Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 25 Nisan 2013
ICCI 2013 – 19. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kapsamında MÜSİAD tarafından gerçekleştirilen özel oturumda “Yatırımcı Gözüyle Enerji Sektörü” konulu panel düzenlendi.
Baş konuşmacı olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın yer aldığı panel, MÜSİAD 4. Dönem Başkanı Ömer Cihad Vardan tarafından yönetildi. Ayrıca panele Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Park Enerji ve Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner, HESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Amir Arman, Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat katıldı.
ÖZDEMİR: EPİAŞ İÇİNDE SAKIN HA SADECE DEVLET OLMASIN
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir toplantıda yaptığı konuşmada özel sektörün bakışından elektrik dağıtımını değerlendirdi. Sektördeki tüm şirketlerin, EPİAŞ’ın kurulmasına büyük önem verdiklerini belirterek, “Biz dağıtım şirketleri, EPİAŞ’ın sermaye yapısı içinde bulunmak istiyoruz. EPİAŞ’ı kurarken sakın ha sakın tamamen devlet sektörüyle bu şirketi kurmayınız. Mutlaka biz özel sektör olarak üreticilerin, dağıtımcıların yer alması gerekir ki bunun bir anlamı olsun. Yoksa sadece devlet sektörünün içinde bulunacağı bir EPİAŞ’ın ülkenin elektrik politikalarına katkısının sınırlı olacağı düşüncesindeyiz.” diye konuştu.
ÖZDEMİR: BU KIŞ ILIMAN GEÇTİ
Nihat Özdemir Bakan Taner Yıldız’ın 5 bin MW fazlalığımız var didiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin ağır bir kış geçirmediğini, evvelki sene Türkiye’nin kara şubat günü yaşadığını, onun için 2013’te geçen ılıman kışın, çok rahatız algısına gelmemek gerektiğini aktardı. Özdemir şöyle devam etti:
“Biz Türkiye’de enerji üreteceğiz, güvenilirliğini sağlayacağız ama dışa bağımlılığı da azaltmamız gerekli. Bütün bu hedefleri ülkenin sosyal ve ekonomik koşullarını da dikkate alarak optimize etmemiz gerekiyor. Ne kamunun, ne de yatırımcının ne de biz paydaşlarının işimiz hiç de kolay değil. İnşallah 2023 yılında Türkiyemiz 90 milyon nüfusa kavuşacak. 500 milyar dolar ihracat yapacağız, 650 milyar dolar ithalat yapacağız, 60 milyar dolar turizmden gelir elde edeceğiz. Bu hedeflerin içinde en kolay ulaşabileceğimiz rakamı bizler enerjide yılda 500 milyar kilowatt saate ulaşmamız olduğunu görmekteyim.”
POLAT: BU GİDİŞLE RÜZGARDA HEDEFLER TUTMAZ
Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat konuşmasında yenilenebilir enerji sektörünün özellikle rüzgar enerjisiyle ilgili sorunları dile getirdi. Polat Türkiye’de 10 sene evvel yenilenebilir enerji yasası çıktığını, o günden beri de rüzgar enerjisiyle uğraşmakta olduğunu anlattı. Polat
“Yenilenebilir enerjiye ilgi duyduğumuz 15 sene evvel, Almanya`da da yenilenebilir enerjiyle ilgili, özellikle rüzgarla ilgili neredeyse sıfıra yakın üretim vardı. İki ülkenin nüfusu da çok yakın.
Kanun çıktıktan sonra aradan geçen 10 senede, bizim bugün Türkiye’de rüzgar enerjimiz 2300 MW kurulu gücümüz var. Aynı durum Almanya’da 32 bin MW var. Benzer bir gelişmeyi niye gerçekleştiremiyoruz diye sorduğumuzda, finansman var, teknoloji var, niye gerçekleşmiyor?” dedi. Adnan Polat şöyle devam etti:
“Şu ana kadar da 335 MW yatırım tamamladık Polat Holding olarak. Bir 300 MW daha tamamlayıp, yaklaşık 650 MW toplamda bitirmiş olacağız. Bizim önümüzdeki 10 yıl içinde 20 bin MW tamamlamamız için, Türkiye’deki resim nedir diye baktığımızda. Bizim meşhur bir kısım müracaatlarında altın madeni bulduk diye 78 bin MW başvuruda bulundular, bize yıllarımızı kaybettirdi. Türkiye’de toplam verilen lisans 8 bin MW şu an. Öyle görülüyor ki, önümüzdeki bu lisansların da süresi 2015’in sonuna kadar, biz 2015’in sonuna kadar 8 bin MW’lık ikinci defa verilen lisanslardan bir 2 bin, bir de yapılan 3 bin yapmış olacağız. Bu gidişle hedefleri tutturmamız kesinlikle mümkün değil.”
YILDIZ: 3 MİLYAR EURO BİLE DESTEK VEREMEYİZ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Adnan Polat’ın verdiği örneği değerlendirerek şunları şöyledi: “Almanya’da 32 bin MW’lık bir rüzgar var, Almanya Enerji Bakanı 3 hafta kadar önce Türkiye’deydi. Siz bu kadar isabetli rakamları nasıl tespit edebildiniz, biz o rakama gitmeye çalışıyoruz dedi.
Herkes aynı şekilde. İspanya’nın ekonomik krizle beraber. Bir yandan devlet harcamaya devam ediyor tüketmediği halde. Bu enerjinin azı çok zarar, çoğu da az zarar. Eğer 10 yıl önce bakanlar kurulunda acaba bir ay memur maaşlarını ödemesek ne olur ki denilen bir noktadan, enerji yönetimine başlıyorsanız, Almanya’da 50 milyar Euro’luk enerjiye sübvansiyon ayıran bir ülkeyle farkınızın olması lazım.
Görev yaptığımız süre içinde hazineden ne bir kuruş para aldık, ne bir dolarlık hazine garantisi aldık. Kendi ayakları üzerinde yürüyebilen bir sektör oluşturmamız lazım. Bugün o kadar blok projeler var ki, aldığınız o projeyi hazine aracılığıyla gerçekleştiriyor olsanız, kamu bütçesinden yapıyor olsanız, faizler yaklaşık bir puan artıyor. Biz ekonomiye yük olmadan bunları götürüyoruz.
Almanya, geçen yıl verdiği ve bu yıl vereceği rakamla beraber 30 milyar Euro sübvansiyon yapıyor. Ben 3 milyor Euro bile yapamam, napıyoruz, eğer siz bu yapacağınız yatırımları yerli kaynaklardan yapıyorsanız, o 7.3 sentiniz 10 senti geçiyor, yani projeler elverişli hale geliyor. 10-12 yılda amorti ediyorsanız, 7-8 yılda amorti etmeye başlıyorsunuz.”
ÇALIK: ENERJİ ARZINDA ÇEŞİTLENDİRME ÖNEMLİ
Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık ise konuşmasında enerjide arz güvenliği konusuyla ilgili görüşlerini açıkladı ve Fransa’dan örnek verdi. Fransa’da yüzde 70 – 80’e yakın nükleer enerji kullanıldığını, Fransa’da nükleer santralde bir kaza olması halinde, tüm santraller kapanacağını ve Fransa ekonomisini hayal edilemeyecek bir noktaya geleceğini söyledi. Çalık şöyle konuştu:
“Bir ülke bir enerji türünden tek bir ülkeye bağımlıysa, o üründe bir kesinti olursa o ülkenin başına gelebilecek felaketleri düşünebiliyor muyuz? O bakımdan arz güvenliği bakımından arz güvenliğini sadece üçlü çeşitlendirmesi olarak değil, enerji verimliliği, kaynak çeşitlendirmesi, yerli kaynak kullanımı, bölgesel ve küresel kaynaklara erişim konuları çok önemli.
İktisatlı politikalar ve rekabetçi pazar gelişimi, yerli teknoloji ve bilgi donanımı. Bölgesel enerji oyuncusu olmak. Burada elektrik sektöre baktığımızda, yüzde 45’ini doğalgazdan elde ediyoruz. Burada ürünlerin, kömür, doğalgaz, petrol, bunların hangi kaynaklardan yüzde kaç geldiği çok önemli. Toplam enerjimizin yüzde 30 ise doğalgaz, yüzde 30’un da içinde bir ülkenin bir kaynağın payı, yüzde 25’i yüzde 30’u geçmemeli ki, riski yönetebilmiş olalım. Bu konuda ülkemiz çok ciddi çeşitlendirmeye gidiyor.”
CİNER: KÖMÜRDE KARALAMA KAMPANYASI VAR
Park Enerji ve Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner konuşmasına kömür üstünde senelerdir yapılmış propaganda olduğunu, kömürün kirli, kötü, pis olduğuna değinerek, şair Orhan Veli’nin “Yüz karası değil, Kömür karası, Böyle kazanılır, Ekmek parası” şiirini okuyarak başladı. Ciner “Bugün dünyanın önde gelen en büyük ekonomilerinden Amerika, Almanya, Çin`de kömürden elektrik üretimi oranları yüzde 50’nin üstündedir. Yemyeşil bir ülkedir hepsi. Kömür santralleri ormanların içindedir, herhangi bir yeri de kirletmemektedir.
Yeni teknolojilerle kömürün çevreye zararı minimize edilmiştir. Bunun üstündeki baskı neticelerinde Türkiye’de bilinçsizce bu kömüre karşı bir karalama kampanyası oluşmuştur. Mağdur bir sektör temsilcisi olarak burada bulunmaktayım.” şeklinde konuştu. Turgay Ciner konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Keşan’dan Hakkari’ye kadar ülkemizin yerinin altı tamamen kömürle doludur. Kalorisi 1200 düşük kalori diye bir de manasız bir şey vardır, kalori kaloridir. 1 ton yakacağınıza 4 ton yakarsınız istediğiniz kaloriye ulaşırsınız. Enerji kalori ile hesap edilir. Lütfen bu kara propagandalara dikkat edelim.”
Kaynak: Enerji Günlüğü