CLA Akademi | Enerji Gazetesi

Çin’in Afrika’ya İlgisi Artıyor…

Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 20 Aralık 2013


Çin, ilk olarak 16. yüzyılda keşfettiği Afrika’yı bu kez enerji güvenliği endişeleriyle tekrar keşfediyor.

Çin’in Afrika’yı keşfi her ne kadar 16. yüzyıla dayansa da değişen dünya şartları ve küresel aktörler, Pekin’in bölgeyi tekrar keşfetmesi ve geçmişin mirasını ileriye taşımasını gerektiriyor.

Bu çerçevede Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, çıktığı uzun soluklu ziyarette Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde temaslarda bulunuyor.

1,34 milyarlık dev nüfusu, geniş coğrafyası ve hızla kalkınan ekonomisi ile yavaş yavaş tüketim toplumuna dönüşen ülke, her ne kadar enerji ihtiyacının büyük bölümünü Ortadoğu’dan ithal etse de enerji güvenliği endişelerinden hareketle Afrika ile de bağlarını güçlü tutmaya çalışıyor.

Çin, Afrika ülkeleri ile ikili ticaretini hızla artırırken, bölgedeki altyapı ve finans yatırımlarına ağırlık veriyor. Ülkenin bölgedeki yatırım ve etkisi her geçen gün artıyor ve bu durum dünya kamuoyunun olduğu kadar bölgedeki bazı ülkelerde de dikkatle takip ediliyor.

Çin’in Afrika’yı yakın tarihteki “keşfi” 50 yıl öncesi olarak bilinse de ülkenin Afrika açılımı yüzyıllar öncesine dayanıyor. Çin, Ming hanedanlığı döneminde en parlak dönemini yaşarken, coğrafi keşifler öncesinde Batı’nın yüzyıllar sonra ilgi gösterdiği Afrika’yı 16. yüzyılda tanımıştı.

Sydney Üniversitesi Çin Araştırma Merkezi İcra Direktörü ve Chatham House araştırmacılarından Prof. Dr. Kerry Brown AA’ya Çin’in aslında Afrika ile yüzyıllardır süregelen ısrarcı ve kalıcı ilişkilere sahip olduğunu belirterek, Çinli bir Müslüman (Hui) olan ünlü amiral Cıng Hı’nın 16. yüzyıldaki seyahatlerinden 1949’da Çin’in Afrika’ya yardımlarına kadar bu temaslarının sürdüğünü anlattı.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından “Mao’nun Çin Halk Cumhuriyeti’nin yeni kurulduğu yıllarda kendini gelişmekte olan ülkelerin önderi olarak gördüğünü” ifade eden Brown, “1949’dan itibaren Afrika’nın kolonici sömürge düzeninden uzaklaşabilmesi mücadelesini desteklediğini” kaydetti.

“Bu anlamda Çin’in Afrika ilgisinin yeni olduğu söylenemez ancak seviye ve yoğunluk olarak paradigma dönüşümü olduğu da inkar edilemez” diyen Brown, bu konunun arkasında günümüzdeki en önemli unsurun Çin’in enerji güvenliği ve hammadde ihtiyacının karşılandığı pazarların çeşitlendirilmesi olduğunu vurguluyor.

Çin kalkınmada kritik eşiği aşınca

Çin ve Afrika arasındaki yeni dönem ekonomik ilişkiler, ölçek ve kapsam bakımından genişlemeye 1950’lerde başladı.

Bu yıllarda ikili ticaret 12,1 milyon dolar seviyelerindeyken, bu rakam 1960’da 100 milyon dolara, 1980’de 1 milyar dolara ulaştı. Dıng Şiaoping’in Çin’i dışa açmaya karar vermesinin ardından daha hızlı bir artış eğilimine giren ekonomik ilişkiler, 2000’de 10 milyar dolar seviyesine erişti. Özellikle 2000’li yıllardan sonra kalkınmada kritik eşiği aşan Çin, enerji tüketiminde katlanarak artan bir dış alımcı haline geldi. Afrika’daki zengin enerji kaynakları, Çin için enerji güvenliğinde önemli bir kaynak çeşitlendirme alanına dönüştü.

Çin, 2000’den sonra ikinci eşiğini 2009’da aşarak Afrika’nın en büyük ticaret ortağı haline geldi ve 2011’de 166,3 milyar dolara ulaşan ticaret hacmi geçen yıl yaptığı hızlı artışla 200 milyar dolar seviyelerine ulaştı.

Çin’in Afrika’ya olan yöneliminin arkasında, gelecek beş yıllık dönemde AB ekonomisinde durgunluğun devam edeceği, ABD’de ise ekonomik büyümenin düşük bir seviyede kalacağına ilişkin tahminlerin yer aldığı ifade ediliyor. Dolayısıyla Çin, ihracat ve ithalat pazarlarını hızlı bir şekilde çeşitlendirmek için çaba sarf ediyor.

Enerji güvenliği öncelikli siyaset

Ülke, enerji güvenliğini sağlayabilmek amacıyla Ortadoğu dışında pazarlara açılabilmek için her türlü fırsatı değerlendirmeye başladı. Afrika’nın enerji fazlası kendiliğinden Çin için Rus ve Ortadoğu enerjisine tamamlayıcı aday haline geldi.

Enerjide ihtiyaç fazlası olan Afrika, Çin’e yapılan ihracatından elde ettiği kaynakları optimal kullanarak kalkınmasının fonlama maliyetini düşürmeyi amaçladı. Çin’de de “Afrika kıtası tüketemediği ürünleri üretiyor ve üretemeyip tükettiği ürünlere ihtiyaç duyuyor” şeklinde bir tespit bulunuyor. Böylelikle, Afrika’da yatırıma dönüşen “kazan-kazan” politikası, iki ülke arasındaki ticaret hacmini 8 yıl boyunca yıllık yüzde 30 ile büyüterek 2008’de 106,8 milyar dolara kadar ulaştırdı.

Son yıllarda milli hasılaya oranı yüzde 50 civarında seyreden yüksek tasarruf oranları kullanılarak Çin’de oluşturulan arz fazlası için Afrika aynı zamanda iyi bir pazara dönüştü. Altyapı yatırımları ve teknoloji, Afrika’nın talep gösterdiği bir başka alan oldu.

Çinli yetkililer, sıklıkla Afrika’yı Çin’in 1970 ve 1980’lerdeki haline benzeterek, Afrika’nın benzer kalkınma imkanlarına ve tüketim açısından da büyük potansiyele sahip olduğunu belirtiyor.

Çin’in Afrika’ya ihracat ve yatırımları

1980 ve 1990’larda Çin’in Afrika’ya ihraç ettiği hafif sanayi ürünleri, gıda ve kimyasal ürünler ile değişti. 2000’den bu yana ise Çin’in Afrika’ya ihracatının yarısı elektromekanik ve ileri teknoloji ürünler. Afrika’nın Çin’e ihracatı ise 2000 yılında 5,6 milyar dolar seviyesinden 2011’de 93,2 milyar dolara ulaşmış durumda.

Çin, büyüyen ekonomisini beslemek için Afrika’da petrol başta olmak üzere bakır ve uranyum gibi madenlere erişim karşılığında kendisinin de faydalandığı karayolu, demiryolu, stadyumlar ve boru hatları inşa ediyor.

Çin’in Afrika’daki doğrudan yatırımı Çin’in rakamlarına göre 2012 sonu itibariyle 20 milyar dolar civarında. Yatırımın dağılımında yüzde 75’i finans, işleme ve üretim, tarım ve ulaşımı kapsıyor. 50 Afrika ülkesinde 2000’den fazla Çin şirketinin yatırımı bulunuyor.

Çin, 2012’de Afrika’nın altyapı, tarım, üretim ve KOBİ’lerin kalkınması için 20 milyar dolar kredi taahhüdü vermişti ve şu ana kadar 15 milyar imtiyazlı kredi taahhüdünü gerçekleştirdi.

Çin’in Afrika’daki ilerleyişini yardımlar, müteahhitlik projeleri, ayni yardım, teknik yardım, insan kaynakları alanında işbirliği, acil durumlar için insani yardım, dış yardım gönüllüleri ve borç yükünün azaltılması gibi unsurları kapsıyor ve parasal yardım, hibe, faizsiz borç ve tercihli krediler gibi nakdi yardım çeşitlerini içeriyor.

Çin, ayrıca, Afrika ülkelerinin daha iyi koşullara sahip olmasıyla ticaret eğilimlerini değiştirebileceğini iddia ediyor. Çinli yetkililer, Afrika ülkelerinin bu ivmeyi yakalamaya başladığını ve eskiye nazaran daha iyi bir konuma geldiğini savunuyor.

Kaynak: Energy World


Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :

Green Pi Enerji

EcoGreen | Biyokütle - Biyogaz - Güneş Enerjisi Santralleri



   GÜNCEL ENERJİ KÖŞE YAZILARI

   TÜM ENERJİ KÖŞE YAZARLARI VE YAZILARI>>

DİL SEÇİMİ:

  • Turkish
  • English

ENERJİ HABERLERİ KATEGORİSİ

SİTE İÇİ ENERJİ ARAMALARI

Enerji Sektörü İş İlanları & Kariyer

Enerji Kütüphanesi



WhatsApp chat