak biyogazın ormancılık, tarım ve atıklar olmak üzere üç kaynağı olduğunu belirterek, dünyada elde edilen biyogazın yüzde 85’inin kereste ve ormanlardan sağlandığını aktardı. Kopetz,biyogaz kaynakları arasında yer alan organik atıklarınsa belediyeler için çok büyük bir kaynak oluşturduğuna dikkat çekti.
Kopetz, biyogazın önümüzdeki 20 yıl içerisinde kullanım oranının artış göstereceğine dikkat çekerek, “Sürdürülebilir bir enerji sistemi isteniyorsa, fosil yakıtların kullanım oranı azalacak, biyogaz yaygınlaşacak. Burada rüzgar ve güneş enerjisinin de katkısı çok önemli. Eğer ülkeler de bu yönde hareket ederse, bu hedefe ulaşılabilir” dedi.
Gelecekte en önemli enerji kaynağının biyogaz olacağına işaret eden Kopetz, “Biyogazın daha çok kullanılması siyasi iradeye bağlı. Biraz daha açık fikirli olmalıyız. Sektöre teşvikler verilmeli. Böylece, bütün dünyada biyogaz kullanılacaktır. İsveç’te yüzde 50 oranında biyogazkullanılıyor. Biyogazın daha fazla kullanılmasıyla, ekonomiye katkı yaratılması, kırsal kalkınmaya destek olunması ve atmosfere zarar verilmesi ve sera gazı azaltılarak iklim değişikliğinin engellenmesi sağlanmış olur. Biyogazın maliyeti fosil yakıtlara göre çok daha düşüktür. Gelecekte her türlü yenilenebilir enerjiye ihtiyacımız olacak. Biyogaz elektrikte ve ulaşımda daha çok kullanılabilirse, diğeryenilenebilir enerji kaynaklarından başka alanlarda yararlanılması mümkün olabilir” şeklinde konuştu.
Dünyada birçok araştırmacının biyogazın daha iyi yanması için teknolojiyi geliştirdiklerini ifade eden Kopetz, elektrik ve ısı üretmek için biyogazın yanmasında teknolojinin önemine işaret ederek, Kopetz, biyogaz konusunda birçok firmanın yeni teknolojiler üzerinde çalıştığını söyledi. Kopetz, gelecekte fotovoltaik sisteme geçilmesi durumunda, kışın oluşacak enerji boşluğuna karşı gazifikasyon sistemiyle birleştirme yönteminin daha iyi bir sonuç elde edilmesine katkıda bulunabileceğini aktardı. Kopetz, dünyanın birçok ülkesinde biyogazınileri teknolojiyle kullanıldığını belirtti.
“Yenilenebilir enerjiden başka çıkışımız yok”
Konferansta konuşma yapan EUROSOLAR Kıdemli Başkan Yardımcısı Preben Maegaard’da tüm dünya toplumları için % 100 yenilenebilir enerjiye geçişin çok önemli olduğunu söyleyerek, “Eskiden çok seçenek yoktu. Bugün bir yol ayrımına gelmiş bulunuyoruz. Bugün alacağımız kararlar geleceğimizi belirleyecek. Başka bir çıkışımız kalmadı. Günümüzde enerji sisteminde büyük nükleer tesisler, petrol rafineleri gibi geleneksel faktörler çok belirleyici değil. Yenilenebilir enerji çiftliklerde ve binalarda üretilebiliyor. Dolayısıyla, büyük merkezi tesislere ihtiyaç duyulmamaya başlandı. Eski sanayi modeli artık geçerli değil. Daha adil bir sisteme geçilmeli. Hızlı teknolojik gelişmeler yenilenebilir enerjiye katkıda bulundu. Yenilenebilir enerji en çok enerji kapasitesi içeren alandır” şeklinde görüşlerini açıkladı.
Yenilenebilir enerjinin enerji arzının güvenliğini sağladığını belirten Maegaard, enerji fiyatlarındaki dalgalanmaları azalttığını söyledi. Karbondioksit emisyonunun azaltılması için de yeni enerji sistemine geçiş yapılması gerektiğini ifade eden Maegaard, yenilenebilir enerji kaynaklarının bu konudaki rolüne değindi. Maegaard 30 yıl sonra daha fazla yenilenebilir enerji kaynağının kullanılacağını belirterek, çeşitli yenilenebilir enerji teknolojilerinin birleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
“Akıllı enerji çözümlerine ihtiyaç var”
Ontario Üniversitesi Teknoloji Enstitüsü Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dinçer’de konferans yaptğı konuşmada,enerji sektörü denildiğinde, çevre, ekonomi ve eğitim alanlarının devreye girdiğini belirtti. Akıllı enerji çözümlerine ihtiyaç duyulduğunu aktaran Prof. Dr. Dinçer, “Mutlaka akıllı bir şekilde çeşitlenmiş enerji sistemine ihtiyacımız var. Enerji alanında önce doğru teşhis koyacak bir doktora, sonra teşhis konulmasına, son olarak da yan etkileri en az olan bir tedavi modeli inşa edilmeli. Doğru teşhisi koyarak, ona göre altyapı değişiklikleri yapılmalı ve sağlıklı bir sisteme geçiş yapmalıyız. Enerji alanında her kent ve bölgenin kendi koşullarına uygun reçetesi olmalı ” dedi. Kaynakların ve sistemlerin doğru şekilde oluşturmanın önemine işaret eden Prof. Dr. Dinçer, doğru değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Dinçer, enerji kaynakları için potansiyel kadar verimliliğe de dikkat edilmesi gerektiğine değindi.
Karbonsuz bir toplumun hidrojen olmadan olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Dinçer, “Karbonsuz bir toplum ve ekonomiye geçiliyor.Hidrojen teknolojisi gelişiyor. Yenilenebilir enerjiyle hidrojeni birleştirmek çok önemli. Bunu yerine getirebilirsek, enerjiyi daha maliyeti etkin ve çevreye uyumlu hale getirebiliriz. Böylece sürdürülebilir enerji sistemi kurulabilir” diye konuştu. Konferansta konuşan
“Yatırımcı ışığı arıyor”
Gama Enerji Genel Müdür Yardımcısı Kenan Hayfavi ise, rüzqar enerjisinde yatırım sürecinin uzun ve meşakkatli bir yol olduğunu belirterek, “Yatırımcıların verilen tekliflerde dikkatli olması, projelerin hayata geçilmesinde çok önemli. Mevzuat riski var. Oyun oynanırken, kuralların değişmesi bazen bizi hızlandırıyor, bazen de önümüze aşılması zor engeller koyuyor. Yatırımcı bürokrasinin çetrefilli yolları arasında ışığı arıyor” dedi.
Kaynak: Bültenler