Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 24 Mart 2024
ÇİÇEKLERİ NEDEN SABAHLARI SULARIZ YA DA AKŞAM SERİNLİĞİNDE, HİÇ DÜŞÜNDÜK MÜ?
Bu soruyu ekseriya çocuklarla sürdürülebilirlik atölyeleri esnasında buharlaşma ve su stresi azaltma konusundaki eğitsel atölyeleri yaptığımda sorulardan biri olarak sorarım… Bugün konumuz su. Tavsiyeler eskeriya finallerde olur. Ben ise daha yazının sonuna gelmeden size geçtiğimiz aylarda Sabancı Center’da ödül gecesi ve galasına bizzat katılmış olduğum Sabancı Vakfı’nın “Kısa Film Uzun Etki” – Su krizi sloganıyla 8. Kısa Film Yarışması ödül alan filmlerini muhakkak izlemenizi öneriyorum. Bir kaç dakikada eminim ki yazdıklarımdan daha da fazla etki yaratacaktır.
Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine yönelik bir çalışma ya da konu özelindeki regülasyonlar konusunda bir eğitim vererek farkındalık yaratmak acaba karbon ayak izi ve su ayak izimizi küçültür mü diye bir soru ile ilerleyelim şimdi ve bağlamsallığa dikkat çekelim. Süveyş Kanalı, Kızıldeniz’deki güvenlik tehditleri nedeniyle uluslararası gemi trafiğinin seyrini değiştirmesinden etkilenince neler değişir acaba dünyada? Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri firmaları nasıl kararlar alırlar rotalarını ne yöne çevirirler? Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde etkili olan El Nino’nun etkisi ile meydana gelen kuraklık nedeniyle, Panama Kanalındaki günlük gemi geçiş sayılarının azaltılmış olmasının arkasında Panama kanalına yönelen artan talebin Husiler yüzünden Süveyş kanalından kaçanlar olduğunu anlayınca kelebek etkisi ve dolaylı etki nedir daha iyi anlıyoruz. Yoksa kırmızı etin su stresi ile ve kuraklıkla ne ilgisi olabilir ki.
BM Küresel İlkeler Sözleşmesini baz alarak CHi Ci Talks Cigdem Yorgancioğlu Taahhüdü – CEO Mandate
“Kalkınma Ve Gelecek İçin Su Konusundaki Paradokslar, Dünyanın Su Potansiyeli, Yeraltı Suyu ve Görünmez Kaynaklar, Obruklar, Su Kaynakları Etrafında Hayatlar, Savaşlarda Susuzluklar ve Hastalıklar, Afetler Açısından Su, Etkin Su Kaynak Kullanımı, Enerji Kaynakları Kentleşme Boyutu Açısından Su, Susuzlukla Mücadele, Suyun Verimli Kullanılması, Su Ve Risk Yönetimi, Su Kayıpları, Su Arıtma, Tarımsal Sulamalarda Su Kayıplarının Önüne Geçilmesi, Basınçlı Sulama Sistemlerinin Yaygınlaştırılması ve Bu Basıncın Temininin de Sürdürülebilir Olması Su Tasarrufu ile Verimli Kullanmanın Ayırdına Yönelik Farkındalıkların Önünü Açma, Su Kültürü, Su Ve Şiir, Denizler ve Kirlilik, Denizlerde ve Okyanuslarda Kirliliğin Önlenmesine Yönelik Farkındalık” konusunda Türkiye’de ve dünyada Barış konulu çalışmalarım da dahil olmak üzere pek çok eğitim ve seminerler veren verimlilik sürdürülebilirlik, adil kullanım, yeniden kullanım, dönüşüm ekonomisi savunucusu biri olarak Dünya Su Günü’nde bu konudaki kişisel çalışmaları sürdüreceğim ve buna dair taahhüdümü yeniden vererek sürdürüyorum bu yazımı. Her birini tek tek baş harflerini büyük yazarak yazarak hatırlatma çabasının sorumlu ve bilinçli farkındalığı ile. Bu meyanda Siz de the CEO Water Mandate’i ile su yetki taahhüdünüzü imzalayarak su alanında faaliyet gösteren küresel şirketler ağına katılmak isterseniz CEO Water Mandate – Su Bildirisi / Taahhüdünü ya da bir diğer deyişle yetkisini onaylayabilirsiniz. Birleşmiş Milletler’in sayfalarında kolaylıkla bulabilirsiniz. Orada kazanımlara dair şu gibi konular öne çıkarılmış ve şu şekilde belirtilmiş “İş risklerini tanımlayın ve yönetin, Markayı ve itibarı güçlendirin, Su kullanımı verimliliği sayesinde maliyetleri azaltın Daha geniş ESG stratejinizi geliştirin şirketinizin Daha Hızlı İleri – Water Resilience initiative- Suya Dayanıklılık girişimine olan bağlılığını doğrulayın”
Ekosisteme ve tabiata duyarlı üretimi benimseyen bir anlayışla Kıtlık Su stresi, verimsiz üretim, oburluk, açgözlülük, Sürdürülebilir sanayi politikaları, Ekonomik ve endüstriyel büyümeyi hızlandıran, geciktiren ve yavaşlatan süreç, üretim yapısını çeşitlendirme kapasitesi, Ekonomik istikrarsızlık, savaşlar ve göçler gibi küresel meselelere dair şimdi ve geleceğe dair uzun vadeli hedefler, yapay zeka gibi oyun değiştirici gelişmelerin tüm insanlığın faydasına olması için işbirliğinin nasıl olması gerektiği gibi konuların da ele alındığı “Eski Köye Yeni, Dünya Düzeni”ni tema alan ve kendisini tabiatın merkezinde gören insan için hicivli bir şiirsel eleştiri getiren son kitabımda da bu konulara yer vermiş ve bu konuda düzenlediğim eğitim ve atölyeleri sürdürmekte idim. Yine devam edecek. Bu bana ait bir taahhüttür. Bildirimdir. İçinde bulunduğum ve proje, akademik çalışmalar sahne performansları ve etkinlikler, eğitsel atölyeler ve modüller halinde çalıştığım Barış ve Eğitim projeleri kapsamında su özelinde başka bir çalışmam daha var. Hakemli Üniversite dergilerinde yer alan araştırmaya dayalı makale çalışmalarımdan da bahsedeceğim. Zira bağlamsallık bakımından Su stresi konusunda diğer konulara kıyasla daha az işlenmiş bir konu olması nedeniyle yukarıdaki su taahhüdün yanısıra yeni ya da az söylenilen şeyleri de söylemek gerek.
2015 yılında tüm Birleşmiş Milletler Üye Devletleri tarafından kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi, günümüzde ve gelecekte insanlar ve gezegen için barış ve refah için ortak bir plan sağlamakta ve bunun merkezinde, küresel bir ortaklık içinde gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin acil eylem çağrısı olan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SDG) bulunmakta. Yoksulluğu ve diğer yoksunlukları sona erdirmenin, sağlık ve eğitimi iyileştiren, eşitsizliği azaltan ve ekonomik büyümeyi teşvik eden stratejilerle kol kola yürümek gerektiğinin farkındalar; Söz Konusu çabaların içinde iklim değişikliğiyle mücadele etmenin yanısıra okyanuslarımızı ve ormanlarımızı korumaya çalışmak gibi alanlar da yer almakta. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 6 şöyle der; milyarlarca insan hala güvenli bir biçimde yönetilen su ve sanitasyon olmaksızın yaşamakta. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SDG) 6, 2030 yılına kadar herkes için su ve sanitasyon hizmetlerinin kullanılabilirliğini ve sürdürülebilir yönetimini sağlamaktır. SDG 6’ya ulaşmak, aşırı yoksulluğu sona erdirmeyi ve gezegeni korumayı amaçlayan 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi başarısının ayrılmaz bir parçasıdır.
1993 senesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun aldığı karar ile her yılın 22 Mart günü, “Dünya Su Günü” olarak farklı konu başlıkları altında kutlanırken UN-Water tarafından organize edilen bu kutlamalar her yıl farklı bir tema ile gerçekleştirilmektedir. 2024 yılının Dünya Su Günü teması ‘Barış ve Refah için Sudan Yararlanma.
Dünya Su Günü, World Water Day 22 Mart’ta (#WaterDay) düzenlenen ve içme ve tatlı suyun önemine vurgu yapan senelik bir Birleşmiş Milletler (BM) – (annual United Nations | UN) gözlem günüdür. Dünya Su Günü tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetimini savunmak açısından önem arz eder, kullanılır. Her yılın teması, Sustainable Development Goal 6 – Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 6’nın hedefleriyle uyumlu olan temiz su, sanitasyon ve hijyen (WASH) ile ilgili konuları odağına alıp, mercek altında tutmaktadır. The UN World Water Development Report (WWDR) – BM Dünya Su Geliştirme Raporu (WWDR) her yıl Dünya Su Günü çerçevesinde yayınlanmaktadır. Birleşmiş Milletler ve üye ülkeler konuya özel küresel su kaynakları ile ilgili somut çalışmaları ödüllendirmek ve Birleşmiş Milletler tavsiyelerini uygulamaya yönelik bir seri aktivite düzenlemektedir. 2003 te kurulup halen faaliyetlerini sürdüren ve 2023 te ABD LM.org ile birlikte bizzat katkı sunduğum UN Water Birleşmiş Milletlerin su alanında çalışmalar ve bunun orkestrasyonunu yapan farklı bir kuruluşu olup Dünya Su Günü’nde yapılan uluslararası koordineli etkinlikleri desteklemektedir. İçinde bulunduğumuz 2024 yılının Dünya Su Günü teması Water for Prosperity and Peace Yani kısaca “Refah ve Barış için Su” Barış için Sudan yararlanma. UN-Water’ın su sorunlarına ilişkin yıllık raporunun 2024 baskısı, güvenli ve eşitlikçi bir su geleceği geliştirme ve sürdürmenin herkes için refah ve barışı nasıl desteklediğini ve yoksulluğun ve dahi eşitsizliğin, toplumsal gerilim ve çatışmaların su güvensizliğini nasıl artırabileceğini anlatmakta.. Mezkur Rapor, sürdürülebilir su yönetimi, refah ve barış arasındaki karmaşık ve birbiriyle bağlantılı ilişkilere dikkat çekerek, bir boyuttaki ilerlemenin diğer boyutlarda ne derece olumlu yansımalara neden olabileceğinin de altını çiziyor.
Gelelim su konusunda bahsedeceğim Kıbrıs Akademik ve Bilimsel Araştırmalar Dergisi (KABAD) hakemli dergide (2023) yayınlanan tarafıma ait ( Çiğdem Yorgancıoğlu ) makaleden Dünya Su Günü özelindeki atıf ve alıntılara;
İKLİM VE SAĞLIK DOSTU MAKUL VE BİLİNÇLİ BİR KIRMIZI ET, TÜKETİMİ MÜMKÜN MÜ?
Geri Dönüşü Olmayan Zincirleme Reaksiyonları Durdurmanın Yollarından Birisi de Tepkime Zincirinin Mantığını ve Bağlamsallığını Çözmektir. Avrupa’daki sağlık sistemleri, 2019 sonunda patlak veren COVID öncesinde, yetersiz finanse edilen birincil ve sosyalbakımdan işgücü kıtlığına ve bakıma erişimdeki eşitsizliklere kadar önemli sorunlarla karşı karşıya kalırken, yaşlanan nüfuslar ve bulaşıcı olmayan hastalıklardaki artış gibi artan zorlukları ele alıyordu. Süregelen ve uzadıkça uzayan bir pandemi ve tedarik zincirinde ilk bozulmalar, salgına hazırlıksız yakalanan işletmeler, kapanan fabrikalar, dünya çapında üretimin aksaması, daha salgının yarası sarılmadan patlak veren Rus Ukrayna savaşı, küresel toparlanmayı geciktiriyor, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar küresel ekonomik büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ediyorlar, savaşın büyümeyi azaltacağı ve enflasyonu yukarı yönlü tetiklemeye sebep verebileceği uyarısında bulunuyorlardı.. Savaşın mermileri, mayınları ve bombaları binalarla birlikte tabiatı da tahrip edip geçiyordu. Artan enerji fiyatları tedarik zincirlerinde bozulmaların daha da kötüleşip bir darboğaza dönüşmesi, Avrupa’da derinleşen enerji krizi, artan hayat pahalılığı ve yaşamda kalma maliyetinin artışındaki kriz ve aşırı iklim olayları ve dahil olmak üzere takip eden kalıcı kriz, sağlık sistemlerini ve özellikle sağlık ve bakım işgücünü sınırlarına kadar zorlayarak durumun vahametini daha da sancılı bir hale getirdi. Pek çok işçi hayatını kaybederken, diğerleri yorgunluk, bitkinlik ve tükenmişlik yaşadı. Dün yani 13 Mart 2023 tarihinde “Dünya ABD’deki banka krizini konuşuyor” başlıkları ana akım medya da boy boy yer almıştı.
Tüm gelişmeler geçtiğimiz haftadan itibaren bir kez daha finansal piyasalarda sallantı etkileri yaratmaya başlamıştı bile.. ABD’de son bir haftada 2 bankanın iflası daha soğumadan yeni haftada bir banka daha iflas etmişti. Silvergate Bank, Silicon Valley Bank’tan sonra New York merkezli Signature Bank da battı. Sıradaki pek çok banka da diken üstünde. Kötü ve aşırı bilinçsiz beslenen, gerekenden fazla üretip, aşırı kırmızı et tüketen daha sağlıksız daha hazırlıksız bir toplum acaba tüm bu bahsi geçen krizlerden daha mı çok etkileniyor? Sağlık sistemlerinde iyileşme halinin esasen en temelde bakış açısı aynı zamanda adil, etik, bütünleşik ve proaktif bir yaklaşımla hem çevreci hem de kamu sağlığını ön plana çıkaran programlara ihtiyacını dikkate alırsak, ülkelerin gıda politikaları özelinde aşırı et tüketimindeki artışın durdurulmasının ve tüketimin azalmasının hem sağlığa hem de çevreye sürdürülebilirlik anlamında katkısı vardır. Bu makale bu konuda yapılan bazı çalışmalara ışık tutmayı hedeflemektedir.
KARDİYOVASKÜLER VE ONKOLOJİK HASTALIK TEHDİTLERİ, SU STRESİ VE SERA GAZLARI
Aşırı dozda hayvansal et tüketimimizi önemli ölçüde azaltmanın gerekliliğine işaret eden araştırma bulguları 1 kalorilik hayvansal protein üretmek, 1 kalorilik bitki proteini üretmek için gereken fosil yakıt miktarının 10 kat fazla olduğunu söylemektedir.
Kırmızı ve işlenmiş etin aşırı tüketiminin kalp-damar hastalığı ve kanser dahil, pek çok hastalığın sebebi ya da gelişimini çoğaltıcı etkide bulunduğuna yönelik pek çok kanıtlanmış çalışma ve araştırma mevcut olup bu derece bir tüketim neticesi ölüm risklerini arttırdığı bilinmektedir. Ayrıca et hayli değerli lezzetli bir besin kaynağı olmakla birlikte, bu protein kaynağının büyük çapta aşırı tüketiminin de canlılar için olumsuz bir çevresel etkiye sahip olduğu bir gerçektir. Hayvancılık üretimi sadece sera gazı emisyonları üzerinde değil, aynı zamanda su ayak izi, su kirliliği ve su kıtlığı üzerinde de olumsuz bir etki yaratmaktadır. Ayrıca hayvanların sindiriminin atmosfere metan gazı (CH4) salınımına neden olmasının, yarım kilo inek eti üretmek için yaklaşık binlerce litre su tüketmek ötesinde bir etkiden bahsedebiliriz. Sera gazı kaynaklı olumsuz iklim değişikliklerinin yol açtığı kuraklık sebebiyle küresel su tüketiminde bozulma, su stresi yaratması bakımından, kırmızı et üretimi için kullanılması gereken su konusu ise başlı başına bir “tavuk yumurta paradoksuna” dönmektedir. İnsan sağlığıyla ilgili olarak, 2015 senesinde International Agency for Research on Cancer – Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), verileri dahil olmak üzere araştırmalar kırmızı etin yanı sıra salam sucuk sosis gibi işlenmiş et tüketiminin insanlar açısından kanserojen olduğunu belirtmişlerdir. (PCDD / Fs, PCB’ler, PBDE’ler, PCN’ler vb. Gibi etlerde sıklıkla bulunan çoğu çevresel kirletici madde, yüksek oranda yağda çözünür. Bundan dolayı, kırmızı etlerden ve et ürünlerinden yağları almaktan kaçınmak, şüphesiz, sadece yağ tüketiminden kaynaklanan kardiyovasküler-kalp damar hastalıklarının değil, aynı zamanda başta kolorektal kanser olmak üzere bazı kanser türlerinin önlenmesine de yardımcı olacaktır. Bazı araştırmalar da kırmızı et yiyenlerde pankreas ve prostat kanseri riskinin daha yüksek olduğunu bulmakta. Ayrıca daha fazla işlenmiş et yiyenlerin mide kanseri riski de daha yüksek tespit edilmiş.
MERA İÇİN ORMANSIZLAŞMA, TARIMDA SU KULLANIMI VE KARBON AYAK İZİ
Kırmızı et tarımının ciddi çevresel etkileri özelindeki farklı araştırma ve çalışmalar, kırmızı et tarımının iklim değişikliğine katkıda bulunan ciddi çevresel etkilerini ele almaktadır. Metan emisyonları, azotun gübre ve gübredeki küresel ısınma etkisi, mera için ormansızlaşma ve tarımda kullanılan büyük su gereksinimleri bunların sadece birkaç tanesi. Küresel ısınmanın başlıca sebebi olan karbondioksit (CO2) gazını emmesi bakımından ormanların kıymetini düşünürsek ağaçları kesmenin ve kırmızı et üretiminin öncülerinden olan hayvanlar için mera yaratmak için ormansızlaşmayı arttırmanın iklim değişikliğine ne denli büyük çapta olumsuz etki yarattığını görebiliriz. Her ne kadar geçtiğimiz yıllarda Dünya liderleri 2021 Glasgow COP 26 zirvesinde, ormansızlaşmaya 2030’a dek son verme taahhüdünde bulunmuş olsalar da yine de neticeleri itibariyle küresel çapta bu noktada pek ilerleme kaydedilmiş olduğu söylenemez. Odun kömürü, yakmaya yönelik ağaç kesimleri, kentlere yer açmak için kesimler ya da madencilik, küçük ölçekli tarım amaçlı sebeplere bağlı kesimler gibi sebeplerle ormansızlaşmanın yanısıra; hayvancılığa yönelik kesimler de karbon ayak izlerimizi büyüttükçe büyütmektedir. Sığır eti, metan içeren sera gazı emisyonunu arttıran etlerin başında gelmekte. Küresel ortalama 110 lb (50 kg) sera gazı, 3.5oz protein başına salınır. Kuzu ise bir sonraki en yüksek karbon ayak izine sahip olup, bu emisyonlar sığır etine kıyasla % 50 daha azdır. Karbon ayak izi özelinde etler ve hayvansal ürünler kademeli olarak sıralandığında en düşük etkili hayvansal ürünlerin etkileri tipik olarak bitkisel ikamelerinkinden daha fazla olmaları ile dikkat çekmektedir.
Hakemli dergideki çalışmama ilişkin makaleden alıntılar bu kadar. Gıda sistemlerini ulusal iklim planlarına dahil etmek ve su bağlamsallığı için hatırlarsak 2023 senesininde, 130’dan fazla ülke, COP 28 UAE Declaration on Sustainable Agriculture, Resilient Food Systems, and Climate Action, -Sürdürülebilir Tarım, Dayanıklı Gıda Sistemleri ve İklim Eylemine ilişkin COP 28 BAE Bildirgesini imzalayarak gıda sistemlerini uyarlama ve dönüştürme taahhüdünde bulunmuş idi. Ayrıca gıda ve arazi kullanım hedeflerini Nationally Determined Contributions (NDCs) Ulusal Olarak Belirlenen Katkılarına (NDC’ler) dahil etti ) ve 2025 yılına dek National Adaptation Plans (NAPs) yani Ulusal Uyum Planları (NAP’lar). Sürdürülebilir gıda üretimini, gıda atıklarının azaltılmasını, diyet değişikliklerini ve iyileştirilmiş arazi yönetimini hedefleyen eylemler, emisyonları azaltabilir ve doğa ve sağlık açısından ortak faydalar sağlayabilir şeklinde sonuçlara varılmış idi. İlaveten, birçok ülke (ev sahibi Birleşik Arap Emirlikleri ve Birleşik Krallık dahil) NDC lerine ve NAP’lerine gıda ve su yönetimine entegre bir yaklaşım eklemeyi kabul etmişti. Tarım, tatlı su çekiminin yüzde 70’inden sorumludur ve bu nedenle, gıda güvenliğini sağlarken su sistemleri üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirmek için entegre bir yaklaşım benimsemek çok önemlidir. Bu anlamda bağlamsal neticeler COP 28’in dikkat çektiği farklılıklar Dünya Su Günü için önemli satır araları içeriyor. daha yaşanabilir daha adil sürdürülebilir daha duyarlı bir dünyanın içinde su gibi akışta olmak için hevesimi korumaktır. Burada belirteceğim son taahhüdüm. Güzel bir hafta sonu dileği ile enerjimiz suyumuz bol olsun.
Kıbrıs Akademik ve Bilimsel Araştırmalar Dergisi (KABAD)Kıbrıs İlim Üniversitesi –Mayıs202376-Aşırı Et İştahının, Pişirici Ateşi Küresel Isınmayla Biz İnsanları Afiyette ve Afiyet Olsunda Tutar mı?
Hicran Çiğdem Yorgancıoğlu
https://www.academia.edu/113941483/Hicran_Cigdem_Yorgancioglu
Regards
H.Çiğdem Yorgancıoğlu